~23. Bölüm~

173K 6.8K 743
                                    

Merhaba! Hepinizin kurban bayramı mübarek olsun. Umarım bunu demek için geç kalmamışdır. Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi de benimle paylaşın lütfen ve parlak oylarınızı vermeyi ihmal etmeyin :')


Demir'in Anlatımı

Tam 2 gün olmuştu!

2 gün!

2 gündür haber gelmiyordu, haber gelmedikçe kalbime hançerler saplanıyordu. Her deliğe bakmıştım, her yere gitmiştim 2 gündür sadece Beren'i arıyordum ama yoktu. Hiçbir yerden haber gelmiyordu, kimse bilmiyordu.

''Ağlama.'' Diyen Asya'ya bakıp elimi yüzüme götürdüm.

Hızla yüzümde ki yaşları sildiğim de eliyle yatağını gösterdi. Hala hastanedeydik şuan Asya için en güvenli yer burası olduğu için buradan çıkamıyorduk.

Yanına oturduğumda, ''En son annem ve babam öldüğünde ağlamıştın. Ve bana ben sadece biri ölünce ağlarım demiştin, hatırlıyor musun?'' dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım, ''Ama Beren abla ölmedi, anladın mı? O yüzden ağlama abi.''

''Benim yüzümden.'' Dedim. Asya sargılı olmayan kolunu boynuma doladığında  bende ona sarıldım.

''Özür dilerim, ben öyle demek istemedim sinirden dedim onları. Canın zaten yanarken yarana tuz basmakta üstüme yok. Özür dilerim abi affet beni.''

Asya'yı kendime daha çok sarıp, ''Sen abini affet küçüğüm. Özür dilerim.''

Dişlerimle dudaklarımı ısırıp ağlama isteğimi bastırmaya çalışıyordum, Asya haklıydı ölen yoktu ve olmayacaktı ama kaybetmek korkusu öyle korkunçtu ki buna dayanacağımı ve nasıl başa çıkacağımı hiç bilmiyordum.

''Ben karakola gideyim.''

''Hayır, eve git. Duş yap ve yemek ye. Beren abla seni böyle görürse üzülür. Ayrıca biraz daha burada kalırsan kokacaksın.''

''O yemek yiyor mudur?''

Asya dolan gözleriyle bununu çekti ve gülümsedi, ''Elbette o zaten ne bulsa yer bilmiyor musun?''

Aklıma Beren'in köfteyi kocaman lokmalarla yediği gerçeği gelince içim ısınmıştı.

Beren'in Anlatımı

Her bana yakınlaşıp 'benimsin' dediğinde kusmak istiyordum ama midem boş olduğu için kusamıyordum. Her beni öptüğünde ise çığlık atıp çırpınıyordum ki bu onu deli ediyordu. Cezasını ise sürekli döverek veriyordu ama dayak bana dokunmasından daha da cazip geliyordu.

Kapı açıldığında uzandığım yerden doğrulamadım bile.

Engin yere yemek koyduğunda boş boş tepsiye baktım. Engin kapıya bakıp kimse olup olmadığını kontrol ettikten sonra bana baktı, ''Beren bir şeyler ye öleceksin.''

Bir şey demediğim de aldığı nefesi verdi, ''Beren, ölmeni istemiyorum.''

Gülüp ona baktım, ''Gerçekten mi? Şuan ben pek yaşamışa benzemiyorum.'' Dediğimde elini omzuma koydu.

''Dokunma bana!'' diye bağırdığımda irkilerek benden uzaklaştı.

''Abimi istiyorum. Ölmeden önce onu görmek istiyorum, zaten beni o bu herife sattığı için sorun yok, değil mi?'' Dediğimde Engin bir süre bana boş boş baktıktan sonra kafasını olumlu anlamda salladı.

''Kim bilebilirdi ki bir gün ikimizin de bir gün aynı adama satılacağını.'' dedim içime kaçan sesim ve boş gözlerimle Engin'e bakarak.

''Yemeğini ye lütfen.'' Dediğinde kafamı olumsuz anlamda salladım.

BÜYÜK PATRON Where stories live. Discover now