30

5.6K 455 34
                                    

Anna anlatır...

Koridorda hızlı adımlarla ilerliyorduk. Suzy kardeşi için çok korkuyordu. Bu nefes alışverisinden bile hissediliyordu.  Angela'nın elini sımsıkı tutuyordu. Bazen onlara imrenebiliyordum. Ben kız kardeşi bosver babam necdurumda onu bile bilmiyordum. Ve kendime en yakın gördüğüm Elena dan ayrılınca bosluktaymış gibi hissediyorum. Fazla duygusalım. Ama Elena'ya tekrar ulaşabilecekmiyim diye her seferinde çok korkuyorum. En azından annesine verdiğim sözü hatırladıkca onun için daha çok endiseleniyorum.
Annesi daha bu olayların hiç birini yaşamadan önce beni birgün çağırdı ve bana ne olursa olsun her zaman Elenanın yanında olamamı söylemisti. Hem kendim hayatta kalabilmem icin hemde ona yalnız olmadığıni hissettirmem için...

Uzun koridorun sonuna gelice merdivenlere  yöneldik. Iki kat aşağidaki barınağa ulaşmalıydık. Merdivenler ayağimızın sesiyle fazla gürültü çıkarıyordu. Ama suanda bunu umursayacak durumda değildik. Ve hızlı adımlarla aşağıya iniyorduk. Josh ise bizim arkamızdan geliyordu. Josh herzaman dikkatimi sessizliğiyle cekerdi ama sanki bu gün biraz daha sessizdi. Huzursuz gibiydi. Tabi huzursuz olmasıda normaldi. Merdivenler bitti. Tekrar koridorda ilerlemeye başladık. Ve celik kapıya gelince 4 asker bizi durdurdu.
- Izniniz var mı?
Suzy
- Babam gonderdi. Açın kapıyı kardeşimi iceri almanız lazım.
Askerlerden biri diger askerlere bakarak
- Çekilin!
Askerler yolu açtı. Birtaneside kapıyı açtı.
Suzy ve Angela iceri girince askerler yolu geri kapattı.
Josh ve ben onlara tuhaf tuhaf bakınca
-  Eğitimli herkesin savaşmak zorunda olduğunu biliyorsunuz.
Josh
- EEE yani?
- Yani korkaklık edip icerde saklanmayacağinızı nereden bilelim.
Daha fazla dayanamadım
- Kafaniz iyi mi? Biz profesör tarafından gönderildik. Bizi iceri almak zorundasınız.
- Bizde By. Billy den emir aldık. Savunmda kalmak zorundasınız.iceri giremezsiniz.
Josh sinirlenmisti askerlerin üzerine doğru yürüdü. Ben kolundan tuttum.
- Boşver burada bekleyelim. Suzy gelene kadar.
O da beni dinledi. Ve duvara yaslanım Suzy'i beklemeye başladık. Josh dahada bi rengi atmıs gibiydi. Ben
- Iyi misin?
Derin bir iç çekti.
- Insan ölumünün geldiğini hissedebilirmi acaba?
- Ne demek istiyorsun?
- Bu konuda emin gibiyim. Yani sanki o gün bu gün!
- Saçmalama!
Gozlerimin içine bakıyordu.
- bu konuda ciddiyim.
Gozleri doldu. Bu yüzden gözlerini benden kaçırdı.
Bu çocuğun nesi vardı. Duygusala bağlayacak zaman değildi. Bu durumda daha güclü durmalıydı.
Cok gecmeden koridorda ayak sesleri yükseldi. Josh korkuyla ayağa fırladı. Bende neler olduğunu cakinca ayağa kalktım. Uzerimize dogru gelmek lte olan bir düzine ölü vardı. Tiplari çok iğrencti. Herk kabusumda bunlari gördüğüm halde hala alisamamıstım. Simahımi elime aldım ve ateslemeye başladım. Bir kaçını yere devirdim. Ama cok gecmeden 2 tanesi geri ayağa kalktı. Askerlerde bizim gibi savunmaya gećmisti. Cok gecmeden yaratiklat bize ulastı. Burun buruna savasa girdik. Askerlerden 3 ü öldü. 1 i bizimle hala savunmadaydı. Onlarla bas etmek imkansiz gibiydi. 2 tanesi bizmle ilgilenirken diğerleri yerdeki cesetlerin etlerini parçalıyorlardı. Sonuncu askerde ölmüstü. Geriye ise 5 ölüyaşayan, josh ve ben kalmıstık.
Josh
- Anna hemen git askerin kulağındaki kulaklıği kap ve iceri seslen bizi içeri alsınlar bunlarla bas edemeyeceğiz.
Dediği gibi yaptım. Ama icerdekiler kapıyı acmayı reddetti. Bende yukardan destek istedim. Bir iki kişi gondereceklerini söylediler. O sırada zombilerle savaşan Josh kapana kıstırılmıştı. Ve inun boynundan bir ısırık aldılar çiglık attım. Üzerlerine saldırdım ama ikitanesi benim ona ulasmamaı engellediler. Gözlerimden hic olmadığı kadar yaş akıyordu. Onu kurtaramıyordum.  O hırsla beni ıssırmaya calısan zombilerin ikisinide yere devirdim. Josha yardıma koştum.  Josh canı cok yansada birini daha devirmeyi başarmıştı. Bende digeriyle uğraşıyordum. Fakat Josh artık yerdeydi. Ve zombi onun bedenini ele geçirmişti. Onu parcalıyordu. Beni ıssırmaya calışan ölüyaşayanıda yere devirdim. Cansız bedeni beni izliyordu. Josh'u tamamiyle parcalayan zombiye kostum. Ama benden çok güclüydü. Ayağima cerme taktığı gibi beni yere devirdi. Kendi bıçağımı kendi bacağıma saplamıstım. Ve onu ordan çıkartmama izin vermiyordu. Hatta eliyle onu dizime iyice bastırıyordu. Çiğlık atıyordum. Hatta beni acı cekmemden zevk aldığı çok belliydi. Yüzüne yumruk attım. Sendeledi ama tekrar üzerime çıktı. Beni tam ıssırmak üzereydiki kalbinin olduğu yerde bir ok ucu belirdi.
Nefes almayı tamamiyle unutmus bir halde donakaldım. Yüzünu tam net görmeediğim kişi zombiyi üzerimden attı. Bana elini uzattı.
- İyi misin?
O anda onun Elenanın abisi olduğunu fark ettim. Tekrar nefes almaya başladım. Kalbim sıkısacakmış gibiydi. O anda aklıma Josh geldi. Colin in bana uzattıği eli ittim. Josh'a doğru koştum. Kafasını dizimin üzerine koydum. Uyanması icin yalvarırcasına bağırıyordum. Ama o gozleri açık bir sekilde bosluğa bakıyordu. Hıckırarak ağlıyordum. Colin ben sakinleşince yanima eğildi ve
- Kendine gelmen lazım!
Sinirlandim
- Kendimdeyim zaten. Sen sadece ona yardım et kurtara biliriz onu!
Alex jn sesi biraz uzaktan geldi.
- Onu kurtaramazsın o artık öldü. Bun uanlaman ve biran önce kalkman lazım.
Colin beni süzdü.
- Sen yaralanmışsın!
O anda dizimde ki bıçağın hals orada ve canımın alevler içindeymişcesien yandığımı fark ettim.
Colin
- Onu ordan çıkartmamız lazım.
- Çabuk yap.
Ancak bu kadar konuşabilmistim. Ve o bıçaği ordan çıkarttı. Askerin birinin üzerinden yırttıgı bir parca kumaşı oraya bağladı. Şimdi buradan gitmemiz lazım. Bizi iceri almayacaklar. By Bily dediğiniz adamın emriyle kapıyı acacaklarmış ancak. Ve emin ol by billy o kapıyı kesinlikle açmamaya niyetli.
Alex
- Suzy nerede?
- İcerde? En azından o güvende.
Colin elimi tuttu ve beni yerden kaldırdı. Elimi omzuna attı ve diğerceliyleyse eğilip bacaklarımdan kaldırdı.
Ben
- Indir beni buna gerek yok! Ben kendim yürüye bilirim.
Colin kızar bir tavırla
- Nekadar derin bir yaran olduğunun farkında mısın?
Sesimi çıkaramadım. Ve ona sıkıca tutundum.
