~1. Bölüm~

363K 12.3K 6.5K
                                    


Yeni kurgum ve yeni heyecanla yazdığım kitabımla işte karşınızdayım. Beğenirseniz eğer parlak yıldızlı oylarınızı bekliyorum, tabii kıymetli düşüncelerinizi de benimle de paylaşabilirsiniz. 


Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


''Demir Bey'in yanında o soru sormadıkça konuşma, sen daha 23 yaşındasın ve gençsin seni tersler ve canını yakabilir. Yarın ne yapacağını sabahtan söylemen lazım. 3 saatte bir kahve içer. Onunla toplantıya gireceğin zamanlar kesinlikle soğukkanlı olacaksın. Genelde sus, bu senin yararına olur. Deneme de olduğun için bin tane iş verecektir. Eksiksiz yapman lazım, tek bir hata onu sinirlendirir.''

Aralanmış ağzımla Dilek'i dinliyordum.

''Burası senin masan, Demir Bey seni birazdan çağırıp işlerini yığdıracaktır.'' Dediğinde aralanan ağzımın kuruduğunu hissedip yutkundum.

''Keşke bir yere yazsaydım, ben bunları nasıl aklımda tutacağım.'' Dedim yakınarak.

''Merak etme, masanın üzerine koydum ben, tüm anlattıklarım yazıyor.'' Dediğinde gözlerimi ovaladım.

''Şimdiden uykun geldiyse yandın.'' Dedi.

''Açıkçası korktum. Bu kadar sert bir giriş beklemiyordum.'' Dedim gülümsemeye çalışarak.

''Burası Yıldırım şirket, hiç duymadın mı? Türkiye'de en çok tanınan şirketlerden biriyiz. Rakibimiz çok, planlara, saatlere göre yaşıyoruz. Eğlenceye ya da gülmeye zamanımız yok. Zorlu maratona hazır olduğuna emin misin?'' dediğinde boğazımı temizledim.

''Şey, eminim.'' Dedim gülmeye çalışarak.

''Sesin emin değil, umarım birkaç ay dayanırsın. Her ay ilan vermekten ve Demir Bey'in işlerini yapmaktan yoruldum açıkçası.'' Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

''Ha bu arada?'' deyip bavuluma baktı, ''Bu arkadaş her gün seninle gezmeyecek, değil mi?'' dediğinde bavuluma baktım.

''Şey, ben halledeceğim.'' Deyip gülümsedim.

''Demir Bey'in yanında da böyle saçma gülme. Hanımefendi gibi gül, ağzını kulaklarına kadar getirmene gerek yok.'' Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

''Şimdilik bu kadar, kolay gelsin.'' Dedi ve topuklarını vura vura gitti.

Valizimi masanın altına doğru yerleştirip masaya göz attım, Dilek'in dediği gibi kağıt duruyordu masamın üzerinde. Siyah diz üstü bilgisayar ve büyük bir not defteri vardı. Küçük ama bana yetecek bir masaydı.

Masamda ki telefon çaldığında açtım.

''Odama, çabuk.'' Dedi Demir Bey.

''Tamam.'' Dediğimde telefon yüzüme çoktan kapanmıştı bile. Hızla odanın kapısına gidip tıkladım.

BÜYÜK PATRON Where stories live. Discover now