39. BÖLÜM "Güzel Geçen Günler"

18.3K 1.7K 102
                                    

Merhabalar! :)

Bölümleri paylaşıyorum ama ne yazık ki köyde internetim kısıtlı olduğu için yorumlara tek tek dönemiyorum. Hepsi için çooook teşekkür ederim. İyi ki varsınız! ♥

İyi okumalar dilerim! :) ♥

"Ben neden burada duruyorum ki? Zaten beni zorla getirdiğiniz yetmiyormuş gibi bir de ilgimin olmadığı işlerle uğraştırıyorsunuz."

Ozan koyu bakışlarını çatık kaşları altında bana yöneltmiş homurdanıyordu. Yeni lokantanın masaları yerleştirilirken Türkiye'ye gelmiş olduğu için boş boş durmasın diye Onur onu da getirmişti, tanıştığımız an rahat biri olduğunu anlamıştım. Bir anlamda çalışanım olacağı için iyi anlaşmak istiyordum ama sinirlerimi zorluyordu.

"Seni ben çağırmadım!" dedim masaları içeri taşıyan adamlardan gözlerimi ayırmadan. "Ailen bunun senin için en iyisi olduğunu düşünmüş. Besbelli Almanya'da boş boş dolaşıyormuşsun."

"Nereden çıktı bu?" dedi kollarını kavuşturarak. Gözlerini kısmış, dikkatini bana vermişti. "Ben gayet de çalışıyordum orada."

"Yeterince çalışmamışsın, demek ki!"

"Ah! Seni mor kafalı cadı! Nasıl bana böyle üstten bakıyorsun? Ne yani, abimin sevgilisi olduğundan bana yukarıdan bakabileceğini mi sanıyorsun?"

"Senin müstakbel patronun olarak yukarıdan bakabileceğimi sanıyorum! Elin biraz iş tutsun."

"Abim seni nereden buldu ki? Ah! Ne kadar sorunlu tip varsa başına topluyor! Sevdiği insanları daha iyi seçmesi gerek."

"Kıskançlık ediyorsun..." dedim gözlerimi onun gibi kısarak. Uzun boyu ve geniş cüssesi ile beni dövmek istiyor gibi baktı.

"Ben mi kıskançlık ediyorum? Senin neyini kıskanacakmışım ki?" Gözlerini devirdiğinde yanaklarımı şişirip ofladım.

"Neler oluyor burada?"

Onur'un sesi arkamızdan duyulduğunda aynı anda döndük Ozan'la. Onur ellerini siyah takımının ceplerine yerleştirmiş, soran gözlerle bize bakıyordu. Aynı anda cevapladık onu.

"Sevgiline sor!"

"Kardeşine sor!"

Onur gülerek başını iki tarafa salladı.

"Anlaşamayacağınızı tahmin etmiştim." Bir adımda yanıma geldi. "Seni yoruyor mu bu hergele?"

Ozan gözlerini iri iri açarak ağabeyine baktı.

"Kimmiş hergele?"

"Burada senden başka var mı?" Onur bakındıktan sonra gülümsemesini zar zor tutarak konuştu. "Ben göremiyorum."

Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemi tuttum.

"Dalga geçiyorsunuz bir de?" Başını iki yana salladı. "Gerçekten... Tencere kapak gibi olmuşsunuz."

Onur gülümseyerek bana baktı.

"Yoruldun mu?"

"Ne yorulması? Burada dikilip bakınıyorum sadece. Ve yönetici olma fikrine alışmaya çalışıyorum. Çok heyecanlıyım."

"Başaracaksın, biliyorum."

"Tabi ki başaracağım, sen bana bu kadar güvenirken başka bir ihtimal mi var?"

Onur gözlerini kısıp başını eğerek yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Bu kalp atışlarımın fazlasıyla hızlanmasına neden olmuştu. Gözlerimi kırpıştırıp bakışlarına karşılık vermeye çalıştım. Bu bakışı beni erimiş dondurma haline getiriyordu, konuşma yetimi tamamen kaybediyordum.

ÇİFTE KAVRULMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin