9. Bölüm "Av"

4.3K 240 0
                                    

"Prenses nerede?" diye sordu Aerion hizmetçiye. Sabah kalktığında yanında Eveline'ı bulamamıştı.
"Yardımcısı Williamla erkenden ava gittiler." dedi hizmetçi. Eveline kendi kalesindeydi ve burada dilediği gibi davranabilirdi.
"Şovalyelere haber verin atımı hazırlasınlar beni prensesin yanına götürecekler." diye emretti Aerion.

Bunun üzerine aşağı inip hazırlanan atına bindi. Yanındaki onu koruyan bir kaç şovalyalyede arkasından atlarla geldi. Aerion av yerine vardığında üç çadır gördü. Burası bir sürü güzel çiçeği barındıran bir ovaydı. Her yer çimendi ve etraf düzlüktü. Güneşin sapsarı ışıkları çadırlara vuruyordu. Prens atını şovalyelere teslim etti ve büyük olan çadıra girmek üzere yürüdü. Bu çadırın prensese ait olduğu her halinden belliydi. En büyüğü buydu ve işlemeleride renkliydi.

Tam çadırın perdesini açıp içeri girecekti ki çadırın arkasından gelen ses onu durdurdu.
"Bir daha!" diye bağırdı William prensese. Bu sırasa prens ne olduğunu görmek için çadırın arkasına yürüdü. İlk önce prensesin eğitmeni ve yardımcısı, beyaz saçlarıyla William'ı gördü. Ardından binici kıyafeti giyen prensesi. Dizine gelen de çizmeleri. Deri binici pantolonunun üstünde hafif bol beyaz bir t-shirt vardı. Beline gelen saçlarını önüne gelmesin diye arkadan örmüştü.

Elinde ise büyük bir yay tutuyordu. Biraz uzağında bir kum çuvalı ve üzerinde bir kaç tanede ok vardı. Eveline zarifçe önüne gelen saçını kulağının arkasına koydu ve bir ayağını kibarca öne attı. Yerden bir ok alıp yayı gerdi ve kulağının arkasına getirdi. Göğsü hareket etmiyordu. Prenses muhteşem bir ustalıkla oku gönderirken ok tamda kum çuvalının tam ortasına isabet etti.

Bunu gören prenses el çırparak William'a sarıldı. Yüzünde Aerion'un hiç görmediği şekilde içten bir gülümseme mevcuttu. Bu gülümseme içini ısıttı ve Aerion'dan da içten bir kıkırtı çıktı. O sırada Eveline bunu duyup William'ın kollarından çıktı ce yerdeki yay ile okunu aldı. Hemen oku yaya koydu ve yayını gerdi. Korkuyla etraftaki çalıların arasına bakıyordu. William'da kılıcını çekmişti.

Bu sırada Aerion çadırın arkasından çıkarak onlara doğru yürüdü. Eveline yayını yere indirdi ve rahatlar gibi iç çekti.

"Tanrım, Aerion! Beni öldürecektin korkudan." dedi elini göğsüne koyarak. Bu sırada William'da onları yalnız bıraktı. İkisi ormana doğru yürümeye başladı. Sık sık ve yaşlı ağaçların arasında oluşan patika yolundan yürüyorlardı.

"Neden buradasın?" diye sordu prenses.
"Çok güzel ok atıyorsun." dedi Aerion.
"Bunu biliyorum. Soruma cevap vermedin." dedi Eveline.
"Beraber domuz avlarız diye düşünmüştüm."
"Hayır bu yüzden gelmedin Aerion çünkü burada domuz neredeyse hiç olmaz genelde geyik avlarız."

"Öyle miymiş? Bilmiyordum." dedi Aerion sırıtarak.
"Gayette biliyordun." dedi Eveline gülerek. Çadırdan ve askerlerden iyice uzaklaşmışlardı ve ormanın derinliklerine girmişlerdi. O sırada Aerion beklenmedik bir hareketle Eveline'ı çime yatırdı ve üstüne çıktı.

"Tamam, belki de biliyorumdur." dedi Eveline'a iyice yakınlaşmıştı. Gözleri Eveline'nın gözleri ve dudakları arasında gidip geliyordu. Eveline'a daha çok yaklaştı ve dudaklarını dudaklarına yerleştirdi. Eveline'da dudaklarını araladı ve Aerion'a izin verdi. Bu öpüşme çıkardan değildi. Tamamen duygularıyla hareket ediyordu ikiside. Eveline'ın eli Aerion'un boynuna dolandı ve Aerion'da elini Eveline'ın beline doladı. Eveline Aerion'un daha ileri gideceğini biliyordu çünkü artık Aerion'da Eveline'ın kendisine aşık olduğunu anlamıştı.

"Prensesim!" diye bir ses geldi biraz uzaktan. İkiside öpüşmelerini kesip hemen ayaklandılar. Gelen kişi Williamdı.
"Ne oldu Will?" diye sordu Eveline.
William prensese yaklaştı ve kulağına fısıldadı.
"Kraliçe Malandra prensle bugün burada kalnanızı istedi. Kale biraz karışmış." dedi.
"Ne oldu ki?" diye sordu hayretle prenses.
"Bende bilmiyorum fakat kral sinirliymiş." dedi William. Prenses onaylar anlamda başını salladı ve prensle tekrar yalnız kaldılar. İkiside tekrar yürümeye başladılar.

Büyük FedakarlıkOù les histoires vivent. Découvrez maintenant