21. BÖLÜM

4.6K 329 76
                                    

İyi geceler. Bu saatte gelen bildirime ne dersiniz bilmiyorum ama ki zaten geneliniz uyuyordur. Bana bu saatte bölüm attıran can okurum sorun15 Ayşe m bu bölüm sırf sen istedin diye yazıldı bilesin. Yoksa bayram sonuna gelecekti. Bu saate kadar anca bu kadar yazabildim. Biraz da aceleyle oldu. Hatam varsa affola. Hepsi Ayşe'nin suçu. Tutturdu bayram hediyesi bayram hediyesi. Al sana bayram hediyesi.😁 Hepsi senin olsun bölümün. Şaka bir yana iyi ki de ısrar ettin canım. Beni çok mutlu ettin. Hepinize hayırlı bayramlar diliyorum. Allah'a emanet olun.

Keyifli okumalar...


Burnuna dolan ilaç kokusu, son derece rahatsız ediciydi. Neredeydi? Bu koku tanıdık geliyordu ama bir türlü çıkaramıyordu. Aldığı kokunun verdiği tatsızlıkla memnuniyetsiz bir yüz ifadesi takınıp ağır çekimle gözlerini araladı. Beyaz tavanı gördüğü sırada başını çevirmesiyle gözüne ilişen kolundaki serum, nerede olduğunun göstergesiydi. Bakışlarını hafifçe kaldırdığında, baş ucunda pür dikkat onu izleyen mavi derinlikleri fark etti.  Kendini o kadar ağır hissediyordu ki kalkacak dermanı yok gibiydi. Usul usul aralanan gözler tamamen açıldığında Ceyda'nın okyanusularında bayram şenliği yaşandı sanki. Küçük bir çocuğun kendisine uzatılan şekere baktığı gibi bakıyordu en yakın arkadaşına.

"Oh sonunda. İyi misin canım?" Ceyda, İpek'in başını okşadı. Endişelendiği her halinden okunuyordu.

"İyiyim canım, merak etme." Diyebildi sadece.

Hayal meyal hatırlıyordu İpek başına geleni. Denizde gördüğü karartının ne olduğunu anlamaya çalışırken aniden havalanan yunustan korkmuş ve dengesini kaybetmişti. Yorgun bedeninin hasret kaldığı maviliklere karışacağına kesin gözüyle bakarken, ayağının kayıp da başının tekneye çarpacağı ihtimalini düşünmemişti. Aldığı darbeden sonrası zifiri karanlıktı İpek için. Ne oldu, onu kim kurtardı, buraya nasıl geldi? Ve en önemlisi Pamir nerede? O kadar şeyden sonra bile beyaz ve mavi uyumunun baş gösterdiği odada gözleri Pamir'i göremeyince merak duygusuna engel olamamıştı. Ceyda'nın sorusuyla düşüncelerine mola vermek zorunda kaldı.

"Birşey ister misin? Eminsin değil mi iyi olduğuna. Çok ağrın var mı?"

Ceyda'nın ardı ardına sıraladığı sorulardan ne kadar endişe ettiğini görebiliyordu.

"Merak etme kuzum. İyiyim ben. Beni kim getirdi buraya. Yani... En son hatırladığım, suya düştüğüm. Kim kurtardı beni?"

Kendisini kimin kurtardığını çok merak ediyordu İpek. Neden Ceyda'dan başka kimse yoktu yanında. Diğerleri neredeydi? Oğuz, Umut ve Pamir? Onlar neden burda değillerdi?

"Birazdan öğrenirsin canım. Bence kendisinden dinlemelisin."

"Neyi öğrenirim Ceyda. Yine başladın bilmecelerinden kesitler sunmaya. Yalnız şunu söyleyeyim, hiç bilmece kaldıracak durumda değilim."  İpek aklından geçen düşünceleri dışından söylediğini zannederken Ceyda'nın cevabını duyunca ilk sorduğu soru için öyle söylediğini anlamıştı.

"Neyi olacak kuzum. Beni kim kurtardı demedin mi? Onu diyorum, birazdan öğrenirsin." İpek daha fazla bu bulmaca serüvenini kaldıracak durumda değildi. Aklındaki bir diğer soruya cevap bulsa çok daha iyi olacaktı.

"Sahi herkes nerede? Neden kimse yok?"
Ceyda, İpek'in sorusu ile gülümsedi.

"Abim az önce çıktı dışarı. Sürekli senin baş ucunda gözlerini açmanı bekledi. Hepimizi çok korkuttun canım benim. Hele abimi görmeliydin. Ben onu hiç bu kadar kötü görmemiştim."

DESTİNA (-18)Where stories live. Discover now