21. Bölüm Come Back Jack...

11.9K 910 55
                                    

"Ben kendim gidebilirdim, gerçekten." Binmesini emreden adama baktı mahcup bir şekilde Ece. Arkalarında dizili polis arabalarının ışığı yüzüne vuruyor siren sesleri sokakta yankılanıyordu. "Bir taksiye atlardım."

"Bu kargaşada taksi bulamazsın." Binmemekte direnen kızı kolundan tutup zorla içeri geçirdi. Emniyet kemerini bağlayıp yana şoför koltuğuna oturdu.

"Buyur." Torpido gözünde duran püreli uzatıp mahcup bir şekilde sırıttı Ece.Onun orada durduğunu nasıl bildiğine dair tek bir fikri yoktu. Önsezi yada buna benzer birşey olmalıydı. "Uzat elini, sıkıyım."

"Gerek yok." Arabayı çalıştırıp kalabalıktan uzağa sürdü Bulut. Bakışları yan koltukta dizlerini titreten tedirgin kıza odaklıydı. "Ne oldu korktun mu?"

Dediklerini duymayan kız kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu.

Allah neyden korumasın diye düşünmekle meşguldü Ece. Birkaç saniye farkla yaralanmaktan kurtulmuş kıl payı kaçmışlardı. Ellerini kalbinin üstüne bastırıp iç çekti. Çok korktuğu için kalp atışları hızlanmış olmalıydı. Başka bir açıklaması olamazdı. Laz kızı olsa da onunda sınırları vardı. Günlük hayatta kaç kez restoranın içine araba dalıyor garsonları ezip geçiyordu ki? Ürkmüştü. İşte bu yüzden nefes almakta zorlanmış kalbi göğsünden çıkarcasına atmıştı.

"Geldik."

"Ne zaman..." Camdan dışarı bakıp nerede olduklarını anlamaya çalıştı. Harem sahilde kız kulesi manzarasına nazır arabayı park etmişlerdi. "Burada ne işimiz var?Arabayı buraya park etmen sorun değil mi?" Cevap vermeyen adamı takip ederek arabadan aşağıya indi. Bakışları bay küstahın yöneldiği yere döndüğünde tonton yanaklarıyla sırıtan Mahmut amcayı gördü.

"Nasıl yani?" Sıraya girmiş insanlara en nefisinden pilav servisi yapan lezzet ustasına doğru koşup kahkaha attı. İç sesi başka bir şey dileseymişim diye bağırıyor midesi açlıktan neredeyse kükrüyordu.

"Naber Mahmut amca?"

"İyidir kızım senden..." Sıraya geçmiş sevinçten yerinde zıp zıp zıplayan kıza bakıp gülümsedi yaşlı adam. Bakışları genç kızın yanında dikilen gence döndüğünde " Görüşmeyeli sen nasılsın bakalım oğlum." dedi. "Bizim deli kız çok yormuyordur inşallah..."

"Görüşmeyeli derken.." Sıra Ece'ye gelmiş şaşkınlıktan öne doğru ilerlemeyi unutmuştu. "Siz nereden tanışıyorsunuz, yani nasıl?"

Kısık gözlerle onu süzen kızı kolundan çekiştirip banklardan birine oturttu Bulut. Yaşlı adama iki porsiyon pilav söyleyip genç kızın yanına geçti.

"Sende mi yiyeceksin?"

"Hayır, ikisi de senin için. Biri nohutlu biri tavuklu.." Ceketini silkeleyip banka kızın yanına oturdu. "Hala daha neden ikisini ayrı ayrı yediğini anlamasam da tercihine saygı duyuyorum."

"Anladım." Başını kız kulesine çevirip düşünmeye devam etti genç kız. "O gece mi geldik buraya?"

Evet anlamında başını sallayan adama bakıp iç çekti. Alkol şişede durduğu gibi durmamış birbirine zıt iki insanı fazlasıyla yakınlaştırmış olmalıydı.

"Buyrun..." Üç porsiyon pilavı buz gibi bol köpüklü ayranla birlikte bankın üzerine koydu yaşlı adam. "Afiyet olsun..."

"Ben yemeyeceğim."

"Olur mu canım öyle şey..." Plastik kaşığı tane tane pilava daldırıp olabildiğince doldurdu Ece. Ne yaptığını anlamaya çalışan gence sırıtıp "Mahmut amca çok temizdir." dedi. Tereyağlı pilavı yedirmek adına bay küstaha doğru abanmış tüm gücüyle saldırıya geçmişti. "En azından tadına bak, valla çok beğeniceksin. "

Evlenmeden OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin