39. Bölüm Dedecik gittiiiii, gitti, gitti, gitti.

Začít od začátku
                                    

"Asıl sen ve  ben görüşmeyeli uzun zaman oldu değil mi?"

Mumyalı kişiyi uzun süre incelemesine gerek yoktu Bulut'un. Sadece boyuna posuna bakması bile o kişinin Ege olduğunu anlamasına yetmişti. Ege her zaman yapılı bir insan olmuştu, çocukken bile. Üstelik ses tonu ve alaycı tavırları hiç değişmemiş Bulut'un hatırladığı gibi kalmıştı. "Haklısın Ege. Çok uzun zaman oldu."

Camın önünde durmaktan vazgeçip onu izleyen ikilinin yanına yöneldi.  Aklı bahçede hayatı sorgulayan huysuz Ece'de olsa da yıllar sonra karşılaştığı Ege ile yüz yüze konuşması gerektiğini biliyordu. "  Görüşmeyeli nasılsın?"

"İyiydim. " Jin'in elindeki makası alıp hışımla banyoya yönelmişti.  Tuvalette baş hekimden saklanırken çakma Superman'in kim olduğunu  öğrenmişti. Tenine yapışmış sargıyı tüm gücüyle parçalarken dudaklarını kemiriyor, sakin kalmaya çalışıyordu. Aklı hastane yatağında yatan küçük Ece'nin güçsüz ve çaresiz görüntüsüne odaklı, geçmişte kalan Bulut'un geri dönmesine sinirliydi. Herşeyden çok değer verdiği Ece'yi incitebilmiş tek kişi hayatlarına geri dönmüştü. Üstelik gelip geçici biri olarak değil. Ece'nin parmağında Bulut'un yüzüğü varken, ikili istemeden nişanlı oyununa girişmişken ne yapacağını bilmiyor, endişeden gözlerine uyku girmiyordu.

########

"Gittiiiiii, gitti, gitti gitti..." Elleri ile dizlerini dövüyor içli içli bağırıyordu Ece. Sesi hastane bahçesinde yankılanıyor tüm herkes ona bakıyordu.

"Dedecik gittiiiii, gitti, gitti, gitti..." Ona bakan insanları zerre olsun umursamıyordu.  Utanacak, dışardan nasıl göründüğünü sorgulayacak halde değildi. Hayatı film şeridi gibi gözünün önünden geçiyor, son sahne hep Bulut'un elinde can verişi oluyordu.

"O elmas olmayacak mıydı?"

Başını sinirle dalga geçen Songül'e çevirdi Ece. Dişlerini göstererek hırlıyordu. Bu hareketinden arkadaşı korkması gerekirken ürküp kaçan kişi Danny olmuştu.

"Tamam canım üü ürüü üüü yani, devam et sen ağıt yakmaya. Isırmada."

Dişlerini birbirine sürtüp kaşınma istersen bakışları attı Ece. Elleri havada pes eden Songül'e yaklaşıp "Ne yapsak , huzur evinden yaşlı bir adam kaçırıp mumyalasak? Yerine onu koysak?" dedi. " Annemde işe yaradı. Belki Bulut'da yer. "

"Saçmalama Ece."

Saçmaladığının oda farkındaydı.  İçinde bulundukları durumda mantıklı düşünmesi ve sonu ölümle sonuçlanmayan bir çıkış yolu bulması gerekiyordu fakat aklına tek bir şey gelmiyordu. " Daha iyi bir fikrin var mı?" Tahmin ettiği gibi çıtı çıkmayan Songül'e bakıp başını salladı Ece. " Mantıklı  ol diyene bak. Sesi çıkmıyor. Şuan neler düşünüyorum bir bilsen. Aklımda manyak fikirler var. İçlerinde en baskını Bulut'u bulup kafasına sıkmak mesela."

"Ne?!"

"Nasılsa parça parça öldürüyorum çocuğu baksana. Önce annesi babası şimdide dedesi." Haklı olduğunu düşünen Songül evet anlamında başını sallarken, Danny hala daha duyduklarının şokunu atlatmaya çalışıyordu. "Acı çektirmeyelim derim ben. Azar azar acı vererek öldürmek yerine alalım Temel Reis'in beylik tabancasını alnının çatına..."

"Sus bence!  Çocuk bembeyaz oldu korkudan."

  Beti benzi atan bebek yüzü bir gıdım bile önemsemiyordu Ece. Bu halde olmalarının tek nedeni sonuçta onların cilveli aşk atışmalarıydı. Tamam Bulut'un annesini babasını tek başına hedef almış olabilirdi. Ama ölüm fermanını çıkartacak hareket dedeciğin kaybolmasıydı ve o bundan emindi."Bir adama sahip çıkamadınız. Birbirinize kuyruk sallarken  kocaman adamı kaybettiniz. Yazık size. Mezar taşıma biz erdik muradımıza o girdi mezara yazarsınız. ..."

Evlenmeden OLMAZKde žijí příběhy. Začni objevovat