Otuz Üç.

1.5K 130 13
                                    

Göz yaşlarımı yakalayabilir misin kalpsiz adam?

Ve onların ağlayışını durdurabilir misin, hiç canları yanmamış gibi?

Bunu yapabilir misin yoksa daha çok incineyim mi istersen?

Yolumu hiç bulamamamı istersin değil mi?

Kalbimi bile kaybetmemi istersin.

Sen hep benim daha çok batmamı, göze görünmememi istersin.

Ama bilemezsin ki sen bana bakarken hep körsün, hep kördün.

Şimdi düşünüyorum da sen bu kadar bencilken senin için, senden daha iyisini istiyorum.

Ben senin gülüşlerini o kadar çok seviyorum ki onlar hiç solmasın istiyorum.

Ve sen beni nasıl kazandığını bilmediğin gibi nasıl kaybettiğini de bilmiyorsun.

Ama ben sana anlatayım.

Ben kalbimi tam olarak senin ellerine bıraktım.

En başta ona öyle güzel bakmıştın ki onu asla zarar vermezsin sanmıştım.

Yemin ediyorum en çok senin yanında mutlu oldum ben.

Gözlerim senin gözlerinin güzelliğiyle renklendi.

Ve hislerim sıra sıra ezberledi seni.

Sevinçlerim, üzüntülerim, korkularım hep senden bir parça yansıttı bedenime.

Kalbim ilk defa böyle gülümsüyordu.

Ama aydınlık hep hakim olmaz gökyüzüne.

Sen benim sana hediye ettiğim kalbimi avuçlarında tutarken sıkmaya başladın.

Ruhum çığlıklar atmaya başlarken, soluklarını yitiriyordu kalbim.

Ve şimdi dudaklarımın üstünde seninkinden başka dudakların varlığını hissederken ben kalbim yeniden nefes alır sanmıştım.

Ama o, senin yanında aldığı son nefesi de kaybetti.

Ben şimdi daha çok ölmüş gibi hissediyorum Zayn.

Bu sefer intihar etmiş gibi hissediyorum.

Ama benim intiharımın gölgesinde sen saklısın.

İnan bana bu öpücük beni sahte hissettiriyor.

Ama beni bu adam iyileştiriyor.

Ben büyük bir karmaşa yaşıyorum Zayn.

Andrew beni öptükten sonra bana 'seni seviyorum' diye fısıldıyor ama ben ona en ufak bir cevap bile veremiyorum.

Ama onun en sevdiğim özelliği ne biliyor musun, o hissedebiliyor.

Bana en ufak bir baskı bile uygulamıyor.

O benim kalbimin göz yaşlarını siliyor ama senin aksine onu güldüremiyor.

Neden adam, neden şimdi?

Neden ben ayağa kalkarken geri dönüyorsun?

Bu hissi neden bana yaşatıyorsun?

Çünkü ben şimdi, yeniden yıkıldığımı hissediyorum.

Üstelik bu sefer birbirine yapıştırılmış parçalarım da daha küçük hâl alıyor.

Ben avuçlarımı kesen cam parçalarına rağmen yere tutunamaya çalışmışken senin bir cümlen beni yerle bir ediyor.

Sen yine yalan söylüyorsun, ben yine kayboluyorum.

Ve sen beni hiçbir zaman göremiyorsun.



**

Şimdi şöyle ki ben bu kitapta hiç alıntı söz kullanmıyorum her kelime her cümle bana ait ve yani uzun yorumu hak ettiğimi düşünüyorum.❤

Bölüm özeti ; Andrew Madison'ı öpmüş ve işte sonuç bu. Madison biraz sendeliyor çünkü hisleri çok fazla karıştı. Bir daha ki bölümde aklıma bir şeyler var oy ve yorumlar hızlı olursa yazarım.❤❤❤

Pieces ➳ {z.m} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin