KAZA

37.6K 2K 92
                                    


Savaş, Nisa ile konuşmasından yarım saat sonra eve geldiğinde, kısacık mesafede ile sırılsıklam ıslanmıştı. Kış geliyordu ve hava durumuna göre bu yağmur birkaç gün daha şiddetini gösterecekti. Yağmuru seviyordu ancak Nisa aklına gelince soru işaretleri yok değildi. Korkusu yağmur muydu yoksa gök gürültüsü müydü emin değildi. Ona sormamıştı. Bu tarz özel şeyleri sormak ona göre değildi. Deli gibi merak etse de sormazdı. Ancak bu akşam anlardı. Yağmurdan mı korkuyordu yoksa gök gürültüsünden mi?

Salondan geçerken Bahar'ı dergi karıştırırken görünce yanılmadığını anlamıştı. Hasta falan değildi. Sadece öyleymiş gibi davranarak Nisa'yı dışarıya göndermişti. Sırf onun azarlanmasını görmesi için... Gerçekten kadınlardan neden nefret ettiğini oldukça net bir şekilde hatırlatıyordu kendine. Kendi çıkarları için nasıl başkasını harcadıklarını hatırlamıştı. Hande'de böyleydi ve onun etrafında dolanmaya çalışan diğerleri de. Ta ki Nisa'ya kadar bunun böyle olduğuna inanmıştı. Şimdi belki de bu yüzden Nisa'ya değer veriyordu. Onun gibilerin var olmadığını bildiğinden kaybetmek istemiyordu.

Merdivenleri çıkmadan önce durdu. " Nisa nerede?" diye sordu kendisini aradığını söylemeden. Cevabı bilmesine rağmen yine de duymak istiyordu.

Bahar'ın elindeki dergiyi kapayıp dizlerine koyduğunu sonra da kendisine gülümseyerek bakışını izledi. " Nisa mı? O dışarıya çıktı" sıradan bir şeymiş gibi.

" Dışarıya mı çıktı? Ne için?" sinirli konuşmamaya çalışıyordu. Kendisini yanıltmadığı konusunda şaşırmamıştı.

Bahar, dergiyi masanın üzerine bırakıp fincanını eline aldı. " Biraz başım ağırmıştı. Nisa'da görünce ilaç almak istedi. Senin kızacağını söyledim ama ısrar edince bir şey söylemedim. Kız sürekli evde, dışarıya çıkmak istemesini hoş görmek lazım. Sen de fazla katısın Savaş. Biraz özgürlük tanı kıza."

Ellerini beline koyup başını öne doğru eğdi. Attığı kahkahanın sesini duyan Bahar, şaşkınlıkla Savaş'ı izliyordu. Neye güldüğünü anlayamamıştı. Ancak başını kaldırıp kendisine baktığını gördüğünde merakla beklemeye başladı. " Demek senin başın ağırınca Nisa da ilaç almak için evde yardımcılar varken kendisi gitmek istedi. Sen de benim kızacağımı bilmene rağmen izin verdin öyle mi?" diye sordu.

" Çok ısrar edince kıyamadım. Hava almak istemesini anlıyorum. Ne kadar istemiyor olsam da izin verdim."

" Anlıyorum, iyi tamam" dedi ve bir şey söylemeye gerek görmeden merdivenleri çıkarak Elif'in odasına girdi.

Bahar arkasından şaşkınlıkla bakıyordu. Beklediği tepki bu değildi. Savaş'ın kızmasını, bağırmasını bekliyordu ama o sakin bir şekilde kabullenerek yukarıya çıkmıştı. Bir yerde yanlış bir şey söyleyip söylemediğini düşündü. Hayır, her şeyi planladığı gibi yapmıştı. Ve bu kadarıyla Savaş'ı çılgına çevireceğine emindi. Ancak hiçbir şey olmamıştı. Burada bir tuhaflık vardı. Bu normal bir kabulleniş değildi. Ya bu kızı fazla hafife alıyordu ya da Savaş'ı artık Nisa'ya karşı kışkırtmak için geç kalmıştı. İkincisinin olmaması için dua ediyordu. Nisa ile her şekilde baş ederdi ama Savaş'la edemezdi.

Savaş kitap okuyan kardeşinin yanına geldiğinde, Elif, Nisa geldi sanarak kapıya bakmıştı ama abisiyle karşılaştığında biraz şaşkınlık biraz da korkuyla kalakalmıştı. Şimdi Nisa'nım gittiğini öğrendiğinde kızacak ve yine ona bağıracaktı. Bunu istemiyordu. Araları yavaş yavaş düzelirken yeniden başa dönmelerini istemiyordu. Çünkü çok kırılgan bir dönemdeydiler. İkisi de birbirine olan duygularından haberdar değildi ve bu yüzden birbirine olan davranışları ilişkilerinin gidişatına oldukça etki ediyordu.

ZOR AŞK SERİSİ_1 NEFRETTEN KALBEDove le storie prendono vita. Scoprilo ora