Yirmi Bir.

2.4K 198 21
                                    

Boğuluyordum.

Bana bakan ela gözlerinin içinde tek başıma boğuluyordum.

O sadece beni izledi.

Dakikalar geçti, Harry yanımdan geçip gitti. O hâlâ beni izlemeye devam etti.

Kalbim de ki acı kanıma bulanıp yüzüme yansırken karanlığı daha çok kapladı gökyüzümü.

Nefes almakta zorlanıyordum.

Çiğerlerim aldığım her solukta adeta yanıyordu ve ruhum hıçkırıklara boğulmuştu.

Ağlamak, daha fazla ağlamak çare olmayacaktı ruhuma.

Dudaklarımı aralayıp "Parçalar," diye fısıldadım sessizce. "Hâlâ içeride bir yerde saklanıp canımı yakıyor."

Yüzüme ifadesizce baktığı sırada sordu.

"Ne zaman acı çekmekten vaz geçeceksin Madison?"

Akan göz yaşlarımla birlikte gülümsedim. "Ruhum bedenimden ayrıldığında," Durdum. "ya da sen kalbimde ki ateşi söndürdüğün de."

"Kendime hep hâlâ geç değil demekten yoruldum. Artık senin için geç kalındığını düşünmek istemiyorum." Gözlerine sinmiş acıma duygusunu hissettim o an, tamamıyla bana karşı.

"Hayır." diyerek karşı çıktım bir anda. "Benim için geç değil." Dudaklarımı ıslatıp daha cesur olmaya çalıştım, sadece çalıştım. "Ben iyileşiyorum, kalbimi tamir etmek için çok geç değil."

"Ama bizim için çok geç değil mi?"

Kafamı hızla iki yana salladım. "Biz, kalplerimiz attığı sürece kurtulabiliriz. Vazgeçme, buna bize yapma. Hâlâ.." Yanaklarımı sildim. Sesim titriyordu. "Belki yeniden ayağa kalkabiliriz." Sadece küçük bir ihtimale tutundum. Düşecektim, biliyordum.

"Kalkabilirsin." diyerek düzeltti beni. "Bunu yapabilirsin, benden uzakta."

"Neden?" diye sordum sessizce. "Sen onunla zaten ayağa kalktın değil mi?"

Kendi kelimelerim yine bana zarar vermeye başladı.

Onun karşısında yine yenik düştüm.

Ondan uzakta da nefes alamadım, onun nefesini tenimde hissederken de.

Ben hep öldüm.

O hep öldürdü.

"Sadece son bir şans isterdim Zayn. Beni seni affetmeye hazırken senin hâlâ onun yanında olman bu şansı da kaybettirdi."

"Özür dilerim." dedi. "Seni bıraktığım için özür dilerim."

Acı içinde güldüm. "Hâlâ aynı hissediyorum."

Sonrasında ağlamam daha da şiddetlendi.

Bana doğru birkaç adım atarken "Ağlama." diye mırıldandı. "Karşımda ağlama."

"O halde engel ol." Bağrışım etrafa yayıldı. "Engel ol." diye tekrarladım ona vururken. "Ben ölmek üzereyken buna engel ol. Bu sefer bencil olma ve sadece bir kereliğine de olsa beni düşün." Yutkundum. "Görmüyor musun yapamıyorum, iyileşemiyorum. Yavaş yavaş ölüyor ruhum karşında. Sen sadece izliyorsun, neden?!"

"Benim yerime koy kendini." dedi sessizce. Ela gözleri buğulandı. "Şimdi sana gelirsem arkamda yine kırık bir kalp bırakacağım."

"Zayn." dedim sessizce. "Eğer şimdi onun yanında gidersen bu sefer arkanda kırık bir kalp değil, ölü bir beden bırakacaksın."

Ellerini tuttum, geri çekmedi.

"Sen ona her baktığında kalbimi parçalara ayırdın. Ve şimdi kalbim artık yaşıyor gibi değil. Yıkılıyorum, sen kazanıyorsun, o kazanıyor."

Elini ellerimin arasından çekti.

"Kalamam."

"Lütfen." diye fısıldadım çaresizce. "Son kez deneyelim, lütfen."

"O da bunu hak etmiyor Madison."

"Ben de hiçbir zaman bunu hak etmedim, ama sen gittin. Ve şimdi geri gel."

Ellerimi yüzüne yerleştirdim. "Hayallerimiz vardı. Sadece bize ait."

"Kalmam çare olacak ? Onun acısı da bizi ayıracak çünkü senin çektiğin acı onu benden koparmak için çabaladı."

"Biz öyle olmayacağız." diye bildirdim. "Biz o kadar basit değiliz, eğer öyle olsaydık şu an hâlâ senin karşında olmazdım."

"Seni sevmeyen birini sevmek zordur Madison. Ama onun yanında olmak çok daha zor."

Dudaklarımı dudaklarını bastırdım.
"Bu değişebilir. Biz, birbirimizi iyileştirebiliriz. Bunu engelleyecek hiçbir şey yok."

Elleri yüzüme yerleştiğinde gözlerimi kapattım.

Tam o sırada ince bir ses "Zayn?" diye seslendi. Bu o'ydu.

Gözlerimi açtım ve kırık cam parçalarına sahip gözlerine baktım.

"Özür dilerim." dedi Zayn. Bana bakıyordu ve biz izleniyorduk.

"Onunla konuşurum." dedim. "Bizi anlar."

O kız kapının kenarında şaşkınca beklerken "Madison." diye fısıldadı Zayn.

"Bırak, gideyim."

Ve bir kez daha avuçlarımın arasından kayıp gitti.

Onu bir kez daha kaybettim, ve ruhum bir kez daha öldü.

Bana bıraktığı parçalar bir kez daha kesti damarlarımı.

Artık tutunacak bir umut yoktu.

Yıkılmıştım ve şimdi de yere çöküyordum.

Pieces ➳ {z.m} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin