26. bölüm Çelimsiz VIP

13.7K 880 100
                                    

"Günaydın Ece'cim." Yüzünde kocaman bir gülümseme yerinde sıçraya sıçraya merdivenlerden aşağıya indi Songül. Dün gece Ege'yi kovduktan sonra mükemmel bir rüya görmüş sabah hiç olmadığı kadar mutlu uyanmıştı.

"Günüm aymış gibi mi duruyor?" Göz altlarındaki mor halkaları gösterdi huzursuzca Ece. Gece Ege'nin kollarında eve girerken uyanmış bir daha uyumayı becerememişti. Sabaha kadar Ege'nin yatağında dönüp dolanmış sinirden yorganı tekmeleyip durmuştu.

"Ters tarafından kalktın sanırsam."

"Ne demezsin." Ayakkabılıkta duran trenç kotunu üzerine geçirip pis pis sırıttı. Olayın ciddiyetini Songül'e anlatmak için uğraşmayacaktı. Vakti gelip hoşçakal manasında el salladığında Songül'ün neler hissedeceğini oda iyi biliyordu.

Ece her zaman Ege'ye sahipti ama Songül'ün bir tek Ece'si vardı. Eğer Rize'ye giderse bu mahallede tek başına kalacaktı. Ayşen teyzenin ellerinde harcanacak, o altın günü senin bu altın günü benim dolanıp duracaktı.

Gittiğinde Ece'nin hayatında ki tek aksiyon inekleri ahıra kovalamak olacaktı belki ama Songül için durum daha beterdi. Genç kız kendini domatesin kilosu iki lira diye bağıran pazarcıların arasında indirim yap pahalı diye bağırırken bulabilir gittikçe Ayşen teyzeye benzeyebilirdi.

"Kahvaltı yapmayacak mısın?"

"Kezban beni bekliyor."Bir kırklık boyu yüzünden vazgeçemediği spor topuklularını geçirip Maviş'in anahtarını cebine attı. "Ege beşlik simidi gibi yerde yatıyor Songül. Söyle de yatağına geçsin. Geldiğimde hep beraber kahvaltı yaparız."

"Nerede kaldın Ece?" Verandada dikilen Kezban'a bakıp derin bir nefes aldı Ece. Sakin kalmak zorundaydı. Şimdi Kezban'ı döverse oluşucak morlukları ailesine açıklamak zorunda kalabilirdi. İyi halden yırtmak istiyorsa çakma Adriana'ya iyi davranmalıydı. "Sana da günaydın kuzen."

"Günüm aymış gibi mi duruyor?" Göz altlarındaki morlukları gösteren Kezban "Heyecandan hiç uyuyamadım." demiş Ece'yi dumura uğratmıştı.

"Bende de bu kadar uyuz mu duruyordu?" Songül'e dönüp merakla sordu Ece. Kelimesi kelimesine Kezban'la aynı tepkileri vermişlerdi. "Hayır dövmemek için kendimi zor tuttum. Bende bu kadar gıcık mıydım az önce?"

"Yok be ponçiğim." Kolunu Ecenin omzuna atıp sırıttı Songül. "Sen ufak tefeksin ya sende sevimli duruyor. Parmak kız boyutun ile sevimli olduğun için küfretsen iltifat gibi geliyor."

"Haklısın herkes bir Ece olamaz. Bu günlerde bir Ece kolay yetişmiyor, soyumuz tükenmekte bizim. Bize sahip çıkın..." Saçlarını tepeden topuz yapıp bahçeye yöneldi. Her seferinde olduğu gibi akvaryumdaki en çirkin teleskop gözlü japon balığını gibi şişmiş gözleri vardı. Uyarılmasına rağmen dinlemediğinden, sokak direğiyle oynarken elektriğe kapılmış bir çocuğa benzeyen saçları ile birlikte, ne makyajla uğraşıcak gücü nede üç katı kabaran saçlarını hizzaya getiricek vakti vardı.

Geleceğinde çalışan özgür bir kadın değil de ev kızı olmak vardı. Şimdiden ev topuzuna çorabın içine sokulan pijamalara annesinin giydirdiği beyaz atletlere kesin dönüş yapması lazımdı. Birkaç adım atmış salıncakta uyuyan kızı görmüştü. "Verandamız da bir kaçak var sanırım."

"Kim ki bu?" Ahşap salıncakta uyuyan kızı yakından inceledi Songül. Sağdan soldan olabilicek tüm açılardan bakmış kızı tanıyamamıştı. "Bilinmeyen nesne. Hiç tanıdık gelmiyor."

"Ege'nin kurbanlarından biridir." Arabanın yanında bekleyen Kezban sinirden söylenmeye başlamış Ece'ye hızlı olmasını emretmişti. Yumruklarını sıkmış vaziyette sakinleşmeye kavga çıkarmamaya çalışıyordu Ece. Bilmeden istemeden de olsa hayatını uçuruma sürüklemişti Kezban. Şimdi karşısına geçmiş heyecandan uyuyamadım diyordu. "Hayır o neden heyecan yapıyorsa? Neye heyecan yapıyorsa?"

Evlenmeden OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin