24. Bölüm ''Düğün''

2.3K 115 3
                                    

2. SEZONUN 10. BÖLÜMÜDÜR.

''Onlar harekete geçmeden işlerini bitirmeliyiz.''

''Olmaz Chelsea.'' dedi Jasper, yüzünde yeni çıkmaya başlamış dik sakallarını kaşırken. ''Bu bekledikleri bir şey olur.''

''Öyleyse ne yapacağız, oturup prensesin sonunu getirmelerini mi izleyeceğiz?'' dedi Dimitri. Chelsea'ya hak veriyordu. Jasper hışımla yerinden kalkıp ateş saçan gözlerini Dimitri'ye çevirdi.

''Kurallara sadık kalınacak.'' Dimitri gözlerini devirdikten sonra o da ayağa kalktı. ''Kurallar, kurallar. Artık kabul et dostum kuralların hiç bir işe yaramıyor.'' dedi kollarını göğsünde birleştirirek. O anda Jasper çizmesinin arasına sıkıştırdığı hançeri tek hamlede alıp havaya attı. Kabzasından yakaladı ve Dimitri'yi tek bir hareketle duvarla bütünleştirirken hançerini de boğazına dayadı.

''Emirlerime itaatsizliğin cezası nedir?'' dedi arkasını dönüp diğerlerine bakarken. Ortalığa sessizlik çökmüştü, kimseden çıt çıkmıyordu. Jasper gözleriyle Chelsea'yı süzdü. ''Neden bize söylemiyorsun Chelsea?'' dedi. Chelsea gözlerini etrafta gezdirdikten sonra dudaklarını yaladı.

''Teslim olmak.'' dedi düz bir sesle. ''Söylesene bunu mu istiyorsun Dimitri?'' dedi Jasper. Hepsi de subaylar tarafından aranan suçlulardı. Yağmacılık, adam kaçırma, öldürme, izinsiz mekan işletme bunlardan sadece bir kaçıydı. Dimitri korkan gözlerle ''Hayır.'' dedi. Jasper anında onu yakalarından bırakırken geri yerine oturdu. ''Güzel.''

''Jasper işine karışmak istemiyorum ama biz bir şey yapmazsak hepimizi teker teker avlayacaklar. Başta da prensesi.''

''Prenses bunu istemiyor Chelsea. Prensesi korurken geçmişte çalıştığımız gibi olmayacaktı. Anlaşmıştık. Yeni kurallar vardı. Neden anlamak istemiyorsunuz bu işten adam öldürerek sıyrılamayız. İşler düşündüğümüzden daha karmaşık. Biz düz adamlarız yaptığımız tek şey öldürmek. Ama prensese layık olabilmek istiyorsanız kendinize çeki düzen vereceksiniz. Benim yaptığım gibi.'' dedi elindeki hançerle yerden aldığı dalın parçasını gelişigüzel yontarken. Ardından ayağa kalktı. ''Kaleye dönüyoruz. Chelsea, sen benimle gel.'' dedi. Lively Kalesi'ne vardıklarında ise Eveline hazırlıklarını tamamlamıştı. Jasper ve Chelsea içeri girince oldukları yerde çivilendiler. Odadaki yabancı kadın onları büyülemişti. İkisi de böyle güzel bir şey görmeyi ummuyorlardı. Beyaz bir kumaş parçası nasıl da harikalar yaratmıştı böyle.

''Ne düşünüyorsunuz?'' dedi prenses Eveline neşeyle gülümserken. Jasper muzipçe yaklaştı ve prensesin beyaz eldivene bürünmüş elini olabileceği en nazik biçimde alıp dudaklarına götürdü ve yavaşça öptü. Ardından bütün o çekiciliğiyle:

''Buralarda yenisiniz sanırım leydim, yoksa bu güzelliği kolay kolay hafızamdan sileceğimi düşünmüyorum.'' dedi. Herkes kahkahalara boğulurken Eveline tüm içtenliğiyle Jasper'a sıkı sıkı sarıldı. O acı günden bu yana ikisinin arasından su sızmaz olmuştu. Artık en yakın sırdaşı bu çapkın adamdı.

''Muhteşem bir gelin olmuşsunuz prensesim. Büyüleyici!'' dedi Chelsea'da onlara yaklaşırken. Bugün Eveline ve Aerion için çok önemli günlerden biriydi. Çünkü o kara günlerden sonra bir çok olay yaşanmıştı. Eveline yavaş yavaş iyileşmişti. Bu süre içinde Aerion yüzlerce kez onun karşısına çıkıp af dilemişti. Defalarca ona özür mektupları göndermiş ama hiç cevap alamamıştı. Fakat prens hiç pes etmemişti. En sonunda prenseste onun bu hallerine dayanamayıp onu affetmişti. Fakat Aerion ondan ayrıldığı için şimdi tekrar evleniyorlardı. Fakat ilk düğüne göre tek fark bu ikisininde arzuladığı bir düğündü.

Büyük FedakarlıkWhere stories live. Discover now