W.T.F§17§

2K 174 25
                                    


Kai televizyonun karşısında bulunan koltuğun üzerine oturmuş, Alacakaranlık Efsanesi'nin ikinci serisinde ki Bella gibi günleri sayıyordu. Kyungsoo gideli tam tamına iki gün oniki saat kırkbeş dakika olmuştu. Saliseleri ise artık saymaktan yorulmuştu.

Televizyon kanallarında her zaman izlediği evlilik programlarının ne kadar saçma olduğunu ise ilk defa bugün fark etmişti. Tuhaf ama Kyungsoo'nun gelişi gibi gidişi bile Kai'ye birşeyler öğretmişti.

Bu saçmalığa daha fazla tahammül edemeyeceğini fark ettiğinde ise televizyonu bir süre zumlayıp gergedanların çiftleşme dönemini anlatan bir belgeselde durdu. Tuhaf bir şekilde onlara özendiği söylene bilirdi. Çünkü Kyungsoo gitti gideli Kai'nin cinsel hayatı da eski monoton seyrine geri dönmüştü.

"Aişh cidden bir saattir hayvanın üstüne biniyorsun ama bir deliği bile denk getiremedin."

Erkek olan gergedana bir kaç saydırma faslında bulunduktan sonra cam sehpanın üzerine ayaklarını uzatıp oval kapta bulunan baharatlı Doritos cipsini ikişer üçer ağzına götürmeye başladı. Bu arada Kyungsoo gittiğinden beri Kai de gözle görülür bir göbek oluştuğunu söylesek pek yanlış olmazdı. Kai şu stres anlarında bir deri bir kemiğe dönüşen insanlardan daha çok kendini yemeye veren insanlardandı çünkü.

"Tanrım, hayvanlar bile çiftleşirken güzel görünüyorlar."

Söylediği cümlenin saçmalığının farkında olmadan cipsleri tüketmeye devam ederken ayağının hemen yanında duran telefonunun titremesi ile aniden sıçraması bir olmuştu. Belki Kyungsoo mesaj atmıştır diye bir ümitle eline aldığı telefona gelen mesajın aptal bir bankadan gelen aptal bir mesaj olduğunu görmesiyle oflayıp kafasını geri koltuğun başına koydu. İçinden ona mesaj atması gerektiğini söyleyen sözü dinlemesi gerektiğini biliyordu fakat aynı zaman da Kyungsoo'nun bu mesaja cevap vermeyeceğinide biliyordu.

Yerinden doğrulup cips kabını sehpanın üzerine koyarak ayaklarını poposunun altına çekip bu kezde öyle oturmaya başladı. Baş parmağı mesaj simgesini bulduğunda rehberden Kyungsoo ismini ekleyip bir süre öylece bomboş ekrana baktı.

Kyungsoo nasılsın?

"Ay günler sonra ilk defa mesaj atıyorum o da 'Kyongso nasolson?' Oluyor. Çok malım yeminle."

Yazdığı mesajı beğenmeyerek silme tuşuna basıp tekrardan bembeyaz bir ekranla başbaşa kaldığında dudak büzerek iki gündür yıkanmadığı için yağlanan saçlarını karıştırmaya başladı.

"Ah Tanrımm ne yapacağım lütfen bana yardım et Kyungsoo'yu çok özledim."

Gözleri ondan bağımsız bir şekilde dolarken parmaklarıda ondan bağımsız iki kelimeden oluşan kısa bir cümle oluşturup çoktan gönder tuşuna basmıştı bile.

"Seni özledim."

"Oh lanet şey ben sana göndere bas dedim mi geri zekalı?"

Kendi eliyle bastığı halde hiçbir suçu olmayan telefonunu suçlayıp ekranı kapattıktan sonra heyecanla tırnaklarını yiyerek Kyungsoo dan gelecek olan herhangi bir mesajı beklemeye başladı. Fakat dakikalar sonra bile mesaj geldiğine yada geleceğine dair bir işaret yoktu. İşin kötü yani ise mesajda şu çift mavi tik olan göründü işaretinin olmasıydı.

"Mesajlarımı görüyor ama cevap bile vermiyor. Götünün böyle kalkmasının tek nedeni benim zaten."

Kyungsoo mesajlarına cevap vermezken Kai kendi kendine sinirlenip söylenerek telefonu kapattı. Sadece o yerden bitme kendini beğenmişin gururu yoktu tamam mı? Pekala Kai de gururlu bir adam olurdu. Tabi eğer Kyungsoo'yu bu kadar çok sevmese idi.

W.T.F(DoKai) BİTTİWhere stories live. Discover now