40.Bölüm: "Islak"

32.7K 268 29
                                    

Neden bölüm attığımı bilmiyorum sadece kafa dağıtmak için keyifli okumalar..

"İyı mi?"nefes nefese kalmıştım. Kalp ritmim az önceki olaydan sonra birazda olsa düzelebiliyordi.Beş dakika yerde öylece kala kaldık.Atakan'a baktım.Kafasını tutuyordu.

"Bu da neydi?" Deyip sitem ettim.Laflarımı karşılıksız bırakıp ayağa kalktı.

"Önemi yok" deyip arabanın içinden telefonunu aldı.Telefonunu kurcalarken "sen delimisin ölüme ramak kalmıştı" deyip bende ellerimi temizledim.

"Öldün mü"

"Hayır ama"

"O zaman sorun yok "deyip telefonu kulağına getirdi.Adresi tarif edip buraya araba göndermelerini söyledi.

"Başın kanıyor"deyip uyarıcı bir tepki verdim.Atakan eliyle kavasındaki akışkan sıvıya dokundu.Arabanın icinde ilk yardım çantasını çıkarıp tendirdiyot ve temiz pamuk çıkardı.Kırılmış aynadan dolayı telegonun ekranına bakarak temizlemeye çalıştı.Yanına gidip elinden pamuğu aldım.
"Madem kendin yapamıyorsun yardım isteyeceksin" deyip gülümsesim.Atakan gözlerini benden kaçırıyordu.Onun için güzel bir kaçış yoluydu.Arada çıkardığı inleme sesi dışında herhangi bir bağrışımda bulunmuyordu.
Yarayı temizleyip yara bandını yapıştırdım.Dudağımdaki acıyı hissettiğimde dilimle sıyırdım.Atakan bu sefer beni inceliyordu.Büyük bir sessizlikle "bana dua etmelisin"deyip dudaklarımı kıvırdım.

"Nedenmiş o"

"Ölecektin"

"Evet ölecektik"deyip iğneleme yaptı.Mideme tekrar ağrılar sancılanıyodu.
"Teşekkür etmelisin"deyip araba gelene kadar sohbet etmeye çalıştım.Ama karşılık vermek dahi istemiyordu.Onun basitçe tercihiydi.Bir kaç dakika geçmişti ki tekrar dudaklarımı araladım.Aynı zamanda patlayan dudağımdaki kanı büyük bir hazla emiyordum.Küçükkende olurdu böyle seyler önemsenecek birşey yok diye düşündüm.
"Onlar kimlerdo" diye tekrar askıda kalacak soru yöbelttim.
Dudaklarını araladı derin bir iç çekti.
"Bu hayatta bu işlerde olur böyle şeyler"

"O kesin sizin can güvenliğiniz yok"deyip gerildim.
"Senin varmı "derken Ateş'in söyledikleri tekrar ve tekrar zihnimde canlanıyordu.Kaçınılmaz son diye düşünüp karşdan bize gelen arabaya baktım.Kaza yaptığımız arabanın aynı modeli ama farklı plakalıydı.
"Geldi" deyip ayaga kalktı. Onu takip ederken arabadan inenlerden birinin Ateş olduğunu farkettim.Hızla iner inmez yanıma doğru koştu.Beni kolumdan tutup kendine çekti.Sımsıkı sarıldı saçlarımı okşarken "iyimisin "deyip şevkat gösterdi.Ben şok olma derecesindeydim.Böyle sarılması imkansızdı endişesi sesine yansıyordu.Midemin yanması bi anda geçmişti.Benim kollarımı sıvazlayıp arabaya bindirdi.
"Beni korkuttun" deyip saçlarımı öptü.Atakan ön koltuğa yerleşirken babası yan tarafındaydı.

"Seni dikkatli olman konusunda uyarmıştım.""deyip sert bir ifadeye büründü.

"Nereden bileyim"

"Nasıl kurtuldunuz" deyip Atakan'ın yüzüne baktı. "Çisem sayesinde "deyip bana baktı.Ateş bundan rahasız olurcasına söze dalıp "bu nasıl birşey yanınızda niye kimse yok" deyip sitem etti.Hala kolları arasındaydım.Bu hareketi oldukça hoşuma gitmişti.Sanki hep böyle olaylara karışmak istercesine bene ona sokuldum.Sığınabileceğim en tatkı limanımdaydım.Kalbinin sesi hoşuma gidiyordu.Gülümsedim  Uyku için idealdi .
Kuru sessizlikten sonra nihayet eve gelebilmiştik.Ondan ayrılmak istemiyordum.Onunda beni bıraktığı söylenemezdi.Bana yaklaşıp arabadan indirdi.Kolları hale bedenimdeydi.Kapıdan içeriye girip Ayşe Sultañ'ın bakışları arasında odama çıktık.Ayşe Sultan'ın anlayamadığım sorularına cevap vermek benim görevim değildi.Odama çıktığımda.Ateş beni banyoya soktu.Suyu tamamen açtıktan sonra "soyun"diye emir verdi.

"Tamam sen cık"deyince lafımı kursağımda bırakıp "birşey yapmicam "dedi.Fazlasıyla ısrarcı gözüyordu.Bu hoşuma gitmemişti.İster istemez  kıyafetlerimi çıkardım. İç çamaşırlarımla kaldığımda artık sıcak suyun altındaydım.

"Üzgünüm"dedi kırık ifadesiyle.Yüz hatları gölgelendi.Ağır ağır başını salladı.
"Üzülmene gerek yok kendimi yaktığım bir oyun diyelim" dedim.Elleriyle tenime dokunurken sadece gögüs kafesinin inip kalktığını görüyordum.Yüzüne bakmaya cesaretim yoktu.Onu suçlu gibi göstermek istemiyordum.
Ateş birşey söylemedi. Sıcak su şelale gibi öylece akıyordu.Dış dünyaya duyarlılığımızı kapatmiştık.
Oluşan ciddi havayı dağıtmak için,gülümsedim.

"Suçluluk duygum ağır basıyor Çisem" dedi. Gözlerimle dudaklarından çıkan her kelimeyi takip etmeye başladım.Hayır bu onun suçu değildi.
Ama Ateş benimle suç ortaklığı yaşadığınìhissediyordu.

"O dönemde kendini nasıl kurtardın nasıl soyutlayabildin?" diyerek soru yönelttim.Fazla temas olmadan konuşmamıza devam ediyorduk.
"Senin sayende" deyip söylediğine güldü.
"Hayır saçmaladım.Sadece uzaklaşmak kafamı dinlemek için herşeyi bırakıp uzaklaşmam gerekiyordu."

"Başardığına inanmalısın"

"O kadar kolay değil" bu sefer sesi dahada fısıltı çıkmıştı.Allak bullak olduğumu belli etmemek için göerimi dudaklarından çekip önüme eğdim.
Ateş başını kaldırıp derin bir nefes aldı.
Ateş'in yaşadığı tuhaflığı hissediyordu.Herşeye sebep olan bir travmaydı ve kendimle bunu eşleştirebilirmiydim.Hissettiklerini hissetmek istiyordum.

"Onu özledinmi"çelimsiz ifademle gözlerimi kapattım.

"Sanırım anlatılacak gibi değil"dedi.Böyle bir ortamda anlatılacak başka ne olabilirdiki.Düşüncelerimi kendimde saklamakla yetindim.Ateş hiçbir zaman ayrıntıları anlatmak istememişti. Ateş son cümlesinden sonra suskunluğunu koruyordu.Beni omzumdan çekip dayada yaklaştırdı.Normal zamanda karşı çıkmak için yeltenebilirdim.Duygularım üzerinde prova yapmak en iyisi diye düşündüm.Arada bir engel koymak yararlı olabilirdi.Artık konuşmuyorduk.Sıcak bizi mahvetmişti.Hertaraf buhar olmuştu.Su aynı ritimde akmaya devam ediyordu.
"Yarın"deyip sustu.Bu sefer gözlerimi onu izlemek için kullanmıştım.
Devam etti. "2 günlüğüne gitmem gerekecek"deyip sustu.Huzurlu ortamın birden karardığını hissettim.Ona okadar alışmıştım ki onsuz bir dakika dahi geçirmek istemiyordum.
"Dönmenin garantisi varmı?"
"Şu kapıdan çıkınca kendine garanti verebilirmisin?" Doyerek soruma soru ile karşılık verdi.Bütun vücudumun ürperdiğini hissedebiliyordim.
"Bir ayrıntı daha bu ferahlatacak seviyede"dedi.
Cankulağı ile onu dinliyordum.
"Babamın eski avukatı.Onunla şu hastane olayı hakkında konuştum."Tamamen aklımızdan çıkmıştı.
"Sonuçlar çıktı mı "diye merakımı gidermeye çalıştım.Göz altı morluklarımi ona göstermek istemiyordum ama göz temasındanda kaçınmak istemiyordum.

"Galiba bir ikizim var" dediğinde şoke etkisi bütün hücrelerime işlemişti.
"İkiz mi?" Diyerem cevap verdim.
Onaylarcasına kafa salladı.

"Nasıl?"

"Annemin kayıtlarına göre iki doğum gerçekleşmis.Kayıtlara göre giriş çıkış işlemlerinde bir problem yok"dedi.

"O nerde ozaman"

"Bilmiyorum yani öğrendiklerime göre adı ile ilgili bir bilgi verilmemiş.Aynı zamanda benimde.Bu konuyu biraz daha araştıracağım.Annemin benden böyle birşey gizlemesi akıl alacak gibi değil" deyip sustu.

"Hep yanındayım." Demekle yetinirken alnıma bir öpücük kondurdu.Bu mutluluğun en güzel formüluydu.

GİRDAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin