ZOR AŞK SERİSİ_1 NEFRETTEN KALBE

ÖZÜR DİLERİM SENİ SEVİYORUM

Ekin, perişan halde olan Nisa ile beraber ambulansın hemen arkasından hastaneye varmışlardı. Sedyeyle indirilen Savaş'ın yanına koşan Nisa, Ekin'in önleyici kolları sayesinde adım atamamış ve sağlıkçıların koşturarak içeriye götürülüşünü izlemek durumunda kalmıştı. " Bırak beni" diye çırpınsa da Ekin onu bırakmadı. Kendi başına hareket edebilecek kadar iyi olduğunu düşünmediğinden engelliyordu onu.

" Tamam ama sakin ol" diyerek kolundan tutup acil servise doğru yönlendirdi kızı. Gelene kadar hiç durmadan ağlamıştı. Onun artık Savaş'ı sevdiğine emindi. Olan bitenleri bilmesine rağmen onu sevdiğini biliyordu. Savaş zaten ne kadar yok dese de âşıktı. Bunu öğreneli uzun zaman olmuştu zaten ama bu gün Nisa'dan da emindi. Bu iki aptal aşığın böyle kötü bir olayla sonunda bir araya gelebileceğini düşünerek mutluydu. Savaş'ın iyi olacağına inancı tamdı.

Savaş, hızla acile alınmış ve gerekli tetkikler yapılmaya başlamıştı. Ona tam olarak ne olduğunu yapılan tahlillerde kesinkes anlaşılacaktı. Doktorlar gibi tahlillerin sonuçlarını beklerken kapıdan yapılan müdahaleleri izliyorlardı. " Nasıl oldu?" diye sordu Ekin gözünü bir an bile içerideki adamdan ayırmayan kıza. Apar topar gediği için doğru dürüst hiçbir şey öğrenememişti.

" Bilmiyorum. Banyoda ses duydum" diye açıkladı yeterliymiş gibi. " Ona ne oldu bilmiyorum. Ama böyle olsun istemedim ben. Ölmesini istemedim hiç." Dönüp Ekin'e baktı. " İyi olacak değil mi? O yine iyileşecek." Başını sallayarak onayladı Ekin kızı. Oldukça perişan olmuştu. Onu üzecek şeyler söylememeye çalışıyordu.

Nisa, başını yana doğru çevirip Savaş'ın etrafında dört dönen doktora bakmaya başladı. " Ölmesini dilediğimi söyledim ama bunu istediğimden yapmadım. O beni kızdırınca ağzımdan çıkıverdi. Böyle olacağını bilseydim hiç söyler miydim? Benim yüzümden olmadı değil mi Ekin? Ben öyle söyledim diye böyle olmadı..."

Ağlayan kızı kendisine doğru çekerek sarıldı. " Hayır Nisa. Sen söyledin diye olmadı. Mantıklı düşün. Savaş iyi olacak ve ayağa kalkacak. Sonra yine o kibirle sana bakacak ve ağladığın için azarlayacak seni. Yapar biliyorsun." Ona güç vermek istediği için söylemişti tüm sözleri. Üzülmesin diye... Çünkü Nisa bu olanın kendisinin söylediklerinden dolayı olduğunu düşünecek kadar acı çekiyordu. Onun üzülmesine seyirci kalamazdı. Zaten yeterince acı çekmişti kız. Sadece o değil Savaş da acı çekmişti. Artık kavuşma zamanları gelmişti. Birbirlerini böyle önemseyen ikilin artık yan yana olma vakti gelmişti.

Ancak o sırada doktorlar Savaş'ı hızla acil servisten çıkarmaya başladığında, Nisa kendisini geri çekip giden doktora doğru baktı. " Savaş" diye çığlık atarak arkasından koşturmaya başlamıştı ve Ekin bir anlık şokla Nisa'nın elinden kaçmasına izin vermişti. Savaş'ın durumunun kötü olduğunu düşünmek istemiyordu. Savaş güçlü bir adamdı. Bir anda tüm sevdiklerini geride bırakıp gidecek biri değildi. Ona yakışmazdı bu.

Nisa'nın hemen arkasından giderek ameliyathanenin kapısın önüne gelip durmuştu. Nisa kapanan kapıların önünde diz çökmüş ağlamaya devam ediyordu. O zaman kızın sadece pijamalarıyla olduğun fark etmişti. Şimdi o incecik şeylerle hastanenin soğuk zeminine oturarak ağlıyordu. Yanına yaklaşıp omuzlarından kaldırmaya çalıştı onu. Ancak Nisa müsaade etmedi.

Pes etmeden yeniden kaldırmak istediğinde bu kez direnmedi kız. Bez bebek gibi kolaylıkla kaldırıp köşedeki sandalyelerden birine oturttu onu. Sonrada ceketini çıkarıp omuzlarına bıraktı ve cebindeki mendili eline tutuşturdu. Ne işe yaradığını bilmiyor gibi davranan kızı izledi. Eline tutuşturduğu mendili sıkarak ağlamaya devam ediyordu.

Daha önce bu kadar içten ve acı çekerek ağlayan bir kadın görmemişti. İstediklerini yaptırmak isteyen kadınların en büyük silahlarının gözyaşlarını olduğunu öğrendiğinden beri bu tarz şeylere kanmamayı öğrenmişti. Ama Nisa öyle değildi. Şu an ağlıyordu çünkü Savaş için endişeliydi. Onun için korkuyordu. Kendisi itiraf edemese de şu an açık şekilde onu sevdiğini tüm dünyaya ilan ediyordu. O bilmiyordu belki ama bu göz yaşları ikisi arasındaki güçlü sevgi bağını daha da güçlendiren can sularına dönüyordu.