23. Bölüm "Sızı"

2K 146 6
                                    

2. SEZONUN 9. BÖLÜMÜDÜR.

Prenses Eveline'ın gözleri bulanıklaştı. Görüşüne yamuk siluetler girdi. Ve gözleri kapandı.

-

Kral Gerrard bakışları Aerion'un üstündeyken konuştu.

''Bugün şanslı gününde değilsin anlaşılan.'' Aerion iniltiye benzer bir ses çıkardı. Sonra yüzünü krala dönüp ''Sizin için söylemesi kolay.'' dedi. ''Nasılsa attığınız oklar hedefi tam on ikiden vuruyor.''

''Bu biraz beceri meselesi oğlum.''

''Yapabileceğimi biliyorsun.'' dedi Aerion işini bırakıp kralın oturduğu kamelyaya yönelerek.

''Elbette biliyorum Aerion.'' diyip güldü kral. ''Sen ok atma haricinde her şeyde iyisin.'' Aerion'un gözleri titrer gibi oldu. Deri kılıfındaki kılıcını çıkarttı. Dizlerine koydu ve onu şöyle bir süzdü. Bu onun özel kılıcıydı. Kabzasında türlü değerli taşlar mevcuttu. Kalbinde derinden çınlayan bir sesle konuştu. ''Bir gün Eveline ile düello yapıyorduk. Kazanırsa, kılıcımı almak istediğini söyledi. İlk başta sinirlendim. Çünkü bunun en sevdiğim kılıcım olduğunu biliyordu. Yinede kabul ettim. O kadar kibirliydim ki, yeneceğine ihtimal dahi vermiyordum. Fakat o beni yendi... Ama kılıcımı almadı. Onun yerine yendiği halde bana kendi yayını hediye etti. Bu onun uğurlu yayıymış. Söylediğine göre bununla bir kere bile ıskalamamış.'' dedi Aerion boğuk boğuk inlerken.

''Belki de sadece sahibinde işe yarıyordur.'' dedi kral içten bir tebessümle. Oğlunun kafasının dağılması için onu zorla odasından çıkartmıştı. Çünkü ne zaman konuşsalar konu Eveline'den açılıyordu. Aradan bir yıl geçmiş olmasına rağmen Aerion bir kere prensesi ziyarete gitmemişti. Gururu onun sevgisini örseliyordu. ''Pekala Aerion, bu kadar yeter. Gerçekten yeter. Eveline gittiğinden beri ağzından onun adı düşmedi. Ayrıca prensesi dinlemedin bile. Üstelik ona çok ağır sözler ettin. Ve karşımda küçük bir oğlan çocuğu gibi her saniye ağlamana sinirleniyorum. Farketmiyorum sanıyorsun ama kendi kendini yiyip bitiriyorsun her gün.'' dedi elini Aerion'un omzuna atarak. ''Bak oğlum, siz tarihe emsal olacak kişilersiniz. Bırak bu gururu prensesin yanına git. Eminim oda seninle görüşmek istiyor.''

''Bilemiyorum baba. Ona sinirlenip öyle sözler söyledim ki benimle bir daha görüşeceğini bile sanmıyorum.'' dedi hayal kırıklığı içinde. Eveline'ın giderken söylediği sözleri hatırladı. Gözleri öyle incinmiş bakmıştı ki Aerion orada az kalsın kendini tutamayıp sarılacaktı.

''Bir hata yapmış olabilir, ama bu ortada suçu olduğunu göstermez. Bence bir açıklaması vardır. Eveline'ı tanıyoruz. O çok onurlu bir prenses.'' diye fısıldadı. Aerion iç çekerek gözlerini kapattı. Onu düşledi. Vanilya kokusunu ve saçlarının salınışını. Işıldayan gözlerini, ay ışığına benzer yüzünü, konuştuğunda gamzelerinin nasıl ortaya çıktığını, uzun kirpiklerinin yanaklarına gölge düşürdüğünü, kan kırmızısı dudaklarını. Bunlar aklına geldikçe özleminin ağrısı kalbine kazık sapladı. Olduğu yerde büzüldü. ''Ne olursa olsun, dinlemeliydim onu.''

''

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Büyük FedakarlıkWhere stories live. Discover now