Otuz Beş.

1.3K 131 11
                                    

Nefes alıyorum.

Ama aldığım bu nefes beni parçalamak istiyor.

Göz yaşlarım Andrew'in yaralarına kaydıkça görüş açım daha çok bulanıyor karmaşıklığa.

Onun "Ağlama." dediğini duyuyorum.

O göz yaşlarıma acıyor ama ela gözlü adam kalpsiz gibi davranıyor.

Nefes alıyorum.

Ela gözlü adamın bana doğru attığı her adımda daha fazla batacağımı biliyorum.

O benim ne hissettiğimi asla düşünmeyerek yıkıyor duvarlarımı.

Vurduğu her darbe yakıyor tenimi.

Benim çığlık attığım yerde kulaklarını kapatmayı seçiyor.

Ve benim yere düştüğümü gördüğünde gülümsüyor.

Andrew'in kaşının üstüne yara bandı yapıştırıyorum.

Ama o yara bandı aslında benim kalbimin üstüne, eskilerinin yerine diziliyor.

Andrew'in bedeninden akan her kan damlasının suçlusunun kendim olduğumu biliyorum.

Onu, kendi acıma ortak etmek istemeyecek kadar çok seviyorum.

Ve onu kaybetmekten çok korkuyorum.
Nefes alıyorum.

Kalbimin üstünden sert adımlar tekrar tekrar geçmeye başlıyor.

Gözlerimi kapatıyorum.

Uyandığımda onunla birlikteliğe ilk başladığımız zamana dönmek istiyorum.

Bütün bu acıyı içimden çıkarmak istiyorum.

Ellerim senin ellerin arasındayken mutlu olduğumuz zamana dönmek istiyorum kalpsiz adam.

Ama bunu sesli söyleyemeyecek kadar kin dolu hissediyorum.

Nefes alıyorum.

Daha fazla acı çekmek istemiyorum adam.

Kadın yerde öylece yatıyor ama sen onun kalbini kırıyorsun. 

Ona attığın her yumrukta aslında benim bedenimi çiğnediğini fark edemiyorsun.

Sen benim sığındığım solukları kesiyorsun.

Yanıyorum ve esen rüzgar ruhumu iyi hissettirmek için yeterli olmuyor.

Andrew uzanıp elimi öpüyor.

Ona düğümlenmiş gibi hissediyorum çünkü beni kendine hayran bırakıyor.

Ama daima sana aitmişim gibi hissediyor olmak bir anda üşütüyor.

Ruhum, tıpkı senin kalbin gibi buz tutuyor adam.

Ama senin gözlerin beni asla görmüyor.

Ne zaman benim hüznümü görecek olsan bakışlarını kaçırdığını bilmek üşütüyor.

Nefes alıyorum.

Göz yaşlarım en başından itibaren beni yalnız bırakmak istemiyor.

Ama sen,

sen benim yapayalnız kalmamı istiyorsun.

Çünkü eğer öyle değilse neden ben başka bir çift göze baktığımda bana doğru koşuyorsun.

Umutlanmıyorum.

Ben sadece yutkunmakta zorluk çekiyorum.

Andrew'in dudağının kenarına minik bir öpücük kondurup onun yüzünü avuçluyorum.

Çünkü ben senin gibi beni seven birini incitmek istemiyorum.

Nefes alıyorum ve her şeyi geride bırakıp gitmek istiyorum.

**

Kısa ve düşünce dolu bir bölümdü ama ben böyle yazmayı çok seviyorum. Zaten bu yüzden bu kitap benim için çok özel. Bol bol yorum bekliyorum yeni bölüm yakında gelir inşAllah ❤

Pieces ➳ {z.m} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin