24.Bölüm

10.2K 542 91
                                    

Yataktan kalkıp koşarak tuvalete gittim. Çok midem bulanıyor.  Tuvalete eğilip kusmaya başladım dün neden o kadar içtim ki.

Elimi yüzümü yıkayıp aşşağı indim. Nehir mutfakta kafvaltı hazırlıyordu masaya oturup Nehir'i izlemeye başladım. Bu gün onu hastaneye götürecektim ama nasıl bir yalan uydurmalıydım.

"Neden dalgınsın?"

"Kerem'le kavga ettik."

"Neden?"

"Ya çey oldu. Şimdi bu çikolata kojuyor sordum ona seni yiyebilirmiyim diye o da olmaz başkasuna saklıyorum kendimi dedi o an şarteller attı bende tuttum saçından bağırmaya başladım. Sonra Deniz ve Ateş'le sahile gidip içtik şu an çok başım ağrıyor." Nehir başını sallayıp yumurtaları kırmaya başladı.

"Bir şey demiyecek misin lan?"

"Ne dememi bekliyorsun?" Sesi incelttim

"Ay Selen sikleme ona mı üzülüyorsun sen daha iyilerine layıksın." Nehir ellini salladı.

"Dediğinin aynısı." Derin bir nefes aldım ve hıyarları ağzıma soktum. (Yazar bunu yazarken fesatlığın dibine vurdu amq soktum ne demek)

Kıvanç'ta gelince kafvaltıyı edip okula gittik ama bu sefer otobüsle ben medeni bir insanım.  Otobüsten inip okula doğru yürümeye başladık.  Kapıdan içeri gelince suratımın tam ortasına yanma hissettim. Hassiktir acıyo lan. Tamam ağlama sakin acı geçici alay kalıcı ağlama. Kendimi sıkıp ağlamamaya çalıştım.

"Topu kim attı lan.!?" Kıvanç bağırdığında herkes sustu. Yanlız yüzüm kıpkırmızı olmuştur. Nehir

"Selen ellerini aç bakayım bi suratında bir şey var mı?" Ellerimi yabaşça çektim tabi Nehir'den 'hiih' diye bir ses çıktı ellerime bakınça kan olduğunu anladım.  Ellerimi yüzüme sürerken kaşım yanmaya başladığında kaşımın patladığını anladım. Kerem koşarak yanıma geldi

"İyi misin bitanem?" Kafamı hayır anlamında salladım.

"Gel revire gidiyoruz." Kerem kolumdan çeke çeke revire götürdü. Kadın kaşımı ıslak pamukla silip tentürüdiyot muydu neyde ondan sürdü feci karıncalanıyor. Bir kaçmşey daha sürüp kaşıma bant yapıştırdı.

Revirden çıkıp lavaboda ellimi yıkadım. Sınıfa gidip sırama oturdum Nehir'de yanıma oturunca soru yağmuruna tutuldu.

"Nehir bana top atan kimmiş? Neden atmış? Kıvanç buldu mu kim olduğunu? Sıçtımı ağzına?  Bana gösyersene şunu."

"Lan nefes al azcık mal!" Yerime geri oturdum. Cevap beklermiş gibi Nehir'e baktım.

"Ya ismini hatırlamıyom ama bir grup gelmiş bizden bir yaş küçükler Kıvanç onlarla konuşuyor."

"Hangi sınıf?"

"Ne bilem alt katı gez bulursun." Hemen sınıftan çıkıp alt kata indim sınıflara bakarken aondan ikinci sınıfta onları buldum. Kıvanç beş kişiyi azarlıyordu. Sınıfa girip çocuklara baktım... Yanlız bunlar dünkü kavgada beni durduranlar. Biri bem fark etti elini göğsüne vurup hafif gelidi yani selam verdi.

"Selam abla." Kıvanç arkasını dönünce bir bana bir de çocuklara baktı.

"Tanışıyorsunuz ama nereden?"

"Ya dün ladının biriyle kavga ettim ama beni durdurdular Deniz veya Ateş'e sorabilirsin." Kıvanç kafasını sallayıp çocuklarada son bir bakış atıp sınıftan çıktı ama çıkarken fazla havalıydı. Wow.

İlk ders bitince kantine inip on iki tane 'Piko' aldım. Hayır ben ayı değilim çikolatayı seven biriyim tamam mı.!?

Sınıfa doğru çıkarken pikoları yemeye devam ediyordum. Sınıfa girince Deniz ve Ateş çikolataları görünce gözleri parladı. Koşarak yanıma geldiler ve akbaba gibi beklemeye başladılar.

"Öan gidin kantinde elli kuruş!" Ateş omuz silkti

"Beleş mal her zaman güzeldir." Deniz hemen iki tane alınca Ateşte hemen iki tane alıp koşmaya başladılar.

"Ulan amına koduklarım getirin lan çikolataları sikerim ebenizi!"

"Öhöm öhöm." Arkamı dönünce bunun müdür olduğunu anladım aha sıçtım vallaha sıçtım hatta sıvadım Allah'ım sen yardım et lütfen.

"Merhaba hocam." Dedim şirin olmaya çalışarak.

"Merhaba canım bakıyorum sende alıştın buraya." Gülümseyip kafamı salladım.

"Bir daha öyle şeyler duymuyacağım tamammı yoksa atılırsın." Kafamı tamam anlamımda sallayıp sınıfa girdim. Sıralardan birins tekme atıp yerime oturdum. Amcık müdür! İpiş müdür! Soktuşumun müdürü!  Sikeyim öyle müdürü! Çarpılırsın inşallah! Amin diyin.

Zil çalınca Kerem sınıfa girdi.

"Duymadın mu ziç bahçeye ders beden."

"Bir kere zil çalamaz o suçsuz ikincisi ayakları ya da elleri yok üçüncüsü zilin çaldığını biliyorsanız yakalasanıza!" Kerem ger geri yürüyüp koşmaya başladı. Ah mükemmel esprilerim.

Ayağa kalkıp bahçeye koştum beden hocası esneme hareketleri yaptırıyorlardı. Bence bu hareketler bir işe yaramıyor.  Zorlada olsa diğerlerine katılıp esneme hareketlerini yapmaya başladım.

Hareketler bitince hoca 'on pas' diye bir oyun oynattı. Oyun, iki grup oluşturuluyor ardından on kere topu yere sektirmeden takım arkadaşına atmaya çalışıyorsun. Top yere düşerse oyun yeniden başlıyor.  Öyle işte. Hoca bana topu atınca oyun başlamış oldu.

Oyun bitince terin suyun içinde kaldım. Oyunu 4 -3 karşı takım yenmişti çok üstünde duramyıp voleybol topu alıp oynama başladık.

Oyun bitince kendimi yere atıp derin derin nefes almaya başladım yanıma Nehir de gelince ona döndüm

"Leş gibi kokuyorsun." Nehir dil çıkardı

"Diyene bak."  Gülümseyip ayağa kalktım.

Erkek Lisesi Where stories live. Discover now