21. Bölüm Come Back Jack...

Start from the beginning
                                    

"Arkadaş sayılırız diyorsun?"

"Yani..." Bedenini tamamen bay küstaha çevirip "Ne düşünüyorum biliyor musun?" dedi Ece. "Bence senle ben evlenelim gitsin.Zaten yüzükte çıkmıyor parmağımdan, yapıştı kaldı mübarek..."

"Ne?"

"Yani bence mantıklı..." Bacaklarını kendine doğru çekip bağdaş kurdu. "Yani senin bir geline benimde bir damada ihtiyacım olduğunu göz önüne alırsak mantıklının ötesinde mükemmel bir plan." Yüzünde muzur bir ifade aklına ne gelirse söylüyor genç adamı şoktan şoka sokuyordu. "Ben Rize'de inek sağmaktansa seninle aşk oyunu oynamayı seçerim. Sonuçta giderin var yani, tipsiz değilsin. Pilavı da yedin bitirdin?"

"Pilavı yedim diye bana evlenme mi teklif ediyorsun?" Boşalan kabı çöpe atıp şaşkın şaşkın kıza baktı Bulut. Daha fazla şaşamam dediği her an genç kız tarafından bozguna uğruyor tuhaflığın bir üst leveliyle karşılaşıyordu. "Diyelim evet dedim. Sen Rize'ye gitmekten kurtuldun, peki bundan benim çıkarım ne olucak?"

"Sende dedeni ölmeden mutlu etmiş olursun." Çok dobra konuştuğunu anlayıp dilini ısırdı Ece. Ölümden bahsetmeden konuşsa her şey daha ikna edici olabilirdi. "Hem bayan mükemmel'i düşün. Ondan da öç almış olursun. Sen değil miydin neden hep ben bekliyorum diyen.İşte sana fırsat, bekleme..."

"Bence ayran çarptı seni.Sarhoş gibi davranıyorsun..." Oturduğu yerden kalkıp ödemeyi yapmak için yaşlı adamın yanına yöneldi Bulut...

Dudaklarını büzüp yerinde tepindi Ece. Bulabileceği en mükemmel damat adayı karşısındaydı. Yakışıklı uzun boylu ve kibarı. İyi bir iş yerinde tahminince yüksek maaşlı iyi bir pozisyonda çalışıyordu. Üstelik aşırı sevimli bir babası vardı. Tam anlamıyla mükemmel eş adayıydı ama iknası imkansıza benziyordu. "Gıcık şey, bir kerecik dediğimi yapsan ne olur yani?"

Yüzünü denize çevirmiş üzgün bir şekilde iç çekmişti. Gözleri karanlık denizi ışıklarıyla aydınlatan yatlardan birine odaklanmış beyninde şimşekler çakmaya başlamıştı. "Yok artık..." Ellerini Dudaklarına kapatıp hızla ayağa fırladı... Hatırlamak için çabaladığı her şey bir bir zihnine akın ederken ne diyeceğini bilemez haldeydi.

****"Geçmişe Bakış*****

"Ne olur yani bir kerecik dediğimi yapsan?" Kendini kaldırıma atıp sitemle yerde tepindi Ece. Beyaz elbisesi ıslak zemin yüzünden çamura bulaşmış yer yer yırtılmıştı. "Kız kulesine gitmek istiyorum ben..."

"Oraya yüzmek imkansız biliyorsun değil mi?" Ölümden bir haber tehlikeyle köşe kapmaca oynayan kıza baktı kocaman açılmış gözlerle Bulut. Az önce durdurmadığı için çalışan halde ki arabadan atlamaya kalkmıştı.Şimdi de gecenin bir yarısı yüzerek kız kulesine geçmeye inat ediyordu. "Boğazın akıntısından haberin yok mu senin?"

"Akıntı diyorsun." Yerden kalkıp etrafına bakındı kız. Gözleri kıyıya demirli yatlardan birine değdiğinde çizgi filmlerdeki cadı kahkahalarından birini atmıştı. "Bir fikrim var..."

"Yok artık. Düşündüğüm şey değil mi?" Koluna girip yalvaran kıza baktı şaşkın bir şekilde. İtiraz etmek için hazırlansa da yeniden yerde tepinmesinden şekeri elinden alınan çocuk gibi ağlamasından korkmuştu.

"Başımıza büyük bela alırız..." Gözlerini sırıtan kız dikip "Hapse bile düşebiliriz..." dedi. "Daha kötüsü de olabilir biliyorsun değil mi? Küçük bir çocuk değiliz artık..." Söylediklerini umursamayan kız çıplak ayaklarla yata koşmuş çığlıklar eşliğinde şarkı söylemeye başlamıştı. "Bir kerecik dediğini yapacağım."

Evlenmeden OLMAZWhere stories live. Discover now