18.BÖLÜM- "HAYAT DEVAM EDİYOR-2"

Start from the beginning
                                    

"Evet yeni duydum. Iıı şey teyzemden öğrendim. Çok olmadı öğreneli."

İpek İnci teyzemden diyecekti ki son anda teyzem diye çevirdi. Ceyda'nın şüpheleneceğini de sanmıyordu. Zaten az sonra herşeyi öğrenecekti.

Umut biliyordu herşeyi. İnci hanımın İpek'in gerçekte annesi gibi gözükse de teyzesi olduğunu biliyordu. İpek'in sesiyle o ana döndü.

"Hem kaçan kim, asıl ben seni kovalıyorum. Onun için aradım zaten."

"Sahi sormayı unuttum ne oldu? Sorun mu var?"

Ceyda da ikilinin konuşmasını sessiz bir şekilde dinliyordu. Merak ediyordu ne diyecekti arkadaşı. Kabul edecek miydi? Gerçi İpek gelir dediyse mutlaka gelirdi ama yine merakla dinlemeye devam etti. Hem gerçekten de çok yakın arkadaş oldukları belliydi. İpek'in sesiyle dinleme moduna geçti.

"Evet var Umut. Ama ben değil bu kez."

"Kim peki?"

"Bir arkadaşım. Yardıma ihtiyacı var. Hem de çok fazla. Senden başka kimse gelmezdi aklıma. Ona sadece sen iyi gelebilirsin tıpkı bana da iyi geldiğin gibi. İnanıyorum başarırsın sen."

İpek Umut'a emri vaki yapmış gibi olmuştu ama biliyordu reddetmezdi onu.

"Biraz emri vaki gibi oldu ama. Sormadım hastan var mıydı?"

"Biliyorsun sen söyleyince olmaz demeyeceğimi tabi yaparsın emri vaki. Şaka bir yana emri vaki olarak algılama. Senin söylemen yeter. Şu an hala işlerim bitmiş değil hasta almadım henüz. Arkadaşın kimse gelsinler tabiki de yardımcı olurum."

Umut yanıltmamıştı İpek'i. Çok seviyordu İpek kardeşi gibi gördüğü Umut'u. İyi ki hayatına böyle bir adam girmişti. Yoksa burada olamayabilirdi. Umut ışığı olmuştu Umut ona. Kendisine olduğu gibi Bahar'a da olacaktı tüm benliğiyle inanıyordu İpek.

"Öyle değil Umut. O gelemez. Aslında gelir ama git gel yapması iyi olmaz onun için. Bana baktığın gibi bakmanı istiyorum ona da. Çok zor ikna oldu çünkü."

"Anladım güzellik. Durumu ne peki? Bileyim ki ona göre hareket edeyim."

"Bu öyle telefonda konuşulacak bir konu değil Umut. Yüz yüze konuşmalıyız. Uzun hikaye. Neredesin sen şimdi? Bir gün buluşup konuşalım uzun uzun. Ama en kısa zamanda olmalı."

"Ben ancak haftaya müsait olabilirim. Tam anlamıyla halledemedim işlerimi. Yarın sabah İzmir'e uçuş var. Acil olmasa iptal ederim uçuşu senin için ama acil ne yazık ki. Ve dediğim gibi ancak haftaya dönebilirim. Çok geç olur mu?"

İpek Umut'un İzmir 'de olacağını duyunca çok sevindi. Bundan güzel bir fırsat olamazdı. Haftasonu oturur konuşurlardı Ceyda ile birlikte.

"Harika bir haber bu Umut. Haftasonu da oradasın değil mi?"

"Evet burdayım. Pazar akşamı dönerim büyük ihtimalle. Ne oldu ki? Harika olan.... Buraya mı geliyorsun yoksa?"

"Evet haftasonu bir arkadaşımla İzmir'e gelmeyi düşünüyoruz. Yalnız İnci sultanın haberi yok sürpriz olacak. Geldiğimizde sen de müsait olursan konuşuruz olmaz mı?"

"Tabii ki de olur. Çok iyi olur hem de. O halde haftasonu uzun uzun konuşuruz."

"Tamamdır Umut. Şimdi iş sende değil mi? Oldu yani. Ailesi haber bekliyor benden."

"Sen isteyince hayır demek mümkün mü? İstanbul'daki ilk işime de başlamış olurum böylelikle."

"Çok teşekkür ederim Umut. Cansın sen can."

DESTİNA (-18)Where stories live. Discover now