GÖZE GÖZ

34.7K 1.7K 47
                                    

BUNDAN SONRA  BÖLÜMLER DÖRT GÜNDE BİR İKİ BÖLÜM BİRDEN GELECEK. İYİ OKUMALAR ...

Dolaptan çıkardığı mavi gömleği üzerine geçirip düğmelerini iliklemeye başlamıştı. Bu gün önemli toplantısı vardı. Dubai'den yatırımcılar geliyordu. Bu kendisi için büyük bir yatırımdı. Bu işten büyük bir kar elde edebilirdi. Araplar lüks ve gösterişi oldukça çok seviyordu. Onların lükse olan merakı mühendislere oldukça iyi kar elde etme olanağı sağlıyordu. Bu yüzden oldukça emindi. Bu işi kesinlikle alacaktı.

Lacivert kravat çıkarıp onu da boynuna dolayarak bağladı ve yatağın üzerindeki lacivert ceketini alıp omuzlarından geçirdi. İşte hazırdı. Telefonunu eline alarak odana çıktı ve yol üzerinde olan kardeşinin odasına girdi. Elif, hemşirenin yardımıyla giyinmiş ve sandalyesine oturmuştu bile. Yanında sürekli biri olması gerektiğinden ve evde Elif'le ilgilenecek sevgi dolu kimse olmadığından bu yola başvurmuştu. Kardeşi her ne kadar tedaviyi kabul etmiyor olsa ve hemşireleri sürekli kovuyor olsa da yine de vazgeçmeden, onun fizik tedavisine devam etmesini sağlıyordu. Onun bir gün iyileşip yeniden ayağa kalkmasını görmeyi çok istiyordu. Keşke kardeşi de bunu isteseydi.

Eğilip saçlarının arasına bir öpücük bıraktı." Günaydın ufaklık. Bu gün çok hoş görünüyorsun" Kardeşinin bu cümleyle biraz olsun gülümsediğini gördü. Elini saçlarının arasına daldırıp karıştırdı. " Aç olmalısın. Hadi kahvaltıya gidelim" dedi sandalyeyi tutmak için uzanırken. Ama Elif, başını sallayarak itiraz etti. Sonrada kendisi sandalyesini yönlendirerek kapıya doğru ilerlemeye başladı. Asansörün kapısına vardığında, abisinin yardım etmesine gerek kalmadan düğmeye basarak kapıların açılmasını sağladı. Sonrada yeniden sandalyesini yönlendirerek asansöre girmişti. Abisi de hemen ardından bindiğinde, alt katın tuşuna bastılar.

Kapı kapanırken " Durun, bekleyin..." diye bağıran sesi duyduklarında, Elif abisine bakmıştı. Savaş, ayağını uzatarak kapının kapanmasını engellediğinde, Hande çok geçmeden kapıya ulaşmıştı bile. Sarı kısa saçları düz, dışarıya çıkacakmış gibi yapılmış makyajı ve mavi kısa elbisesiyle, kahvaltıya iner gibi değil de kahvaltıya gider gibi görünüyordu. " Beni duymadınız sanmıştım" dedi asansöre binmek için hamlede bulunurken. Ancak Savaş, ayağını hala çekmediği için içeriye girememişti.

" Bence merdivenleri kullansan daha iyi olacak" diyerek ayağını çekmiş ve kızın şaşkın yüzüne kibirli bir gülümseme ile bakmaya başlamıştı.

Hande, bu harekete asansörü durdurmuş olmasından daha fazla şaşırmıştı. Madem onu asansöre almayacaktı neden durdurmuştu asansörü? Savaş'ı anlamak zaten hiç mümkün olmamıştı ki? " Neden?" diye sordu hareketine bir anlam yükleyebilmek için.

" Bence çok kilo almışsın. Merdivenleri kullanman daha faydalı olur" dedi ve asansörün kapısı onu desteklercesine yavaşça kapandı.

Hande şok olmuş bir halde bedenine bakarken, Savaş'ın doğru söyleyip söylemediği bir bakışla anlayabileceğini düşünmüştü. Ama görebildi sadece saatlerce aynanın karşısında izlediği hayran olduğu bedeni olmuştu. Ancak yine de Savaş'ın söylediği şeyi değerlendirme kararı almıştı. Kahvaltıdan sonra bir diyetisyenle konuşmayı aklına not etmişti. Sonra da merdivenlerden inmeye başlamıştı. Savaş'ın bu hareketlerine artık alınmıyordu bile. Zaten ne zaman kibar olmuştu ki?

Kahvaltı masasındaki yerini alırken, Savaş'ın çoktan kahvaltıya başladığını görmüştü. Zaten kendisine değer verdiğini ve beklemesi gerektiğini düşünmesini beklemesi aptallık olurdu. Savaş için hayatta önemli olan tek şey kardeşi Elif'ti. Annesi birçok defa Savaş'ın kalbini kazanması için Elif'e iyi davranması gerektiğini söylemişti ancak o kız kendisiyle iletişim kurma konusunda oldukça isteksizdi. Onunla ne zaman konuşmaya çalışa inatla reddedip görmezden geliyordu.

ZOR AŞK SERİSİ_1 NEFRETTEN KALBEWhere stories live. Discover now