"Buraya ne oldu?"

Balodan bahsedersem Derya'nın başını derde sokacağımı biliyordum. Gözlerimi kapatıp soruyu duymamış gibi yapmak daha kolay geldi.

O sırada Derya odaya girdi. "Gereken her şeyi buldum. Hemen ateşini ölçelim."

Koltuk altıma sokuşturduğu termometre otuz saniye sonra bipledi. "39.7. Ateşin çok yüksek. Şu ateş düşürücüyü yut bakalım." Tableti ağzıma koyup bir bardak su uzattı. İçim yanmıştı suyu kana kana içtim.

"Önce üzerini değiştirmesi lazım Derya, terden sırılsıklam olmuş."

"Pelin, üzerini değiştirmeme yardımcı olman gerekiyor. Abi sen arkanı döner misin?"

"Ben dışarıda beklerim. Bitince seslen gelirim."

"Tamam."

Bir süre sonra üzerimi değiştirmiş, tekrar sırtüstü yatıyordum. Deniz odaya dönmüş, Derya'nın yatağında oturuyordu. "Bu basit bir üşütmeye benzemiyor. Yemekten filan zehirlenmiş olmasın?"

"Sanmıyorum, bugün sabah beraberdik. Dün akşam da farklı bir şey yemedik."

"Bileğine ne oldu?"

Benim yerime Derya gerekli açıklamayı yaptı. "Dün gece gül dikeni çizmiş, biraz derin bir yara. Sabah dezenfekte ettik, belki de bitkilere sıkılan haşere ilacı alerji yapmıştır."

"Bence alerji değil, düpedüz zehirlenmiş. Şu yaraya bir bakayım."

Bileğimdeki sargının açıldığını hissettiğimde, artan zonklamayla yüzümü buruşturdum. "İltihap yok, temiz görünüyor ama çevresi çok kızarmış, biraz derin bir çizik." Dokunduğunda acıyla inledim. "Hiç normal değil. Temiz bakılmazsa iz kalabilir. Bence hastaneye götürelim."

"Ciddi bir şey olur mu sence?"

"Bilmiyorum ama zehirlenmeyse ciddi olabilir." Sonra kendi kendine bir küfür savurdu. "Tüh, arabamı az önce Arda'ya verdim. Şimdi arasam bir türlü, aramasam bir türlü."

Gözlerimi araladığımda arkadaşımın endişeli bakışlarını gördüm. "Merak etme, ben kendimi daha iyi hissediyorum. Mide bulantım da geçti." Elim alnımdaki ıslaklığa gitti. "Bu iyi geldi."

Deniz'in sesini duyduğumuzda ikimiz birden o tarafa baktık. "Alo Arda, tamam dostum atarlanma hemen, sabah bahçede bir ortalığı vurdun kırdın zaten. Ne oldu da öfkelendin anlamadım... Yok onun için aramadım abi. Arabaya ihtiyacım olabilir, neredesin?... Oğlum ne içkisi bu saatte?... Tamam fazla dağıtma, gelip toplayacak zamanım yok. Buradan ayrılamam...Yok ufak bir sağlık meselesi, önemli bir şey değil. Durum ciddileşirse yarım saat içinde seni ararım gelir bizi alırsın...Tamam dostum, sağ ol."

"Deniz, ilgine çok teşekkür ederim ama gerçekten daha iyiyim." Arda'nın, üstelik şu anda içki içen bir Arda'nın gelip beni hastaneye götürme olasılığını duyunca telaşlanmıştım.

"Evet kendine gelmiş gibisin. Derya bir daha ateşini ölçsene."

Termometre bir kez daha koltuk altıma girdi. Biplediğinde Derya çıkarıp ekranı okudu, "39.4, evet ateşin düşmeye başladı."

Maskeli Baloda Sevdim (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin