Herkesin bakışları soru sorar gibi bana döndüğünde utandım. "Üüüf, abartma Derya sana daha önce de söyledim hatırlarsan..." diyerek Tuna ile ilgili önceki konuşmamızı hatırlatmak istedim ama nafile. Bizimki aldı sazı eline.

"Geçenlerde ayrılır gibi olmuşlardı ama şimdi yine beraberler. Adamı bizden sır gibi saklıyor."

"Deryacığım, sakladığım filan yok, sadece onun hakkında konuşmayı sevmiyorum."

Sarı saçlarını ensesine savurarak, "Anladım kıskançlıktan." dedi. Onun bu çocuksu hallerine nedense kızmam mümkün değildi.

"Ne kıskançlığı? Hiç de değil, sadece..."

Derya'nın bırakmaya hiç niyeti yoktu. "Kızım korkma, kimse sevgilini elinden almaz. Çok şükür bu masadaki herkes sahipli."

Ben dahil üç kız, Derya'ya gözlerimizi uyarırcasına diktik. Bu konuda daha önce tartışmış ve erkeklerin bu 'sahiplik duygusunu' yanlış bulduğumuzu, hiçbir kadının mal gibi görülmemesi gerektiğini, erkeklerin kontrol manyağı olduğunu tartışmıştık.

Özellikle özgürlüğüne son derece düşkün olan ben, bu konuda Okan ve Mert ile hararetli bir tartışmaya girmiş, asla taviz veremeyeceğim konunun bu 'aşırı sahiplenme dürtüsü' olduğunu söylemiştim.

Hiç kimse, kimseyi kontrol etme hakkına sahip değildi. Son söz olarak bunun altını çizerek özellikle belirtmiştim.

Şimdiyse Derya tüm bunları konuşmamışız gibi, hepimizin 'sahipli' olduğunu söyleyip Sude, Selin ve benim ok gibi bakışlarımıza hedef olmuştu. Karşımızdaki erkek arkadaşlarımız da olsa, egolarını yükseltmek gereksizdi.

"Lafın gelişi öyle söyledik herhalde." diye toparlamaya çalıştı ama verilen mesaj alınmış, Mert ve Okan birbirlerine beşliği çakmıştı bile.

Fırsatı kaçırmayan Selin, Mert'in kafasına vurup, "Egonu yesinler. " deyince ortam aniden yumuşadı ve hepimizi güldürdü.

On dakika kadar sonra, "Arkadaşlar uzun ve yorucu bir gece geçirdim." diyerek tabağımı biraz ileri ittim. "Odaya çıkıp biraz uyumak istiyorum. Sonra da ders çalışırım, öğlene beni beklemeyin." diyerek toparlandım ve ayağa kalktım.

"Ben de geleyim." diyen Derya ile beraber kafeteryadan dışarı çıkarken arkadaşım koluma girdi. "Özür dilerim Pelin, senden izinsiz Tuna'dan bahsetmem yanlıştı."

"Sorun değil."

"Ama ne yapayım? Senin adına o kadar mutluyum ki, arkadaşlarımızla da paylaşmak istedim."

"Derya, tamam sorun değil canım. Bir erkek arkadaşım olduğunu saklamam gerekmiyor."

Nasılsa bir iki ay içerisinde herkes Arda'yı öğrenecek diye geçirdim içimden. Tepkilerden ve yine çıkacak dedikodulardan eskisi gibi çekinmediğimi fark ettim. Arda'ya güveniyordum, bunu halledeceğine emindim.

Odamıza girince, hemen üzerimi çıkarıp pijamamı giydim. Saati öğleden sonra üçe kurdum. "Derya sence de uygunsa hastane için üç buçuk gibi çıkalım, olur mu?"

"Tamam olur da, Pelin senin canın sıkkın, anlat kurtul şu yükten."

"Onu da nereden çıkardın?"

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin