Bölüm 20: Annabeth

509 19 0
                                    


Bu gerçek olamazdı. Olmamalıydı. Annabeth onu kaybedemezdi. Yosun kafası olmadan ne yapardı? O yalnız başına ne yapardı? Onsuz ne kadar dayanabilirdi?

Bu düşünceler onun hırsını körüklüyor, intikam ateşini cayır cayır yakıyordu. Annabeth sersemlemişti düşüşün etkisiyle ama doğruldu ve cephesine döndü. Arkadaşları son güçleriyle titanlara ve Vincent'a karşı savaşıyorlardı. Tüm dostlarının gözünde aynı hırsı gördü, aynı intikam ateşini. Herkes elinden ne gelirse yapıyordu ve Annabeth'in de bir davetiyeye ihtiyacı yoktu. O da savaşa katıldı ama titanlarla ilgilenmedi. Onun hedefi sevgilisinin katiliydi. Hayallerinin yok edicisiydi. O Annabeth için sadece tek bir şey ifade ediyordu: Acı. Ve o da bunu tatmak üzereydi.

Annabeth'in planı vardı tabii ki. Her zaman bir planı olurdu. Jason ve Thalia ağır toplardı. Leo, Hazel, Piper ve o hızlı kuvvetlerdi. Ares kampçıları ise defansif-ofansif savaşıyorlardı. Ellerinden geldiğince onları geri çekilmeye zorluyorlardı. Biri zorlanmaya başlarsa hemen bir diğeri ona yardıma koşuyordu. Bu taktik oldukça iyi işliyordu. Her birinin içinde inanılmaz bir hırs ve öfke vardı. Titanlar bile ne yapacağını şaşırmıştı ve Vincent bile aynı durumdaydı. Ama sonunda o da öfkelendi ve "Yeter!" diye bağırdı. Bir ruh ordusu çağırdı, yaklaşık olarak 100 canavar ruhu vardı burada. Onlara saldırmaya başladılar. Onlar da karşılık verdi. Ruhlarla kahramanlar savaşırken Vincent Cronos'a seslendi. "Adamlarını al ve Manhattan'a yönel. Siz tanrıları indirmek için acele etmelisiniz. Helios'u kullanmamıza tam 1 saat 30 dakika kaldı. Bu olduğunda orada olmalısınız!" Titan kral da başını salladı ve diğer titanlarla oradan ayrıldı. Vincent onlarla tek savaşacaktı.

"Sizinle oynamak zevkliydi ama bunu burada bitirmem gerek. Hadi! Destansı bir savaş olsun!" Dediği anda bir yıldırım ona çarptı, ardından da Leo onu ateş yağmuruna tuttu ama Vincent sadece tek bir kez gafil avlanırdı. Onlardan kaçındı ve Leo'ya doğru atıldı ama bu sefer de bir yılan onu kaptı. Yılanın kafası bir timsaha dönüştü ve onu ısırmaya çalıştı ama Vincent onu eliyle engelledi ve yılanı üzerinden attı.

"Bu oyun her oynadığımızda daha da sıkıcı oluyor. Bu seferki kısa kesilecek!" Hades'in pençeleri ellerinde belirdi ve onları bize doğru savurdu. Hepimiz kaçındık ama çok hızlılardı. Onları adeta takip ediyorlardı ki bunu o yapmıyordu. Aslında Vincent kollarını gövdesinde kavuşturmuş, onları izliyordu. Pençeler onun etrafında dönüyordu, adeta bir kasırga gibiydi. Kimse ona yaklaşamıyordu, eğer denerse pençeler onlara saldırıyordu. Ama Annabeth yakın temasa geçmek zorunda değildi. Ona olabildiğince güçlü bir güneş ışını fırlattı. Vincent da kenara kaçmak zorunda kaldı ama bu sefer de Thalia ve Jason'un beraberce attığı devasa yıldırıma çarptı. Pençeler dönmeyi kesti ve bitirici hamle için Hazel kolyesinden devasa bir karanlık fırlattı. Karanlık Vincent'ın etrafını sardı ve o da içinde kayboldu. Bir an için zafer kazandıklarını sanmışlardı ancak Vincent'ın attığı kahkaha herşeyi bozdu. Hepsi nefes nefeseydi ama rakipleri sadece kahkaha atıyordu. "Zavallılar!" dedi ve pençeler karanlığı yutarken onun içinde iki beyaz göz sinsice parladı. Tüm karanlık emildikten sonra Vincent'ın yüzünde çok kötü bir ifade vardı. Adeta oyunu sanki o istediği için oynuyorduk ve o da artık oynamaktan sıkılmıştı. "Artık bu işi sonlandıralım. Daha indirmem gereken küsür Olimposlu var!" Etrafında mosmor bir aura belirdi. Ve etrafa yayılmaya başladı. Adeta bir yangın gibiydi. Mor Alevler değdiği yerleri parçalıyordu ve yaktığı yerlerden de ölümün ellerinden fırlıyordu. Eller onlara doğru atıldı ama Annabeth artık bıkmıştı. Değer verdiği insanları kaybetmekten yorulmuştu. En değer verdiği insanı bile kaybetmişti ve artık buna dayanamazdı. Tüm gücünü tek bir noktaya odakladı ve ona devasa bir güneş ışını fırlattı. Eller yoluna çıktığı anda kül oluyordu ama aynısı Vincent için söylenemezdi. Pençelerle savunmuştu ve ona karşılık vermeye başladı. Antik Yunanca birşeyler mırıldandı ve ona doğru haykırdı. Annabeth bir kara büyünün Hades'in pençeleriyle birlikte ne kadar güçlü olduğunu daha önce hiç görmemişti ama hiç de hevesli olmadığını da o anda fark etmişti. Kara büyü ezici bir güce sahipti ve Annabeth ona karşı sadece birkaç saniyesinin olduğunun da farkındaydı. "Kaçın!" Diye bağırdı dostlarına. "Size zaman kazandırabilirim!"

Güneşin YükselişiWhere stories live. Discover now