7. Bölüm "Ziyaret"

5.2K 267 3
                                    

Korkmuyordu artık hiç kimseden hiç bir şeyden. Gözü o kadar kararmıştı ki hiç kimse hiç bir şey umrunda değildi. Bir savaşçı olmasa bile göğsünü dikleştirdi ve savaşçı pozisyonu aldı. Kanın kuruttuğu dudaklarını ıslattığı sırada gözü karardı ve kılıcı gürültülü bir şekilde yere düştü. Ardından oda bayıldı. Kendi kendine lanet ediyordu şu an. Öldürememişti kimseyi. Bu öldürdüğü şovalye ise öldürdüğü ilk kişiydi. Göz kapakları yavaşca kapandı.

★★★

Eveline yumuşak yatakta yavaşca kıpırdandı. Artık kan kokusu almıyordu. Gözlerini açtı ve elini yüzünde gezdirdi. Hiç bir yerinde kan yoktu. Kendi odasındaydı ve beyaz bir gecelik giyiyordu. Saçlarında da kan yoktu. Karnındaki yarası ve ayak bileği de sarılmıştı. Eveline hızla yataktan doğruldu. Gün çoktan doğmuştu. Etrafı dinlediğinde terastan gelen sesleri fark etti. Teras kapısını biraz aralayınca Aerion ile Rose'un konuştuğunu gördü. Hemen Aerion'u ve diğerlerinide öldürüp kendi krallığına kaçmalıydı. Babasının gönderdiği Eddard ona yardım ederdi.

Eveline Aerion'un belindeki hançeri görünce hemen harekete geçip Aerion'a doğru koşmaya başladı. Çoktan gözleri dolmuştu çünkü dün Aerion'u sevdiğini anlamıştı. Aerion'un ona ihanet ettiğini düşününce kalbi çok ağrımıştı ve artık Aerion'a olan hislerinin hoşlanmadan öte olduğunun farkına varmıştı. Ama yinede soğuk kanlı olması gerekiyordu. Söz vermişti onların sonunu getirmeye. Bir yandan ağlarken,

"Seni yüzsüz!" dedi hançeri Aerion'un belinden almaya çalışarak. Aerion Eveline'ı görünce ayağa kalkıp prensesi kollarından tuttu. Eveline ondan daha hızlıydı ama daha güçlü değildi. Yakalanmıştı bir kere. Ama Eveline vazgeçmiyordu bir yandan Aerion'a gelişi güzel vurmaya çalışıyor bir yandan hüngür hüngür ağlıyordu.
"Hala ne yüzle buradasın! Dün gülüyordun! Planınız işe yaramadı!" diyordu dişlerinin arasından.

"Eveline lütfen sakin ol." dedi Aerion kollarının arasında çırpınan Eveline'a.
"Beni öldürmeye çalıştın!" dedi kollarının arasında. Bu sırada Rose onları yalnız bırakmak için içeri girdi.

"Seni öldürmeye çalışmadım! Asla böyle bir şey yapmam. Seni seviyorum!" dedi Aerion. Eveline çırpınmayı kesti. Artık gücü kalmamıştı. Hançere bir türlü ulaşamıyordu. Yere çöktü. O çökünce Aerion'da çöktü ve prensesi kolları arasına aldı.
"Neden Aerion?" dedi prenses hıçkırıklarının arasından.
"Seviyorsan neden beni o odaya kilitlettin?!" dedi Eveline.

"Ben seni yemek odasında bekliyordum. Sana kıyafet bile gönderdim."
"O kıyafeti giydim." dedi Eveline ağlayarak. Sinirleri bozulmuştu. Aerion'un kolları arasında geriye yaslandı ve masmavi gökyüzünü izlemeye başladı.

"Hayatımda gördüğüm en güzel elbiseydi... Bir köle kapıma gelip beni senin başka bir yerde beklediğini söyledi. Kalenin hiç bilmediğim yerlerine götürdü ve kapıyı kilitledi. Kralın şovalyelerinden biri beni orada bekliyordu. Ben... Onu öldürdüm." dedi ağlayarak.

Babam asla böyle bir şey yapmaz." dedi Aerion. Ve devam etti.
"Babam seni hepimizden çok seviyor."
"Öldürdüğüm kralın şovalyelerindendi. Eminim." dedi Eveline bastıra bastıra.
"Sana yemin ediyorum Eveline, kim yaptırdıysa cezasını çekecek." dedi Aerion. Bir yandanda Eveline'ın yanağını okşuyordu.

"Bilemiyorum Aerion." dedi Eveline Aerion'un kollarından çıkarken.
"Artık sana güvenemiyorum." dedi. Gözleri dolmuştu. Onu seviyordu artık ama bu koşullar altında sevdiğini söyleyemezdi. Teras kapısını açıp odasına geri girdi ve üstünü değiştirmek için eline yeni bir elbise aldı. Odada ondan başka kimse yoktu.

Büyük FedakarlıkWhere stories live. Discover now