Saklambaç oyunu

1.5K 192 52
                                    

"Şşhh Baekhyun. "

Chanyeol'un kalın sesi kulağıma dolduğunda çığlık atmayı kesmiştim. Chanyeol gözlerimden ellerini çekip belime doladı kollarını. Ellerim tezgahın kenarını sıkıca kavramıştı.

"S-sen yarın akşam gelecektin. "

"İlk uçakla döndüm. Seninle konuştuğumda çoktan Kore'deydim. "

Derince soluyarak kokumu içine çekiyordu ve bu sırada ara ara konuşuyordu. İrkilmemek engel olamadım. Belime dolalı kolları beni kendisine çevirirken otomatik olarak gözlerimi kapatmıştım.

Kıkırdadı. "Aç gözlerini Baekhyun." Kırpıştırarak gözlerimi araladım, açıkçası korkuyordum. Görmek istemediğim bir şeyi görmekten ölesiye korkuyordum.

Ama bir şey yoktu. Yüzünde bir güneş gözlüğü ve maske vardı. Gecenin bu saatinde. Başına geçirdiği kapüşon hafif geriye doğru düşmüştü. En azından artık siyah saçları ve beyaz bir teni olduğunu biliyordum.

Kollarını bana dolayarak beni sıkıca kucakladı. Ani hareketinden dolayı bir şey diyememiştim ancak ağzımdan ufak bir şaşırma nidası kaçmıştı.

"Eee, bir şey demek yok mu?"

"Ne diyebilirim ki?" Gözlerim kısılırken sessizce mırıldandım. Beni kucaklamış şekilde mutfaktan çıkarttı.

"Işık açık kaldı" diye sızlandım. Omuz silkti ben kucağındayken. Merdivenlere ulaştı kısa bir süre içinde. Bu sırada ellerim kaşınıyordu maskesinden ve gözlüğünden kurtulmak için. Ancak görebileceğimden korkuyordum ve açamıyordum ya da açmak istemiyordum. Bu saklambaç oyununa kendimi kaptırmış halde beni yönlendirmesine izin vermeyi düşünmüştüm bir iki gün önce balkondayken. Hala öyle düşünüyordum.

Kollarımı kolaylık olsun diye boynuna doladığımda merdivenlerin ortasındaydık. Midem kelebeklenirken bir kaç saniye durmuştu hemen ardından devam etti adımlarına. Yatak odasına girip kapıyı arkamızdan kapattığında ve yatağa ilerlediğinde ikimizden de ses çıkmıyordu. Yatağa beni bırakıp üzerime doğru eğildiğinde biraz geri kaçmıştım.

"Kaçma benden Baekhyun." Uzanıp saçlarımı okşadığımda gözlerim kapandı.

"Yatağın içine gir geliyorum. " arkasını dönüp ilerlerken bir kaç saniye öylece kaldım. Kıyafet odasına girdi. Arkası bana dönüktü ancak kapıyı kapatmamıştı. Yavaşça yorganın altına girerken gözlerim ondaydı.

Üstündeki hırkayı çıkartıp orada bulunan koltuğun üzerine bıraktı. Sonra giydiği kısa kollu tişörtten de kurtuldu bir çırpıda. Yine de öyle dikkatliydi ki yüzündeki hiçbir şey düşmemişti.

Kemerini çözdüğünü tahmin ettim elleri önünde uğraşırken sonra koyu renk kot pantolonu bacaklarından aşağı düştü. Ayaklarıyla ezerek pantolondan kurtulduğunda ben sadece karşımda boxerı ile dikilirken ne kadar fit bir vücudu olduğunu düşünüyordum. Kaslı sırtından gözlerimi alamıyordum. Uzun bacakları ve geniş omuzları vardı. Yutkunmama engel olamamıştım. Arkadan böyle ile önden nasıldı Tanrı bilir.

Rafta dürülü olan pijama takımına uzanırken kol kaslarının gerilişini izledim. Eğilip ilk olarak altını giydi sonradan tişörtüne uzandı. Ancak almadı. Onun yerine başka bir şey çekti raftan.

Bana dönerken hemen gözlerimi kapatarak uyuyor taklidi yapmaya çalıştım ama göz kapaklarımı indirdiğim an aklıma geniş omuzları ve beyaz teni geliyordu. Dudaklarımı ısırdım.

"Az önce beni dikizlerken şu anda uyuyor olamazsın Baekhyun. " yüzüme bir kumaş değdiğinde bunun ne olduğunu gayet iyi biliyordum. Göz bağım.

Komidinin üzerine bir şeyler konarken -maskesini ve gözlüğünü çıkarmış olmalıydı- yatağın bir kısmı çökmüştü.

Yattığım yerde doğruldum ve gözlerim bağlandığı için ofladım. Elimde elini hissettim, yumuşaktı ve büyüktü. Ellerimi kavrayıp kaldırdı sonra tenine temas ettim.

"Hisset. "

İkinci defa yutkunmama engel olamadım. Ellerim şu an yüzünü kavrıyordu. Baş parmaklarımla nazikçe yanaklarını okşadım. Parmaklarımı hafif hafif yüzünde dolaştırdım. Çok büyük olmayan bir burnu vardı. Çok kalın olmayan ama ince de sayılmayan dudaklarına dolaştırdım parmaklarımı. Uzun kirpiklerini ve göz kapaklarını parmak uçlarımla okşadım. En sonunda yeniden yüzünü kavradığımda ellerini ellerimin üzerine kapattı. Başını ellerime yaslarken hafif başını çevirerek önce sağ sonra sol elimin avucunu öptü nazikçe.

Ellerim ıslanmaya başladı. Ellerimin altında titriyordu bedeni. Ağlıyordu.

******
-Melody

VELVET #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin