1.Bölüm : "Rüya"

48.1K 2.1K 474
                                    

"Yapma"
Çaresiz, yorgun bir sallanmayla uçurumun kenarındaydım. Dalgalar kayalara parçalarcasına çarparken tiz bir soğuk kulaklarımdan beyin hücrelerime işliyordu. "Yapma" uyarıcı ses tonunu başta tanımamış olsamda bu annemin sesiydi. Siyah gözlerini korku bürümüştü.
Gerçeğe nazaran daha bitkin ve zayıftı omuzları çökmüş, kızıl saçlarından eser kalmamıştı.
Üzerime geldiğinde geriye doğru bir adım attım. Sırtımı anneme dönmüştüm.

Titreyen ellerini bana uzatmıştı "son değil" derken sesi olduğundan daha gür çıkmıştı.Saçlarım rüzgarın şiddetiyle yüzüme çarparken denizin gökyüzüyle birleştiğı ufka gözlerimi dikmiştim. Bir an boşluğa düşer gibi oldum.
Yer ayaklarımınn altından kayarken,soluduğum hava cigerlerimi yakıyordu. Yer çekiminin gücü aciz bedenimi alt etmiş, mıknatıs misali denizin soğuk sularına çekiyordu.
Şiddetli çarpma sesi... yüzümün yandığını hissettim.

Alarm!!!

Beynimin içinde yarattığı yankılanma uyanmama sebep olmuştu. Elimi attığım yerde telefonumu bulamayınca kısa süreli bi kriz yaşadım.Yastığımın altında titreyen şeyin telefon olduğunu farkettiğimde azda olsa yatağımdan doğrulmuş, alarmı kapatabilmiştim.
Alnımdan dudaklarıma inen ter bütün vücudumu sarmıştı . "lanet olsun "diye fısıldadım.
İç çamaşırıma kadar ıslanmıştım. Sabah duş almaktan nefret ediyordum. Ayaklarımı sarkıttığım yataktan yavaş adımlarla banyoya ilerledim.

Esnememden anlaşılacağı üzere dün gece uykumu anlamamıştım. Duş kabinine girmeden önce musluğa yöneldim. Saçlarım terden dolayı birbirine dolanmış on hafta yıkanmamış görüntüsü veriyordu.
Suyu açtım, yüzüme vuran su dün gece gördüğüm rüyayı hatırlatmıştı. Sürekli aynı rüyayı görmem başlarda canımı sıkıyo olsa da artık alışmıştım.
Bilinçaltım benimle sürekli oynuyordu. Annemin kaybıyla yaşadığım psikolojik travmayla birlikte uyku düzenin bozulmuş, daha 18 yasında olmama rağmen 30 yaşındaki bir kadının sahip olabileceği göz altı morluklarına sahiptim.

Neydi beni bu kadar yaşlandıran küçük yaştan itibaren gördüğüm şiddet mi yoksa annemi kaybetmem mi ?

Annemi tümör yüzünden kaybetmiştim. O illet bütün vücudunu sardığında yapacak bir şeyin kalmadığını biliyorduk.Bir çok tedavi ,tabi bunun içinde yüklü bir miktarda para gerekiyordu. Annem günden güne dalından kesilmiş gül gibi kururken ben okul çıkışları evin yakınında olan kafede çalışıyordum.
Dedemden kalan bir miktar emekli maaş, sadece evin giderlerini karşılıyordu. Annemin tedavisi icin daha cok para gerekliydi. Evin tek çocuğu olduğum için calışmak zorundaydım ,ki hala çalışıyorum. Annemi kaybettikten sonra dedemden gelen maaşta kesilmisti.
Akrabaların acıdıkları icin verdigi üç bes kuruşta kesilince tek başıma kaldım.
Beslenme düzenimin de yerle bir olmasıyla bunun verdiği zayıflık köprücük kemiklerimin dahada belirginleşmesine neden olmuştu.
Bedenime yapışan kıyafetlerimi çıkarırken gözlerim göbeğimin üzerindeki ize takılmıştı. Ah ne yazık ne kadar aciz bir çocukluk geçirmişim...

Annemle babam sürekli kavga ederdi. Babamın içkili geldiği günlerde annemi döver sonra bana yönelirdi. Babamın kör kütük içkili olduğu bir sabah annem beni alarak evden kaçıp İzmir'e
gelmiştik. Burada mutluyduk belirli bi düzenimiz vardı, babamdan uzak ..

Duş kabininde girdiğimde sıcak su vücudumu rahatlatırcasına okşamaya başlamış, bitkin bedenimi esir almıştı. Fazla direnemeyerek kendimi suyun kollarına bıraktım.

GİRDAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin