"Çizimlerini beğendim Defne, hemde çok. Büyülendim diyebilirim. Ama daha iyi çizebileceğini biliyorum. İlk işini veriyorum, sürekli çizmeni istiyorum, farklı farklı tarzda ayakkabılar çizip bu haftanın sonunda birlikte inceleyeceğiz ve eksiklerini tamamlayacağız. Evde, işte her yerde çiz. Kolay gelsin şimdiden." deyip odadan çıkmıştı Ömer. Tamam bile diyememişti Defne. Ne yapmıştı bu adam az önce? Defne hala etkisinden çıkamamış bir şekilde odasında oturuyordu. Ömer odasına geçip Defne'ye göz ucuyla baktı. Ömer'in Defne'yi etkilediği Güneş saçlı kızın her halinden anlaşılıyordu. Ömer keyifle gülümsedi. Daha yeni başlıyordu.

        ***

Defne hızlıca şirkete girdi. İçinde adını koyamadığı bir heyecan vardı. Sorgulamak istemiyordu bu heyecanı. Eğer derinlere inerse karşılaşacağı şeylerden korkuyordu. Odasına girer girmez Ömer'in odasına baktı. Yoktu. İçindeki heyecanı bir anda yok olmuştu. Elini yüzünü yıkamaya gitmek için odasından çıktı. Tam o sırada Ömer'in içeriye doğru girdiğini gördü. Takım elbiseyle harika görünüyor diye düşündü Defne. Bir yandan suyunu içiyor diğer yandan ise Derya'nın anlattıklarını dinliyordu. Sanki zamanı yavaşlatmışlardı Defne için. Bütün haraketlerini dikkatlice izliyordu. Kafasını kaşımasını, elini dudağının kenarına sürtmesini... İç geçirdi Defne. Ne oluyor bana diye düşündü. Sahiden ne oluyordu Defne'ye? Bir kaç hafta öncesinde Selim vardı onun için. Sadece Selim. Şuan bu adam onu alt üst etmişti. Anlam veremiyordu. Defne yine İsmail'in dediklerini hatırladı. Hayatının aşkı demişti. Kafasını sallayıp reddetti bu durumu. Korkuyordu. Tekrar Ömer'e odaklandı. Kalbinde yine adlandıramadığı şey olmuştu. Çarpıyordu, çok hızlı çarpıyordu. Bacakları kendi isteği dışında titremeye başlamıştı. Ömer'in sert bakışları Defne'yi bulunca yumuşamıştı. İşte dedi Defne içinden, işte tam orada bir şey var. Herkese karşı olan bir şey değil ama. Defne'yi farklı hissettirecek bir şeydi bu. Ömer Defne'ye doğru yaklaşmaya başlamıştı. Defne'yi görmek rahatlatmıştı onu. Defne'nin dünden sonra ne düşündüğünü çok merak ediyordu. Ömer, Defne'yi etkilediğini görmüştü. Çok hoşuna gitmişti bu durum. Bugün ona farklı bakıyordu, daha önce rastlamadığı bir bakışıydı bu.

"Günaydın Defne, odama gelsene." dedi Ömer ve Defne'nin yanından hızlıca geçti. Defne, Ömer'i görünce konuşmayı unutmuştu. Arkasından koşuşturarak odasına girdi.

"G-günaydın Ömer Bey. Bir şey mi oldu?" Defne kekelediğini fark edince heyecanı biraz daha artmıştı. İçinden kendine kızıyordu. Ömer'in suratında gülümseme oluşunca Defne kendini tutamayarak konuşmaya başladı.

"Neye gülüyorsunuz Ömer Bey? Bir şey mi oldu?" Ömer bayılıyordu Defne'nin bu hallerine. Biraz daha bu halinden faydalanarak uğraşacaktı ki Koray'ın odaya girdiğini gördü.

"Aaa kızıl manken." dedi Koray boş bulunarak. Defne anlayamamıştı. Ömer sinirlerine hakim olmaya çalışarak temkinli konuşmaya başladı.

"Koraycım yine neden geldin? Birazda burada mı boş konuşayım dedin? Neden yani?" dedi Ömer sakince. Koray savunmaya geçerek bağırmaya başladı.

