-bana s*rtük dedin.

Dedim sinirle. Omuz silkerek geriye yaslandı.

-olabilir, bu bana tokat atma hakkını vermez sana.

Hayır yani insan en azından birazcık utanır, birazcık sakınır ama yok! Adam her türlü kendini haklı çıkarmaya çalışıyor.

-bunu başka bir kıza söyleseydin seni kesinlikle öldürmüştü. O yüzden tokat az bile kaldı sana.

-ama şansa bak ki sen kız değil, 18'ine yeni girmiş bir erkeksin...

-seni-

Diye başladığım cümleyi içeri giren muhabirler kesti. Hızla kendilerine ayrılan koltuklara oturdular ve yapacağımız açıklamayı beklemeye başladılar. Menajer muhabirlere döndü.

-öncelikle hepiniz bu basın görüşmesine hoş geldiniz. Bildiğiniz gibi yalnızca birkaç gün önce yapılan hayran buluşmasında BTS grubunun vokalisti ve dansçısı Kim Taehyung, bir diğer adıyla V bir kaza geçirdi. İnternete yayılan habere ve çekilen resimlere göre olayın suçlusu gruba yeni katılan Eren olarak gösteriliyor. Buyrun, gerçeği bir de onların ağzından dinleyelim.

Taehyung oturduğu yerde öne doğru kaydı ve ellerini masanın üzerinde birleştirerek ciddi bir şekilde kameralara doğru konuşmaya başladı.

-Eren'in kalabalıktan dolayı miğdesi bulandığı için alışveriş merkezinin arka tarafına, yani hayranların olmadığı tarafa giderek biraz nefes almak istedi. Ben de onu merak edip peşinden gittim. O sırada da bir antifan çıktı ve bana bir şeyler söylemeye başladı. Tam hatırlamıyorum ama hakaret ediyordu. Gözüm o an anti fanın arkasından gelen Eren'e takıldı. Zaten o sırada da antifan bana tokat attı. Sonra Eren arkadan kızın omzundan tuttu ve ileri savurdu. Ondan sonrası da hızla gelişti zaten. Antifan kaçtı. Eren de tokata bakmak adına bana yaklaştığında fotoğraf çekilmiş ve sanki o bana tokat atmış gibi gösterilmiş. Anlayacağınız yalan. Hem... Bir erkek tokat değil yumruk atar.

Dedi ve göz ucuyla bana baktı. Gözlerimi kaçırdım.

-peki aranızın bozuk olduğu doğru mu?

-hayır, şu anlık iyi anlaşıyoruz.

Bu sefer başka bir muhabir bana döndü.

-siz gruba alışabildiniz mi?

-evet, bana çok iyi davranıyorlar. Yani alışmaya çalışıyorum.

-kendi ülkenizi özlüyor musunuz.

Başımı sallayarak masaya bakmaya başladım.

-evet. Annemi, babamı, ağabeyimi... Hepsini özlüyorum.

Dedim üzgünce. O sırada menajer unni araya girdi.

-tamam, bu kadar soru yeter çocuklar. 

Dediğinde birkaç güvenlikle birlikte muhabirlerin arasından sıyrılarak dışarı çıktık. Bu işi de atlattık.

JİMİN

Hey, orada kimse var mı?

Derken sesim korku dolu çıkmıştı. Bay Bobs'a daha sıkı sarıldım. Ben buraya ne zaman geldim?

-aaaçç...

Duyduğum ürkütücü sesle adım atmayı kestim ve olduğum yerde kaldım. 'aç' mı? Cidden mi?

-sen kimsin?

Dediğimde sesim tüm evin içine yankılanmıştı ve bu gerçekten korkutucuydu.

Belkide İlk Aşk İlk Delilik Where stories live. Discover now