21. Bölüm Come Back Jack...

En başından başla
                                    

"Teşekkür ederim, yemeyeceğim."

"Olur mu canım öyle şey. Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar derler..." Direnen adamın üzerine çullanmış etrafını kollarıyla sarmıştı. "Hem bir yerin şişer sonra..."

Sözlerinin utandırıcılığı bay küstahı şaşırtmış fırsattan istifade pilavı zorla ağzına tıkmıştı. "Boğulma boğulma, ayrandan da bir yudum al..." Genzine kaçan yemek yüzünden öksüren adamın sırtına vurup kahkaha attı. "Çok masum çıktın sen.Bu sözde bu kadar utanıcak ne var?.." Elindeki plastik kapı adamın eline tutuşturup "Hepsi biticek..." dedi.

"Ama..."

"Aması maması yok.." İşaret parmağını havada sallayıp anne edasıyla bay küstahı azarladı Ece. Kontrolünü geri kazanıp toparlanmazsa birazdan kocaman adama bilgisayar kullanma yasağı yada oda hapsi gibi bir ceza verebilirdi. Gittikçe annesine benzemeye başladığını düşünmüş kaşıkladığı pilav boğazında kalmıştı. Boşuna gülme komşuna gelir başına dememişler. Ciğeri yerinden çıkacak kadar güçlü öksürüyordu.

"Ayran iç, boğulucaksın..." Çırpınan kızın sırtını sıvazlayıp ayrandan içmesine yardım etti Bulut. "Biraz yavaş ye, ne bu acele?"

"Ben Ege ile aynı evde büyüdüm..." Boğazında oluşan acıya aldırmayıp yemeğini yemeye devam etti Ece. "...her seferinde bir köşede gizlice kendisininkini yer sonra ben yerken karşıma dikilirdi. Annemler hep "Yazıktır çocuğa bak bir yeri şişer azcık da ona ver." der elimdekinin yarısını alırdı. Sırf bu yüzden bu kadar hızlı yemeye başladım ben." Kaşığını sinirle pilava saplayıp hışımla ağzına götürdü. "Şimdi bile aynı. Yemek sofrasına oturduğunda maksimum üç dakika içinde yedin yedin. Vakumlu süpürge gibi ne var ne yok silip süpürür valla..."

"Birlikte mi yaşıyorsunuz?Sen Ege ve Songül..."

"Ege ile ben Ege'nin ailesinden kalma evinde yaşıyoruz. Songül'ün evi hemen yanımızda..."

"Çok yakın duruyorsunuz."

"Öyleyizdir..." Boşalan pilav kaplarını çöpe atıp ayranını içmeye başladı Ece. "Ege benim için abiden farksız, bende onun kardeşi sayılırım.Doğduğumda beni kucağına ilk Ege almış..." Dudağına bulaşan köpükleri yalayıp sırıttı Ece. "Annem hep hayatında yaptığı en büyük hatanın beni Ege'nin eline vermek olduğunu söylüyor. Bizim şapşal beni tutmayı beceremeyip düşürmüş. Anneme göre tuhaf kişiliğimin tek nedeni tepe üstü yere çakılmam..."

"Bak bu olabilir..." Ayrandan koca bir yudum alıp kahkaha attı Bulut. "Şimdiye kadar tanıdığım en tuhaf insansın. Kaç insan terk edildiğini ailesine söylemek yerine barda koca arar ki?"

"Mecburum." İç çekip denizi izlemeye başladı Ece. "Eğer evlenmezsem Rize'ye geri dönmek zorunda kalırım. Buraya gelmek için o kadar çabaladım. Özgürlüğümü kaybedemem. "

"Neden Rize'ye gitme fikrinden bu kadar çok nefret ediyorsun?"

"Ben burada doğdum burada büyüdüm. Eskiden Ege'lerin evinde onun ailesi benim ailem hep beraber yaşıyorduk. Sonra onun ailesi vefat etti..." Sesine yansıyan hüznü saklamak adına boğazını temizledi Ece. "Apar topar Rize'ye taşındık. Dedemi tanısan Rize'nin benim için neden hapishane olduğunu anlardın. Onun korkusundan Rize'de kimse yanıma bile yaklaşamıyor. Ege'den başka arkadaşım bile yok orada. Burada Songül var, Jin var,iş arkadaşlarım var..." Yüzünü genç adama çevirip "Danny var hatta sen varsın." dedi. Amatör bir şekilde göz kırpıp "Arkadaş sayılırız, sonuçta birlikte pilav yedik ." dedi "Öyle herkesi Mahmut amcanın yerine getirmem ben, bilesin..."

Evlenmeden OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin