1.

5.8K 147 17
                                    

"Anne, Görkem, Nazlı. Eğer bu mektubu okuyorsanız ben çoktan hayallerimdeki hayata yelken açmaya başlamışımdır. Babamın çok kızacağını hatta sizi suçlayacağını biliyorum. Ama ben artık babamın seçtiği hayatı, okulu, insanları yaşamak istemiyorum. Dışarıda beni bekleyen kocaman bir hikayenin olduğunu biliyorum. Bugün olmasa da bir gün beni anlayacaksınız. Sizi çok seviyorum."

"Allah kahretsin!"

"Ver çabuk şunu." diyerek Selin'in yazdığı mektubu elimden çekiştirdi babam.
Annemin ağzı açık kalmıştı. Ben ise sanki normal bir şeymiş gibi mimik bile kıpırdatmıyordum.

"Nerede bu kız!" diye bağırdı babam.

Annem şaşkınlığını biraz üstünden atmıştı.

"Bilmiyorum ki Kenan. Görkem çabuk kardeşini ara."

"Anne aradım, kapalı."

Babam Nazlıya doğru yönelerek, "Nazlı sana bir şey söyledi mi?"

Nazlı başını sağa sola salladı. "Hayır baba."

"Gerilmeyin ya. 2 saat sonra çıkar gelir. Selin bu." dedim.

"Polisi arıyorum ben."

Güldüm, "Kendi rızasıyla evden kaçmış, üstüne birde mektup bırakmış birine kayıp ihbarı mı yapacağız anne?"

"Görkem! Biraz ciddi ol!"

Babam, bana bağırdıktan sonra,gülümser gibi yaptım.

"Ya bence kaçmakla en iyisini yaptı. Bu evin bakır köyden farkı yok."

Kapıyı çarpıp çıktım.





Evden kaçalı henüz 3 saat olmuştu. Elimde valiz yollarda sürünüyordum. Kafamda türlü senaryolar kuruyordum. Mektubu okumuş ve delirmişlerdi. Tüm arkadaşlarımı arayıp beni sormuşlardı. Polise haber vermişlerdi. Ya da umurlarında olmamıştım. Son ihtimal diğerlerine göre daha güçlüydü. ve bu benim işime gelirdi. Bir taksiyi durdurup, bindim.

"Nereye ?"

Gözlerimi sıkıca kapatıp açtım. Verdiğim karardan emindim.

"Hava alanına."

Babamdan ve adamlarından kaçmak için bu şehirden de kaçmam gerekiyordu. Bu aslında kaçış değildi. Yeni hayatıma merhabaydı.

Her şeyi halledip, uçak koltuğuna oturdum ve derin nefesler almaya başladım. Geri dönebilirdim. Hala vazgeçip eve gidebilirdim. Ama yapmayacaktım. Yine blöf yaptığımı, oyun oynadığı mı düşüneceklerdi. Bu sefer onlara kendi ayaklarım üstünde durduğumu gösterecektim.

"Merhaba"

Kafamda türlü düşünceler dolaşırken sesin geldiği yöne baktım. Sarışın, kıvırcık saçlı bir kız bana samimiyetle gülümsüyordu.

"Merhaba?" diye karşılık verdim, soru sorar gibi.

"Sende tatile mi geldin?"

Kıvırcık kızın, tek amacı benimle sohbet etmekti. Tam evden kaçtığımı yumurtlayacaktım ki vazgeçtim. Kimseye güvenemezdim.

"Evet. İzmir de okuyorum. Ailem burada yaşıyor."

Bir ayak üstünde kırk yalan söylemiştim ama kendimi kimseye deşifre edemezdim.

Kız gülümsedi ve elini uzatarak, "Ben Cemre" dedi.

Gülümsedim. "Bende Sel- yani şey Ece."

Uçuşun geri kalanında cemreyle konuşup, müzik dinlemiştim. Hava alanında valizi mi sürüklerken hala nereye gideceğimi bilmiyordum.

Taksiye bindim. Ve İzmir'e gelmeden önce araştırdığım otelin ismini söyledim.

Benimle Oynar mısın? (Alsel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin