BASKIN

39.5K 1.9K 106
                                    


Nisa, Derya'ya bakmak için odaya geri döndüğünde, onun da uyanmış olduğunu görünce, gülümseyerek yatağa yaklaştı. Derya'nın biraz daha iyi olduğunu görmek onun da iyi hissetmesine neden olmuştu. " Nasılsın?" diye sordu en neşeli sesiyle. Aslında neşeliydi de. Bu gün ailesiyle keyifli dakikalar geçirdiğinden bunu tüm hareketlerinden belli oluyordu. İstiyordu ki kendi mutluluğu Derya'ya da yansısın ve biraz toparlanıp olan biteni kendisine anlatsın. Ona yardım edebilmesi içi ne olduğunu biliyor olmalıydı.

" Biraz daha iyiyim" dedi. Nisa bir an da yataktan fırlayarak pencereye doğru ilerledi ve beyaz tüllü kenara çekerek yeni doğmaya başlayan güneşin odaya dolmasına izin verdi. Sonrada pencereyi açarak temiz havayı da içeriye aldı. Kollarını iki yana açarak birkaç derin nefes alıp verdi.

Sonrada geriye dönüp Derya'ya baktı. " Bu gün çok güzel bir gün olacak. Aynen seninde böyle olmanı istiyorum. Gel buraya" eliyle onu yanına çağırdı. Derya ise oturduğu yerden onun mutluluğunu izliyordu. Bir an dün söylediği şeyi duyup duymadığı konusunda tereddüde düşmüştü. Ne o konu hakkında bir şey sormuş ne de bir imada bulunmuştu. Sanki hiçbir şey olmamış gibi gülümsüyordu.

Nisa, onun kalkmayacağını anlayınca yanına giderek kolundan tutup ayağa kalkmaya zorlamıştı. Sonra da onu ayağa kaldırıp camın kenarına getirdi. Pencere ile onun arasından çekilerek tamamen cama yaklaşmasını sağladı. Sonrada biraz önce kendisinin yaptığı gibi kollarını kaldırmasını sağladı. " Hadi derin bir nefes al ve olumsuz hislerinin senden uzaklaşmasına izin ver. İnan bana daha iyi hissedeceksin"

" Ama" geri dönmek istedi ancak hemen arkasında duran Nisa ona izin vermedi.

" Hadi dene. İşe yarayacak." Derya hiç inanmasa da söylediğini yaparak derin nefesler alıp vermeye başladı. Aldığı her nefeste korkuları biraz daha doluyordu aklına. Bu da gözlerinin dolmasına neden doluyordu. Ağlamak üzere olduğundan aldığı nefes de titreyerek çıkmaya başlamıştı. Nisa, onun ağlayacağını anlayınca müdahale etmeye karar verdi. " Sakın ağlama. Hiçbir şey kendini yıpratmana değmez" diye fısıldadı kulağına.

Ancak bu Derya'nın daha fazla ağlamasına neden olmuştu. Yavaşça kollarını indirerek cama tutundu. " Ama ben çok çaresiz hissediyorum Nisa. Biliyorum bunları hissetmeye bir hakkım yok. Başıma gelen her şeyi bilerek kendim yaptım. Bu halde olmamın nedeni benim biliyorum. Ama Nisa böyle olsun istemedim ben. Ben sadece onun beni sevdiğini düşünmüştüm. Âşık falan değildim ancak bana olan davranışları hoşuma gidiyordu. İki aydır bulutların üzerinde dolanıyordum. Benimle nasıl ilgileniyordu görmen lazımdı Nisa. Tamam, demiştim işte aradığım ilişkiyi buldum. Beni seviyor, işi var, durumu iyi..."

" Ancak bir hafta öncesinde dolaştığım bulutların üzeride kafa üstü yere çakıldım. Bir anda telefonlarıma bakmaz oldu. Ona ulaşacak her yolu denedim ama olmadı. Beni görmekten kaçındı. Ben ise..." durdu derin bir nefes daha aldı. Ama sanki içine hava değil de dikenler dolmuş gibi hissetti." Ben... Bir bebekle baş başa kaldım. Şu an dipsiz bir kuyunun içine düşüyor gibi hissediyorum. Sanki düşüyorum ama sonu yok gibi, hiç dibe ulaşamayacağım gibi hissediyorum. Biri etrafımdaki tüm ışıkları söndürmüş, yönümü görmemi engellemiş gibi hissediyorum. Korkuyorum Nisa. Bu karanlıkta kaybolmaktan korkuyorum. Çünkü ben önümü göremiyorum." Geriye dönüp gözleri dolmuş olan arkadaşına baktı. Bunu beklemiyordu. Nisa, kolay ağlayan biri değildi. O her zaman mutlu olmanın yolunu bulabilen biriydi. Bu yüzden onu en son bu halde babası için ağlarken görmüştü.

Elini uzatıp yanağından süzülen damlayı parmağının ucuyla yakaladı. " Neden ağlıyorsun?" diye sordu. O da ne söyleyeceğini şaşırmıştı.

ZOR AŞK SERİSİ_1 NEFRETTEN KALBEWhere stories live. Discover now