"Hayatım ben seninle mi konuşuyorum? Ben kızıl mankenle konuşuyorum. Sen neden kızıl ve mankeni aynı yerde kullanınca sinirleniyorsun Ömüş?" Ömer, Koray'ın söylediği şeyden sonra hızlıca kafasını Koray'a döndürdü. Eğer Defne burada olmasaydı çoktan onu öldürmüş olurdu. Defne muhabbeti anlamadığı için Ömer'e boş boş bakıyordu. Koray hızını alamayarak konuşmaya devam etti.

"Hayatım adın ne bilmiyorum o yüzden kızıl diyorum. Sana mankenlik o kadar çok yakışır ki adeta manken olmak için doğmuşsun. Ömüş bunu söylediğimde çok sinirlendi ama boşver sen onu. Bence sen Passionis'in mankeni olarak devam etmelisin. Ay sana artık kuru kız diyeceğim. Tam bi kuru kız havan var. Saçların doğal mı kuru kız?" Defne söylediklerini takip edememişti bile. Ne demişti az önce o diye düşündü. Koray'ı dinlerken bile yorulmuştu Defne. Ömer'in burnundan soluduğu gördü.

"Koray, çık odadan. Hadi Koray. HADİ!" diye bağırdı Ömer. Koray korkarak odadan sessizce çıktı. Ömer Defne'nin manken olma ihtimalini kaldıramazdı. Kimse bakamazdı onun bacaklarına. Düşününce çıldıracakmış gibi oluyordu Ömer. Defne, Ömer'in bu halinden korkmuştu.
"Neden manken olmama sinirlenmişti ki? Kıskandı mı yoksa? Hayır canım neden kıskansın." dedi Defne içinden. Aralarındaki garip gerginliği Ömer bozmuştu.

"Sen bakma Koray'a Defne. Öyle boş boş konuşur. Mankenlikmiş falan, düşünmüyorsun demi böyle bir şey Defne?" Ömer bu soruyu sorarken sesi titremişti. Defne'nin cevabından korkuyordu. Ömer'in bakışları sertleşmişti. Defne en çok Ömer'in bakışlarından korkuyordu. Sertti, delip geçiyordu her yeri.

"H-hayır Ömer Bey. Hiç öyle bir şey düşünmedim. Tasarımla uğraşmak istiyorum sadece." dedi Defne korkarak. Ömer'in içine su serpmişti Defne. Cevabından sonra yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı. Defne, Ömer'in sürekli değişen ruh halini anlamıyordu. Ömer'i anlamak zor diye düşündü içinden.

"Sevindim Defne. Mankenliğe gerek var mı? Yok bence. Tasarımda gayet iyisin ve daha iyi olacaksın." dedi Ömer. Kıskandığını belli etmişti. Defne gülümsedi imalı bir şekilde. İlk defa Ömer'i anlamıştı. Kıskandığını düşününce kalbi yine hızlı atmaya başlamıştı. Peki neden kıskandı diye düşündü içinden. Hep aklında bir soru bırakıyordu bu adam Defne'nin. Ömer ayağa kalkıp Defne'ye doğru yürümeye başladı. Defne'nin kalbi bu sefer çıkacak gibi oldu. Bacakları tekrardan titremeye başladı. Bayılacak gibiydi. İyice Defne'ye yaklaştı. Defne'nin önüne düşen saçları geriye doğru attı Ömer. Konuşurken nefesi Defne'nin suratına çarptı.

"Ayrıca çizimlerini al, bizim eve gidip iyice çizimlerinin üstünde çalışacağız. Olur mu?" dedi Ömer sessizce. Defne ne tepki verebiliyordu ne konuşabiliyordu. Ayakta bile zor duruyordu. Kalbi buna dayanamayacak gibiydi. Kafasını olur dercesine salladı. Evine gideceklerdi şimdi. Bu kadar yakınında beyni çalışmıyordu sanki. Evinde ne yapacaktı peki? Nasıl sakin olabilecekti? Bilmiyordu Defne. Cevaplayamıyordu bunları. Tek bildiği uçurumun kenarında olduğuydu.

Kiralık Aşk& Sevdan Bir Ateş (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin