15

8K 638 82
                                    

Hep beraber tekrar trene bindik. diğerleride bizim gibi çok yorgundu. sırayla nöbet tutuyorduk. ve diger kısmı yol boyunca uyuyordu. Hemen hemen 3 saatlik bir yol gitmistik ki tren arza yaptı. Issız bir yerde kalmıştık. Evlerin sıklığı daha azalmıştı. Ama hala şehir sınırları içinde olduğumuzu biliyorduk.
Eric
- Pekala! Böyle plansizca bir yere gidemeyeceğimizi hepimiz biliyoruz. Bu kahrolası yerden kurtulmalıyız. Ve o pislikleri rahat bir hayat yaşamasınlar diye gebertmeliyiz.
Daniel
- Bu konuda halkısın. Biran once dışarı çıkmanın bir yolunu bulmaliyız. Burda çok fazla hayatta kalacağımızı sanmam.
Tom düşünceli bir sekilde
- Burda Angela gibi eminim çok insan var. Hayattalar ve belkide yardım bekliyorlar. Onları burda bırakmak bana cok acimasızca geliyor. Bizim onlardan ne farkımız kalır o zaman.
Rose
- Koca sehrin her deliğini arayamayız. Biz kendimiz buradan kurtulmaya bakmalıyız. Burdan kurtulur sonra burdaki insanlar için bir çözüm ararız.
Ben bir yerden ağlama sesi duydum. Etrafa bakındım. Angela kalabaliktan sıyrılmıs kenarda duvara yaslanmış ve aglıyor. Yanına gittim.
- Neden ağlıyorsun?
Angela
- Burdan kaçmayı düşünüyorsunuz. Ama ben babam olmadan gitmek istemiyorum. Eminim o hala hayatta ve birilerinin onu kurtarmasını bekliyordur.
Minik ellerini yüzüne kapattı ve ağlamaya devam etti. O sırada ağaçların arkasından bir çıtırdı duyduğuma emindim. Korktum. Digerlerine döndüm. Ama benden baska kimse duymamış gibiydi. Hala konusmaya devam ediyorlardı. Nedense birinin yada birseyin bizi izlediğini düşünüyordum. Ağaçların olduğu yerden gözümü ayırmıyordum. Angela da aglamaya devam ediyordu. Lily yanıma geldi.
- Neden öyle tedirginsin?
Ben
- Orda bir hareketlilik oldu sanki! Ama birsey görünmuyor. Sen burda Angela ile kal ben bakıp gelcem.

Bıcağı elime aldım. Kendimi korur pozisyona getirdim ve yavas yavas o tarafa ilerledim. Agaçların diger tarafındaydım. Dört bir yanı inceledim. Etraf fazlasıyla sessizdi. Yine aynı çıtırtı sesi geldi. O tarafa döndüm. Agaclardan daha uzakta geliyordu. Duvarın diger tarafındaydı o. Ilerlemeye devam ettim. Kalp atışlarımı duyabiliyordum. Ellerim titriyordu. Ama karşıma her ne çıkarsa alt edebilmek için kendimi sakinlestiriyordum. Evet bir adım... bir adım daha.. korkacak birşey yok... her neyse sen onu altedersin zaten...
Duvarın yan tarafındaydım. Diger tarafına gecmeden son kez nefes aldım ve diger tarafına gectim. Ellerimi saga sola salladım saldırmak amaçlı ama hic kimse yoktu. Sokak bombostu. Yine bir ses duydum. Ağacın tepesinden geliyordu. Korkuyla oraya baktım. Bir kedi ağaçtan atladı ve son hız sokaktan uzaklastı. Kalp atışlarım son safadaydı. Içimden sadecr bir kedi... sana inanamiyorum bir kediden mi korktun...
Nefesimi bıraktım. İçım biraz rahatlamıstı. Bende digerlerinin yanına dönüyordum. Tam arkamı dönmüstüm ki bir sey tam karşımdaydı. Daha kim olduğunu gormeden saldıriya gectim. Elimdeki bıçağı yere attı. Ve ellerimi arkadan birlestirdi. Tam arkamdaydı. Kurtulmaya çalışıyordum. Çırpınıyordum.
Eric
- Sakin olsana biraz benim. Bana neden saldırıyorsun.
Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Direnmeyi kestim. Artık tamamen durmuştum. Eğitim sırasında yaptığı gibi cenesini omzuma yasladı. O her yakalaştıkça tuhaf hissetmemi sağlıyordu.
Ben
- Napıyorsun? Biraz uzaklaş. Ellerimi çok sıktın.
Eric
- Sen cidden egitim sırasında bişey öğrenmedin mi? Öğrettiklerim aklından uçup gitti sanırım. Cidden ölebilirsin!
Kendimi kanıtlamak istiyordum. Birden kendimi daha dinç hissettim.
Eric'den kurtuldum. Iki elini birden arkada birleştirdim ve bir elimlede boynunu sardım. Şimdi tam ters pozisyondaydık.
Ben
- Dersimi iyi öğrenmisim hocam.

Hafiften gülümsedi. Onu bıraktım. Bıçağımı yerden aldım. O sırada yine bir ses duydum. Sokağın sonundan geliyordu. Ama yine kimse yoktu.
Ben
- sesi duydun mu?
Eric
- Ne sesi?
- Cidden kafayı yiyor olmalıyım.
- Sen onun icin mi gruptan ayrılip buraya geldin.
- Evet bir ses duyduğumu düşündüm ve buraya kadar geldim. Ama sanırım bir kediyi takip etmişim.
Yine güldü. Geri diğerlerinin yanına döndük.
Anna
- Neden tek başına hareket ediyorsun?
Lily olmasa nereye gittiğinden haberimiz bile olmayacaktı.
Ben
- Ses duydugumu sandım.
Suzy
- Mümkünse bundan sonra sessizce kaybolma.
Bende sessiz kalmayi tercih ettim.
2 kilometre ilerde bir depo olduğunu ve oraya gideceğimizi soylediler. Yürümeye başladık. Fazla sürmeden depoya ulaşmıştık. İceriye girdik çok sessizdi. Bombos kocaman bir depoydu. Geceyi geçirmek icin iyiydi. İci bostu. Ölü yaşayanlardan eser yoktu. Daha öğlen olmuştu. Yarına kadar burdaydık. Karnımızı güzelce doyurduk. Neden bilmiyorum icimde bir huzursuzluk vardı.
Anna yemekten sonra yanıma geldi.
- Boynundak yara ne alemde.
Boynumu açtım. Baktım ki profesörün dedikleri doğruymuş. Dövme seklinde duruyordu. Sözlerini hatırladım. ' bu izlerin her biri sana hatıra olarak kalacak.' Yani ben bu cehennemden kurtulsam ve yeni hayata başlasam da bu günleri unutamayacağım. Hergun hatırlayacağım.
Anna
- Elena! Sana söylüyorum. Ne düşünüyorsun öyle? Beni duymuyorsun bile.
- Ne sordun ki?
- Suzy sana kızdı yaa. Senin için çok korktu. Hissettirmesede bir ara ağladığını görür gibi oldum. Git bi konuş.
- Tmm!
Anna'nın yanından kalktım. Suzy depodan çikmak üzereydi.
- Suzy!
Durdu ve bana döndü.
Devam ettim
- Nereye gidiyorsun?
- Aksama ates yakmalız. Yakacak birseyler aramaya!
- Tek mi gideceksin?
- Hayır Tom da gelicek benimle! Sende gelsene!
- Bence ikiniz baş başa gidin.
- Saçmalama gel bize yardım edersin. Koluma girdi. Ve beraber depodan çıktık. Ormana dogru girdik. Ne bulduysak topluyorduk. Suzy soninda kendini yere bıraktı. Benide çekti ve yanına oturttu. Hala çalışmakta olan Ton'u izleyerek
- Cidden ondan ayrılmaktan korkuyorum. Şu durumda ne yapmak gerekiyorsa onunla yapmak istiyorum. Sanki ayrılırsam. Başına bisey gelecek diye korkuyorum.
- Onu cidden çok seviyosun.
- Burda bizden başka sevgi gösterisi yağdıran iki kişi daha var. Sanırim yerimizi almaya çalışıyolar.
Bana baktı ve pis pis sırıttı.
Ben de şaşırarak
- Ne? Kim?
- Sen ve Eric! Ondan hoşlanıyorsun! Bundan eminim.
- Saçmalama...
Suzy
- Beni kandırmazsın. Ona bakışların digerlerine baktığından daha farklı.
- Yok öyle bisey!
- Bak Eric ve kardeşini uzun süredirli tanırım. Kardeşi fazla cıvıktır. Kızlarla takılmayı sever. Onları kandırmak için cok yol dener. Ama Eric hep soğuktur. Kimseyi umursamaz gibi gorünür. Ama sen hayatına girdiginden beri değisti. Seni korumak için çabalıyor. Sana bisey olacak diye korkuyor. Hislerini sana belli etmesi uzun sürebilir.
- Suzy...
Sözümü tamamlayamadan Tom geldi ve
- Hadi gidelim!
Ilerlerken yine birinin bizi izlediği izlenimine kapıldım. Ve etrafa bakindim kimse yoktu. Korku tüm vücuduma yayılmıştı artık. Her an tetikte duruyordum. Ölü yaşayanlar olduğunu sanmiyordum. Onlar saldırmak icin bu kadar beklemezdi.
İçimdeki korku bi türlü geçmiyordu. Depoya girdik. Herkes birseylerle uğraşıyordu. Bizden biraz sonra iceri Alex ve Josh girdi.
Alex
- Bulutlar tam tepemizde. Yagmur başlayacak gibi.

Yarim saat gecmeden yagmur başladı. Çatıda şiddetli gürültüler yapıyordu. Ve iceri su damlalari süzüluyordu. Ateşi coktan yakmistık. Vr herkez ateşin etrafinda uyku tulumlarının içinde uykuya dalmıştı bile. Rose ve jack nöbet tutuyordu. Bense icimdeki huzursuzluk ve yagmur damlalarinin yere carpan sesinden uykuya dalamıyordum bir türlü. Rose ve Jack'in nöbet tuttuğu tarafın ters yönünde yine ses duydum. Tuylerimin diken diken olmasıyla ayaga kalktım. Rose ve jacke seslenmeyi denedim. Ama dilim tutulmus gibiydi. Annayı ellerimle sarsarak kaldırmaya calıstım yatıyordu. Suzy de uyanmamıstı. Konusamiyordumda. Eric'in yanına gittim. Oda uyanmadı. Bende cesretimi topladım yay ve oklarimi alsrak o tarafa yürümeye başladım. Yagmurun sesi ayak seslerimi bastıriyordu. Başıma birşey gelse gic birinin haberi olmazdı yağmurun catıya çarpan sesinden. Ama gitmessemde bu gece rahat bir uyku çekemezdim.
Yavaşça deponun arka tarafına dogru ilerledim. Her adım da geriye dönme hissi dahada artıyordu. Ama devam ettim ve köşeyi döndüm. Etrafa bakındım kimse yoktu. Bir iki adım daha attım. Kimseyi göremeyince yayimi indirdim. O anda arkadan biri iki elimi arkadan kenetledi ve bir bezle ağzımı burnumu kapattı. Çığlik atsamda sesim o karanlıkta yok oldu. Kimse beni duymuyordu. Ve sonunda ellerim gevşedi gözlerim karardı.

♤●♤●♤●♤●♤●♤

Arkadaşlar onemli birsey soylemem lazım. Ben iki üç gündürlü kafayı yemek üzereyim. Diger hikayem olan ' Bir VAMPIRE Aşık olmak' okuyanlar biliyorsunuzdur. O hikayem biri tarafından calınmış. Leonard Crever isimli kişi internet sitesinde kapak fotoğrafı fsrklı icerik noktasina kadar ayni sekilde kopyalamış hikayemi. Ve kendinmis gibi göstermiş. Çok moralim bozuk. Ne yapacağımı bilmiyorum. Wattpadde olsa şikayet ederidm ama kendi bloğunda yayınlamış. O yuzden 2-3 gun once yazmak istediğim bölum bu yüzden gecikti. 😔😔😔😟😟😟

ÖLÜLERİN DÜNYASINDA!Où les histoires vivent. Découvrez maintenant