Kızların doğum gününe iki gün kaldığı için onlar için özel yapım hediyelerini almaya çıkmıştım erkenden hediyelerini aldıktan sonra onları arabaya bırakıp ikram için özel olarak gelmiş içkileri almak için ara sokağa girdim. Bugün dördüncü kez hissettiğim bakılma hissini hissedince kesin olarak takip edildiğimi anlamıştım, adamlar yaklaşıyordu ayak seslerine göre arkamda dört kişi vardı. Berna'ya durumu kısaca özet geçen mesaj attıktan sonra kendimi dövüş için hazırladım.
Arkamdaki adamlar hızlanınca zamanın geldiğini anladım köşeden dönen üç kişiyi görünce işimin zor olacağını anladım, koşarak önüme çıkan iki kişiyi etkisiz hale getirdim ama arkamdaki ve önümde kalan beş kişi olunca zorlanmaya başladım. Adamlar aynı anda saldırı yaptıkları için işim çok zordu yine de iki kişiyi daha hakladım. Geriye kalan üç kişiden ikisi ters bir hareket yapıp kollarımı tutunca onlardan kurtulmaz için kendimi aşağıya çekme planları yaparken karşıma daha geçen gün imzaladığım adam çıkınca toprak'ın yine bulaştığına şaşırıp kısa bir duraksama yaşadım. Zaten tüm olan bu duraksama sayesinde oldu, adam elindeki bayıltıcı spreyi direk yüzüme sıkınca kollarımı tutan adamlar biri ayaklarımı tututp biri de ellerimi tutup arabaya götürmeye başladılar. Bilincim kapanmadan önce imzaladığım adamın "Aldık Toprak abi!" dediğini duydum.
Derin nefes alıp yattığım yerde doğrulurken buranın neresi olduğunu düşünmeme gerek yoktu. Zaten beni alanın Toprak olduğunu anladığım için bilinç altım bile bana oyun oynamış onun bana zorla sahip olduğu günü tekrar tekrar yaşatmıştı. Odayı incelerken ter içinde olduğum için rahatsız oldum, odada ki dolaba doğru yöneldim. Kapaklarını açınca bir sürü kıyafet, ayakkabı ile karşılaştım. Hemen bedenlerine, numaralarına baktım çoğu uyuyordu. Bu odanın bana özel ayarlandığını anlamamak için salak olmak gerekiyordu, kapıyı kilitleyip banyoya girdim. Hızlıca duş aldıktan sonra saate baktım, daha 6.30 olduğunu gördüm. Camdan bakmak için o tarafa yöneldim.
Camın altında üç tane adamın durması beni güldürse de onları çok umursamadım, camın yanında duran çınar ağacına baktım üstü çatı katına kadar gittiğini görünce aklıma gelen planla sinsice gülümsedim. Kapıya gidip kilidini açtıktan sonra camı sessizce açtım yine aynı sessizlikte ağaca çıktım camı dış taraftan kapattınca ses geldi. Korumalar hemen cama baktılar bende hareket etmedim durduğum yeri ağacın yaprakları kapattığı için göremezlerdi ama hareket edersem dikkat çekerdim. Korumalar ayağım uyuşacak kadar süre baktıktan sonra önlerine dönünce çevik hareketlerle yukarı çıktım, kendime ormanı alacak bir yer bulduktan sonra orada yatarak izlemeye başladım.
Bir saat ya geçmişti ya da geçmemişti fikrim yok ama odanın camı açılıp içeriden bir kükreme sesi duyuldu.
(Toprak)- LAĞN! KIZ NEREDE?!?!!
(Koruma)- A- abi valla aşağıya inen olmadı.
(Toprak)- Nereye gitti lan o zaman? Bekleyin geliyorum lan aşağıya!
Toprak'ın aşağıya ineceğini öğrenince bende ağaca geçerek aşağıya atlayabileceğim ama beni görmeyecekleri kadar çok yaprak olan kısıma geçtim. Toprak adamların karşına geçince adamların titrediklerini görüp içimden kahkaha attım, Toprak ağzını açtığı anda bir hareketlilik gözüme çarptı. Kapının önünde ki adamı bayıltarak birisi götürdü, duvarların etrafı adamlarla sarıldı kapı açılınca herkesin dikkati o yöne kaydı. Baskın olduğunu anlayınca herkes siper aldılar, gelen aracın kapısının açılmasını beklediler. Toprak tam altında ağaca siper etmiş kendini inecek kişiyi bekliyordu büyük ihtimalle Berna olduğunu düşünüyordur ama onun gelme saatine daha vardı, geleni bende merak ettim demek isterdim ama plakayı görünce gelenin Aras ve Barlas olduğunu anlamıştım zaten. İzlemek için uygun şekli aldıktan sonra bakındım, araba durup yavaş şekilde Barlas ve Aras indi silahların doğrultulmasını hiçe sayarak doğruca ağaca yani Toprak'a baktılar. Toprak çıktıktan sonra bağırarak konuşmaya başladılar.
