On Dokuz.

2.2K 189 18
                                    

"Onu arayan sendin değil mi?" Telefonun diğer ucundan duyduğum ses ile hafifçe güldüm.

"Benden başkası olamazdı."

"Beni arayıp rahatsız etmene katlanabilirim ama onu bir daha asla arama."

Duyduğum cümleleri  tekmeleme isteğime karşılık sadece sustum.

"Bunu bir daha yapma." diye tısladı sertçe.

"Çok değişmişsin." dedim ona. "Ruhunu kaybetmiş gibisin Zayn."

"En azından aklımı kaybetmedim, senin aksine."

Ufak bir gülüş çıktı dudaklarımın arasından. Ona hak verdim, aklımı kaybetmiş gibi davranıyordum.

"Pekala." diye mırıldandım. "Belki kız arkadaşından benim yerime özür dileyebilirsin."

Güldü. "Tedaviye ihtiyacın var."

Güldüm. "Yanıma geleceksen kabul ediyorum."

Nefesini sesli şekilde dışarı verdi.

"Şaka yapıyor olmalısın. Ben artık  bir şey hissetmezken sen hâlâ seviyor olamazsın."

"Belki de ben gerçekten sevenimdir, senin aksine."

"Belki de." dedi. "Ama bu hiçbir  şey değiştirmeyecek."

"Bunu bilemezsin." Ela gözlü adam yanılıyordu. Bizi ayağa kaldıracak olan şey benim ona karşı olan sevgimdi.

"Bir daha yapma." dedi. "Onu mutsuz etme."

Konuşmamızda en çok bu cümle canımı yaktı.

Ben mutsuzluktan ölecektim ama o, başkasını düşünüyordu.

En ufak bir değerim yok muydu gözünde.

O kız ben onu aradım diye mutsuz olacaktı ama ben burda sevdiğim adamdan uzakta mutsuzluğumu atlatacak mıydım.

"Bu kadar kolay olamaz." dedim. "Unutman bu kadar kolay olamaz."

"Başka bir insanın sevgisi herşeyi unutturabilir."

Güldüm. "Bunun bende de işe yarayacağının garantisini verebilir misin?"

Hemen cevap vermedi ama kısa süre sonra "Bilmiyorum." dedi. Belki bende yeniden severdim, ona hiç benzemeyen birini  severdim.

"Seni çok incittim." dedi. "Buna daha fazla da devam etmek istemiyorum."

Kabul etmem gerekecekti belki de, er ya da geç.

En sonunda birimiz vaz geçecekti ve büyük ihtimalle o ben olacaktım.

"Tamam." dedim tek solukta. Sanki aldığım nefesler alev aldı ve içimi yakmaya devam etti. Zaten ne zaman sönmeyi bırakmıştı ki.

"Özür dilerim." diye fısıldadım ona. "Çok özür dilerim." Bir an öyle hissettim. Tüm hata benimmiş gibi, ama öyle olmadığını biliyordum.

Ağlamadım ama sesim hüznümü daima belli etti.

Gözlerimi kapatıp açtım.

Eski bir resmimiz vardı çerçevede. Çekildiğimiz ilk resimdi. 

O  sessizce adımı seslendi.

Ben nefeslerini dinledim.

Dakikalarca sustuk.

Artık bitiyordu.

O an ilk defa bu kadar çok hissettim bunu.

Sanki onun gölgesini kalbimden atabilmiş gibi.

"Madison." diye seslendi Zayn telefonun diğer ucundan.

Telefonu kapatmadan önce başka hiçbir şey demedim ya da duymadım.

Onun kalbi gibi, fotoğraf çerçevesi de elimden yavaşça kayıp gitti.

Pieces ➳ {z.m} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin