Seninle bir anlaşma yapalım mı Baekhyun?

1.6K 187 38
                                    

#Baekhyun

Bedenim yavaştan uyanırken gözlerimi açma çabam boşuna bana geri dönüş yapmıştı. Yorgun olan bedenimi zorlayıp elimi kaldırdım ve gözlerimi kapatan kadife kumaşa temas ettim. Yine nedenini anlamadığım bir şekilde gözlerim bağlanmıştı.

Ben artık boş vermiştim. Belki çok çabuk olmuştu ama gözlerimi kapatıp kendi karanlığıma dönmeden önce yaşadığım o gerilimli an beni pes ettirmeye yetmişti. Hayatımda belki de unutamadığım tek şeyleri aynı anda yaşamıştım. Korku, bağırışlar, silah sesi, kan... Sıradanlaştırmak için o kadar uğraştığım hayatımı yine alt üst etmişti.

"Uyanmışsın..." Yine o kalın ses.. Bu tınıyı hayatım boyunca unutmayacağıma emindim artık. Eşi benzeri yoktu.

Düşüncelerden sıyrılıp şu ana odaklandığımda hissettiğim ilk şey sıcaktı. Sonrasında ateşin çıtırdamaları. Yumuşak bir yerde yatıyordum. Bir de acı. Ayaklarım feci bir şekilde acıyordu.

Ses çıkartmadığımda bana yaklaşan bedenle kasılmıştım bir miktar. Neden hala buradayım, bilmiyordum. Ölecek miydim? Umuyorum.

"Beni çok korkuttun Baekhyun. " kalın sesli adam, hizmetçiler adının Bay Park olduğunu söylemişlerdi, yeniden konuştu. Benden bir cevap almıyordu ama zaten bunun için konuşuyormuş gibi değildi. Sanki hep kendi kendine konuşur gibi bir rahatlık vardı sesinde.

Yattığım yerin kenarı çöktüğünde bulunduğumu tahmin ettiğim yatakta bana eşlik ettiğini kavradım.

"Kendini Nasıl hissediyorsun diye soracağım, ama bana cevap vermeyeceksin değil mi?"
Başımı yavaşça iki yana salladım.

"Ve-vereceğim. " susuzluktan kuruyan boğazım yüzünden konuşurken zorluk çekmiştim. Neden bilmiyorum ama şu an O'nun gülümsediğini hissediyordum.

Bedenim kavranıp uzandığım yerden doğrultuldum ve güçlü olduklarına on papeline iddiaya gireceğim kollar tarafından sarmalandım.

"Bir daha bunu yapma Baekhyun, beni korkutma. "

Yumuşak dudaklarını şakaklarımda hissettiğimde kendimi kirli hissettim. Hayır hayır, yanlış anlamayın. Bedenim hala toprağın ince tabakası ile kaplıymış gibi gergindi.

"Yıkanmak istiyorsun değil mi?" Cevaben başımı yavaşça salladım. Ağzımı açıp konuşmaktansa bu vaktimi güzel kokuyu ciğerlerime doldurmakla kullanmıştım. Ölmeden önce bu kokuyu ciğerlerime tattırdığım için kendimi saçma bir şekilde şanslı hissettim.

Bedenim yine kavrayıp havalandırıldı. Her harekette ayaklarımın acıdığını hissediyordum.

"Banyoyu önceden hazırlamıştım. " Dedi Bay Park, adım seslerini takip ederken bir kapıdan geçtiğimizi hissettim. Çünkü bir anda ortam nemli bir hal almıştı. Banyo, diye geçirdim aklımdan.

"Şimdi, bir kaç dakikalığına dışarı çıkacağım. Ben çıkana kadar göz bağını açma. Soyunup küvete gir. Sonra göz başını tak ve beni çağır. " beni yine yumuşak bir zemine oturttuğunda dediklerini dinledim.

"T-tamam. " uzun parmaklar kirli saçlarım arasında dolaştı sonra adım sesleri benden uzaklaştı ve kapı kapandı.

Derin bir nefes alıp gözlerimi kapatan kadife kumaşı çözdüm.

Gözlerimi muazzam diyebileceğim banyoda dolaştırdım. Her zaman internete gördüğüm o banyolardan birisinde oturuyordum şimdi, orman ayaklarımın altında gibiydi.

Her yerin ahşap olduğu bu eski tarz döşenmiş banyoda bir duvar boydan boya camdı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Her yerin ahşap olduğu bu eski tarz döşenmiş banyoda bir duvar boydan boya camdı. Önünde iki büyük taşa oturtulmuş küvet vardı. İçerisi adlandıramayacağım bir koku ile çevrelenmişti. Bu eski döşenmiş banyo beni mest etmişti. Korktuğum orman şu an beni heveslendiriyordu. Buhar o kadar çoktu ki şimdiden kıyafetlerimin ve saçlarımın nemlendiğini hissediyordum.

Ayağa kalkmadan üzerimdeki kumlanmış geceliği çıkarttım. Alt pijamamı çıkarırken ayaklarıma sürtmemesi için ekstra dikkat etmiştim. İç çamaşırımdan da kurtulduktan sonra her adımımda küfrederek daha önceden hazırlanmış olan köpük dolu küvetin içine girdim.

Ayak tabanım ve vücudumdaki çeşitli yaralar sıcak su ile temas ettiklerinde yanmışlardı ve bu sızlanmama neden olmuştu. Siyah kadife kumaşı yeniden gözlerime bağlamadan önce etrafı iyice aklıma kazıdım.

"B-bay Park?" Dışarı doğru seslendiğimde çoktan gözlerime kumaşı çekmiştim. Kapının açılma sesi duyuldu önce sonra çoktandır kulağımın alıştığı adım sesleri. Bir şeyin yerde sürüklenmesi, bunun az önce oturduğum ufak yumuşak tabure olduğunu tahmin edebiliyordum.

"Korkma Baekhyun. " titreyen bedenime hitaben mırıldanmıştı ardından ellerini suda gezdirdiğini tahmin ettim gelen seslersen dolayı. Gözlerim kapalı olduğundan diğer algılarım daha çok çalışıyordu. Güzel esansı daha iyi hissediyordum, daha iyi işitiyordum ve tahmin ederek olayları aklımda oturtuyordum.

"Korkmuyorum. " kısık sesim bile 'hey bana bakın ben korkuyorum' derken dışarı bunu yansıttığımı fark etmiştim. Ama hiçti işte. Pes etmekti bu.

"Ben, korkman gereken son kişiyim. " bazı tıkırtılar gelirken sadece başımla onaylamakla yetindim. Küvete bir şey daldı, sonra suyun sesi geldi. Bir kap eşliğinde su döküyordu.

Yeniden suyla dolan kap bu defa benim omuzlarımdan aşağı döküldü. Tenimi yalayıp geçen sıcak su o kader muazzam hissettiriyordu ki! Gözlerimde band olmasa bile şu an gözlerimi açmaya tenezzül etmezdim. Bay Park bir kaç defa daha omuzlarımdan aşağı su döktü.

"Seninle bir anlaşma yapalım mı Baekhyun?"

"Ha?" Kendimi sıcak suya o kadar kaptırmıştım ki neyi kastettiğini anlayamamıştım.

"Eğer gözlerini hiç açmayacağına söz verirsen, göz bağını çözerim. "

Önce ağzımı araladım. Sonra kapattım. Tekrar sorumu sormak için açtım ama sonuç yeniden kapatmam ile son bulmuştu. Bir cesaret mırıldandım.

"Neden sizi görmeme izin vermiyorsunuz?"

*****

Hey yo!

Bunu da bıraktım gidiyorum ben. Bai

-Melodi

VELVET #Wattys2017Where stories live. Discover now