- Ama boyle ikimizde savunmasız bir durumdayız.
Alex
- Ben önden ilerliyeceğim.
Colin bana bakmadan direk önüne odaklanmıştı. Merdivenleri bi kat çıktık. Tam bi kat daha çikmaya niyetlenmiştik ki Yukardan Dean geldi ve
- o tarafa gidemeyiz. Sürüyle bu tarafa geliyorlar.
Colin
- Önce bi saklanacak yer bulalım. Ardından bir plan yaparız.
Hemen bulunduğumuz katta koridorda koşmaya başladık. Erkekler yatakhanesinin kapısından geçince Alex kapıyı arkadan kilitledi ve arkasina bir kaç destek koydu. Colin kucağında benimle bir odaya girdi. Digerleride arkamızdan girince çelik kapıyı sıkıca kilitlediler. Bu kapıyı kırmalari o kadarda kolay değildi. Baya sağlam kapıydı.
Colin beni yataklardan birinin üzerine indirdi.
Colin
Kendide oturarak derin derin nefes almaya başladı.
Kulaklıktan Erikle iletisime gecti.
- Eric biz tamamiyle kapana kısıldık. Ve Anna yaralı.
Benim de duyduğum kulaklıktan eric
-  Güvenli bir noktaya geçin. Ve bizim yardımımızı bekleyin.
Aralarına girip sözü kesmek zorunda kaldım.
- Eric iyi ve kötü haberlerim var.
Tom'un ve digerlerininde dinlediğinin farkındaydım. Tom
- Anna ne demek istiyorsun. Suzy iyi mi? Onunla neden iletişime gecemiyorum.
- Çunki o barınakta. Sanırım aramızda en güvende olan kişi o. Kötu haberim ise josh.
Birden kulaklığımda sesler yükseldi.
- O öldü!
Bütün sesler anında kesildi. Kimse konuşmuyordu.
Elena
- Anna yaran derin mi?
Bu kız beni iyi tanıyordu. O anda ağlarsam kimse beni durduramazdı. Ve dikkatimi dağıtmaya calışıyordu. Ben bogazım düğümlenmis bir haldeydim cevap veremedim. Benim yerime Colin cevap verdi.
- Yarası biraz derin. Endiselenme başka bisey yok.
Elena
- Colin! O sana emanet. Eğer ona bisry olursa seni gebertirim. Anladın mı?
-Merak etme. Emin ol o benim yanımda gayet güvende.
- Sana güveniyorum!
Ve kulaklık bir cızırtıyla kapandı.
Colin bana bakarak
- Kız kardesler bu kadar başbelası olabilir mi? Bana emir veriyor bide.
Gülümsedi. Geldiğinden beri ilk kez gülümsediğini görüyordum.
-Pekala hanım efendi. Sizde müsade ederseniz yaranizla ilgielnmek istiyorum.
Sesimi çıkartmıyordum. İlk yardim cantasinı aldı ve yanima geldi. Pantolonumu diz kapağima kadar kaldırdı. Oncelikle kanı temizledi ve usta bir doktor gibi dizime dikiş attı. Ben
- Nasıl bu kadar iyi olabilirsin dikis atmada?
Hala dizimdeki yarayı tedavi etmekle uğraşırken
- Haytımın bir parcasi gibiydi. Açıkcası çok sokak kavgalarina karıstım. Ve cok bıçak yarası aldım. Annemlerin korkmasını istemedigimden çoğu kes kendimi tedavi ettim.
- Yani serserinin tekisin. Öyle mi?
Kaşının birini kaldırarak bana yaklaştı ve
- Sence öyle mi duruyorum?
- Daha cok piskopat gibi duruyorsun!
- O dogru işte benden piskopatı yoktur.
Sessizlik çoktü. Alex ve Dean kapının orada nöbet tutuyorlardı. Colin se işi bitince ince bir battaniyeyi uzerime ortü ve bana
- Serum var burda onu takıcam simdi ve senden biraz dinlenmeni istiyorum.
- Teşekkür ederim.
- Rica ederim. Hadi lütfen biraz uyu!
Sessizce kafamı yastığa koydum ve gözlerimi kapattım.

♤●♤●♤●♤●♤●♤

ÖLÜLERİN DÜNYASINDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin