18.BÖLÜM- "HAYAT DEVAM EDİYOR-2"

4.8K 317 127
                                    

Uyumadan önce getirdim bölümü. Umarım beğenirsiniz. Bu bölüm de yine yeni tanıdığım ve iyi ki tanımışım dediğim NurYase ye, Yasemin'ime gelsin. Canım iyi ki geldin hayatıma. İyi ki varsın. Seni çok seviyorum tatlım. Unutmadan Nuryase'nin "Kahvelina"sına da uğramayı ihmal etmeyin derim. Çok seveceğiniz bir kalem daha.

Keyifli okumalar...

Ferzin olmadan olmazdı. Onu da yanına alıp diğer huzur kaynaklarının yanına geçti. Ceyda'sı pencere kenarındaki minik kütüphane koltuğuna oturmuş eline de bir kitap almış, sayfalar arasında gezinti yapmaya başlamıştı bile. İpek de yanına gidip karşına oturdu. Ceyda tam kalkacakken İpek eliyle kalkma işareti yaptı.

"Otur sen Ceydoş. Umut'u aramayı unuttum ben. Hemen arayayım. Uzun tutmam merak etme diyerek eline telefonu aldı ve aranılan kişinin yani Umut'un açmasını bekledi. Tam sonuna gelmiş telefon kapanacakken , karşıdan gelen sesle gülümsemeden edemedi İpek.

"Efendim."

"Umut, nasılsın?"

İpek bir anda Umut'un bu şekilde telefonu açmasına şaşırmıştı. Çünkü arayanın kendisi olduğunu gördüğünde neşeyle açardı telefonu. Sanki tanımadığı birinden telefon gelmiş gibi yanıtlamıştı. Ne diyeceğini bilemeyince o da nasılsın deyivermişti.

"Ben iyiyim de siz iyi misiniz? Doğru numarayı aradığınızdan emin misiniz İpek hanım?"

Şimdi anlaşılıyordu Umut'un neden böyle konuştuğu. Elbetteki tanımıştı ama kırılmıştı sanki İpek'e. Şu an ki imalı sözlerinden bu anlaşılıyordu. Haklıydı da. Çok ihmal etmişti arkadaşını. Ama kırılmazdı ki ona.

"Ne desen haklısın Umut. Ne olur affet beni? Çok ihmal ettim biliyorum. Ama söz telafi edeceğim. Hem sen bana küsemezsin ki."

"Evet çok ihmal ettin beni. İhmal ne kelime unuttun hatta."

İpek Umut'un ona küsmeyeceğini adı gibi biliyordu. Hatta şu an numara yaptığını da bildiği gibi. Madem Umut beyin canı oyun oynamak istiyordu o da bu oyuna ayak uydurabilirdi.

"O nasıl söz Umut? Ben seni unutur muyum? Neden böyle yapıyorsun? Neden beni üzüyorsun? Çok mu kırdım ben seni?"

İpek ses tonunu da düşürerek üzgünmüş gibi çıkarttı sesini. Bakalım Umut buna kayıtsız kalabilecek miydi yoksa hemen yelkenleri suya mı indirecekti?

"Şu an senin numara yaptığına ne kadar eminsem, kendimden de o kadar eminim İpek hanım. Evet çok kırdın beni."

İpek bu kez Umut'un ciddi olduğunu düşünmeye başlamıştı. Gerçekten de kırılmış mıydı ona? Eğer kırdıysa çok üzülürdü. Aklını bu sorular meşgul etmeye başlamışken Umut'un konuşmasıyla birden gülmeye başladı.

"Desem hemen inanırsın. Ama sen inanma."

"Umut ya çok kötüsün. Nasıl korktum biliyor musun? Gerçekten de küstün sandım."

"Güzellik ben sana küsebilir miyim? Özlemişim seninle atışmayı. O yüzden bu densizliğim kusuruma bakma."

İpek Umut'un şaka yapmış olmasına çok sevindi. Bir an gerçek olduğunu düşünmeye başlamıştı. Neyse ki değildi ve evet o da arkadaşını cok özlemişti.

"Ben de çok özledim Umut. Ne zamandır görüşemiyoruz. Ne yapıyorsun, nerelerdesin? İstanbul'a taşınmışsın diye duydum."

"Haberler geç ulaşmış bakıyorum da. İki ay oldu sen yeni mi duyuyorsun? Evet taşındım. Artık İstanbul'dayım. Sana da daha yakınım artık. Yok öyle kaçmak hanımefendi."

DESTİNA (-18)Where stories live. Discover now