Ulan Hamileyim!

2K 96 7
                                    

Yazım hataları için özür dilerim.

Keşke şu dünyada herşey adil olsaydı da, ben şuan şu manzara karşısında da mutlu olabilseydim. Kalp ağrım yerine sızlayan vicdanım yerine, mutluluktan titreyen bir bedenim olsaydı. Ama kaderde olmayan şeyi zorlada yapamam ya!

"Bu ne Yiğit? " dedim ağlamaklı çıkan sesimle. Mutlulukla yanına gelip yanağımı öpüp sarıldı.

" Beşik, dedim ki biz evlendikten sonra hemen çocuk yapacağız. Biliyorsun ne kadar çok baba olmak istediğimi. Onun için Serpil i ile şimdiden hazırladık yani sana sürpriz yapacaktık." dedi. Ah bu adam daha ne kadar canımı acıtacaktı. Bu arada Serpil Yiğit'in kuzeni.

"Ben istiyormuyum peki!?" bu tavrım karşısında şaşırıp kalsada yine mutlulukla cevap verdi.

"Olsun olmayacağı ne malum?"

"Peki neden mavi beşik?"

"Çünkü oğlumuz olacak"

"Kim demiş bizim?"

"Eslina, canım sen iyimisin?" ah bu hormonlu intikamlar yokmu!

"Ben iyiyim. Asıl sen iyimisin?"

"Yok, yok Sen hiç iyi değilsin"

"Ne demek ì istiyorsun açık açık konuş Yiğit"

"Gel otur şöyle" dedi. İkimizde Serpili unutmuş durumdayız.

"Galiba ben gitsem iyi olacak"

"Evet çok iyi. Ben gidene kadar da nişanlıma bi daha yaklaşma" dedim. Ağzı şaşkınlıkla açılıp kapandı ve hızla çıkıp gitti.

"Ben gidene kadar? " dedi Yiğit tek kaşımı kaldırıp. Aha da pot kırdım. Bravo bana.

" Bilmiyorum Yiğit sinirle çıkıverdi işte."

"Çıkmasın. Çünkü seni bırakmaya hiç niyetim yok." diyip sarıldı. Neden işimi bu kadar zora koyuyor ki.?

Ayağa kalktım ve "Hadi içeri gidelim" dedim.

Ardından gelirken sessizce salona geçtik şuan hayatım kadar boktan olmuş ki nereye adım atsam önüm bok çukuru.

" Ne düşünüyorsun yine" Yiğit sorarcasına bana bakıp bir cevap bekliyordu.

"Hiç" dedim kısa ve öz.

"Emin misin"

"Yiğit artık düşüncelerimde de mi baba karışacaksın" dedim sert bil dille.

"Saçmalama" hızla yanından kalkıp mutfağa girdim. Karnım acıkmış. Dolabı açıp yiyeceklere göz gezdirdim fakat yiyecek birşey yok.

"Yiğit pizza sipariş et" dedim ona hitaben. Hımurdanarak eline telefonunu alıp sipariş verdi. Bemde kendime bu arada meyva sutu çıkarıp bardağa doldurdum.

Fark etmeden elim karnıma gitti. Eşimle karnım üstünde daireler çizip konuşmaya başladım. "Annecim. Nasılsın bakalım? Alıştın mı bana ha!? Off be bebeğim ne yapacağız biz babasız." dedim canım yanarak.

"Kiminle konuşuyorsun" bebeğimizle.

"Hiç kimse ile" der demez midem bulandı. Koşarak banyoya girdiğimde içimde ne varsa ne yoksa hepsini çıkarmıştı.

"Eslina ne oldu? İyimisin?" diyerek kapıyı çalan Yiğite ses vermeden elimi yüzümü yıkadım. Kendimi toparlayıp dışarı çıktığım Yiğit'in telaşlı bir şekilde kapının önünde beklediğini gördüm.

"İyimisin" eliyle yüzümü avuçlayıp öptü beni. Ve bundan ben bile iğrendim.

"İyiyim bırak beni" dedi ellerini ittirirken. Yiğit şaşırarak bana baktı. "Yok sen hiç iyi değilsin."

"Ben iyiyim asıl srn ji iyi değilsin. Rahat bırak artık beni."

"Şurda düğüne üç hafta kalmış ve senin bu yaptıkların ne Eslina yoksa evlenmek istemiyormusun"

Yutkunarak ona baktım.

"İstiyorum ama seninde beni rahat bırakmanı istiyorum"

"zaten istediğin bumu yani " dedi soğuklukla. Gözlerimiz dolmaya başladığını hissettiğinde Sıkıca kapattım ve tısladım" Defol ve beni rahat bırak".

Gerçekten bu hormonlar başa bela. Yiğit in sinirlendiğinde anlayabiliyodum fakat gidecekken onu kendime bağlamaya niyetim yok. Yüzünü bırakıp gitti. Olduğum yerde çökerken ağlamaya başladım.

Bunu yapmak zorundaydım. Onu kendimden uzak tutmak zorundaydım. Gidecekken mutlu gitmeliyim. Bunun içinde onu uzak tutmalıyım. Yavaşça olduğum yerden kalktım.

Salona girerken Yiğidin orda olduğunu gördüm. Ona yaklaştım ve sarıldım. Evet az önce uzak durmak isteyen ben şimdi sarılıyordum.

"Yiğit" dedim ağlamaklı sesimle. Tepkisizce kaldı yerinde. Ona bunu söylemeliyim. Bilmelisin acı çeksin. Ailemi elimden aldı. Bende alacağım.

"Sana söylemem gereken birşey var" yine tepkisiz kaldı. Sinirlenmiştim.

"Yiğit bacağım koptu" dedim sinirle. Saçlarımı karıştırırken sağ ayağımı sinirle yere vurdum.

"Yiğit" dedim. Ama hala tepkisiz. Yahu ölsem böylemi davranacak.

"Ulan hamileyim gerizekalı hamile. Borudan değil senden hamileyim. On dur söylemeye çalışıyorum demi. Hamileyim." ve hala tepkisiz. Önüne geçip var kuvvetiyle tokat attım.

Sonunda beklediğim tepki geldi.

"Sen az önce ne dedin"

"Hamileyim dedim."

"Ne baba oluyorum. Allah" diyip beni etrafımda döndürmeye başladı..

"Bir sakin ol" dedim gülerek. Beni bıraktığında her tarafımı öptü.

"Yiğit lütfen" dedim. Elimi tutup kanepeye oturttu.

"Ne zaman oldu"

"İki ay"

"Nasıl oldu"

Şaşkınca suratına baktım.

"Nasıl oldu mu? İyimisin sen? Nasıl olacak bu çocuk senin ve benim sayemizde"

Güldü ve "Pardon heyecandan" dedi ve tekrar dudaklarımdan öptü. O her öptüğünde böyle canım yanacaktı.

Asıl soru ben onu bu kadar severken nasıl bırakacaktım?


ACININ GEÇMİŞİ! *Geçmiş Serisi 1*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin