Bölüm 28 - Hayalet

Start from the beginning
                                    

Öğrendiklerimi düşünmekten, bahane bulacak zaman bile bulamıyorum.

"Öyle hava almaya çıktım biraz.." diye söylendiğimde hemen ikna oluyor ve gülümsemesini yeniden kazanıyor.

Biraz daha olduğum yerde dikilmeye devam edersem bende bir sorun olduğunu anlayacağını biliyorum.

Bu yüzden, o hevesle işini yapmaya devam ederken gidip kollarımı arkasından onun beline sarıyorum.

"Biliyor musun? Aslında tüm bu düşünceler bana saçma ve gereksiz gelirdi ama.. şaşırtıcı derecede mutluyum. Yani- hiçbir zaman bunları düşünen bir kız olmadım ama uyandığımdan beri nasıl bir gelinlik alacağımı düşünüyorum."

Gülümsüyorum ve biraz da olsa rahatlayabildiğimi fark ediyorum.

"Normalde bu tür şeyler Pelin olmadan asla planlanmaz, ama ben şimdiden nerde evlenebileceğimiz konusunda kafa yormaya başladım."

"Sadece en sevdiklerinin yanında olduğu.. mavi güllerle donatılmış bir yer istemiyor muydun?" dediğim zaman kollarımı biraz gevşeterek bana doğru dönüyor.

"Hatırlıyorsun.."

"Hatırlıyorum."

Elleri omuzlarıma çıkıyor ve bir süre bekliyor.

"Ve sen, orada ben de olur muyum diye kaygılanıyordun?" dediğinde gülümsemesi genişliyor.

"Blöf yapıyordum. O zamandan beri olacağımı zaten biliyordum."

"Kötü bir yalancısın. Biliyorsun, değil mi?"

Selin, kollarımın arasında, halinden gayet memnun bir şekilde gülümserken uzanıp dudaklarından öpüyorum. Öpücüğüme tereddütsüz, hatta benden daha da istekli bir şekilde karşılık veriyor.

Düşüncelere daldığımda, elimin altındaki ince belini çok fazla sıktığımı fark ediyorum ve kendime geliyorum.

Dudaklarımız ayrıldığı zaman beni süzüyor.

"Canını sıkan bir şeyler var.."

Ve korktuğum başıma geliyor. Beni bu kadar iyi tanıyor olması bazen gerçekten de işimi zorlaştırıyor.

"Yoo, ben gayet iyiyim."

Dudaklarını birbirine bastırıyor ve omzumdaki elleri boynuma kadar ulaşıyor.

İnce bir fısıltıyla,

"Kötü bir yalancısın Cemil," diye tekrarlıyor.

Sonra büyük bir beklenti ile bana bakmaya devam ediyor.

"Ne oldu? Yoksa annenle mi konuştun?"

Ben cevap vermedikçe kendi kendine başka senaryolar kuruyor.

"Yoksa.. yoksa evliliği mi düşünüyorsun? Eğer senin için erkense erteleyebiliriz-"

"Hayır Selin. Asla."

Duraksıyor.

"O zaman neyin var?"

Derin bir nefes alıp veriyorum ve önüne düşen saçlarını geriye atıyorum.

"Sadece benim yüzümden ailenle kötü olmana üzülüyorum. Hepsi bu. İşini de bıraktın.."

Gözleri dolu dolu oluyor.

"Benim ailem sensin."

Sıcak alnını öptüğümde derin bir nefes alıyor.

"Aynı zamanda arkadaşlarına da ihtiyacın var. Arzu.. Onunla ne zamana kadar böyle olacaksınız? Üstelik sebebini bile bilmiyorum."

Gece'nin MavisiWhere stories live. Discover now