Gerçekler (Part 2)

1.7K 95 2
                                    

Yazım hataları için özür dilerim.

Mutluluk, acı, ihanet, nefret, özlem ve daha bir çok duygu barındırıyor du genç kızın kalbi. Ama içini en çok kavuran duygu ihanetti. Yıllarca yanında kaldığı aile dediği insanlar ona ihanet etmişti.

Ya Yiğit abi demişti ona, korktuğunda sığındığı ağladığında sıcak kollarına koştuğu adam ailesinin katilimiydi.

Hiç mi sızlamadı kalpleri. Sezin düşündü kendi anne babasına koşarak 'anne-baba' dediği o kadar az olmuştu ki. Peki ya Ahmet bey ve Hülya hanıma kaç kere demişti.

Bir hıçkırık daha koptu ağzından. Etraftaki insanları umursamadan ağlıyor koşar adım ilerliyordu. Rotası belliydi. Cesareti de vardı.

Duydukları ağırdı ve tepkisi kesinlikle bu ağır yükün altında hafifti. Hani derler ya fırtına öncesi sessizlik.  İşte genç kızın bu sessizliği fırtına öncesi sessizlikti.

Güvenmişti, sevmişti. Ama sonuç koskocaman bir hüsran. Bırakmayacaktır bunu o ailenin yanına. Şimdilik gitmesi ve özür dilemesi gereken bir kalp vardı.

Egemen ise oturduğu yerde gözü yaşlı bir şekilde hala çoktan gitmiş olan kızın arkasından bakıyordu. Yavaşça kalktı oturduğu yerden.

Bunca sıkıntının üstüne birde kalbindeki sızı vardı. Ona ne demeli. Güldü. Bu hallerine güldü. Ne yapacaklardı şimdi. En önemlisi Sezin i ne yapacaktı.

Telefonunu cebinden çıkararak Oğuzu aradı. 

"Oğuz"

"Nerdesin sen Allah aşkına Eslina ve ben sabahtandır burda seni bekliyoruz dostum"

"Bana bak Eslina ya çok sırnaşmadan onu dışarı kapının önüne çıkar birazdan Sezin gelecek konuşmasına izin vermeden onuda alın beni bekleyin."

Oğuz şaşırmış bir şekilde kulağında tuttuğu ahizeden Egemeni dinliyordu.

"Ha?" diye bilmişti sadece.

Egemen ise telefonunu kapatarak eve doğru ilerledi. Düşündü de neden kızın peşinden gitmemişti ki. Ah aptal kafam dedi  kendi kendine. 


Sezin ise sonunda  geldiği için sevinmişti. Fakat daha zili çalmadan kapı açılmış o sesi duymuştu. 

"Ya Oğuz gerizekalımısın da beni apar topar çıkarıyorsun hayır anlamıyorum evde Egemeni bekleyemiyormuyuz. " diye söyleniyordu Eslina.

Sezin gülümsedi bu manzara karşısında. Nihayet Sezinin fark etmişlerdi. Eslina nın suratı şaşırırken Oğuz kaş çatmıştı.

" Şey...." Sezin konuşmaya başlayacağı sırada Oğuz elini kaldırarak sus demiş ve devam etmişti.

"Hiç konuşma küçük hanım " demişti. Sezin hem şaşırmış hemde kızmıştı. Kim oluyordu bu karşısındaki.!

Oğuz hala şaşırmış olan Eslina yı kolundan tutarak dışarı çıkarmış ve Egemeni beklemişti. 

Sonunda gelen Egemen yüzündeki gülümseme ile onlara taraf ilerlemiş ve " Hadi artık gerçekleri konuşma vakti." demişti. 

"Hey hey noluyor burada" dedi Eslina sonunda şaşkın halinden kurtulup sinirli haline dönerken. Egemen onu aldırmayarak bahçe kapısından çıkmış ormanlık alana ilerlemişti.

Sezin ise Egemenin niyetini anlayarak sessizce ilerlerliyordu.

"O neden burda" dedi Eslina Oğuza. Sesi soğuk çıkmıştı çünkü bu kızın daha hiç bir şeyden haberi yoktu. Oğuz ise oflayarak "Az sus be kadın"  demişti.

Egemen bir yere oturduğunda diğerlerine onunla beraber oturdu. Çimlere karşı nefreti olan Sezin ise bu defalık ses çıkarmayarak oturdu. Hepsi birbirine bakarken Egemen bu  sessizlikten sıkılarak konuşmaya başladı.

"Ona herşeyi anlattım Eslina "

Eslina bu ani cümle karşısında afalladı. Sesini bulduğunda ise bağırarak" Ne Dedin sen." dedi.

"Sakin ol. O herşeyi biliyor" dedi Egemen. Eslina bakışlarını karşısındaki kıza yöneltti.

Sezin ise biraz korkarak ona bakmıştı. "Ne anlattı sana"  dedi Eslina Sezine.

"Şey yani ben o bana işte şey olduğumuzu yani kardeş olduğumuzu işte senin o Eslina olduğunu ablam olduğunu söyledi"

Karşısında saçmalayan kıza bir anda gülümsedi ve "Yani sen şimdi ona inandın mı ve beni kabul ettin mi?"  dedi heyecanla. Sezin gülümseyerek kafasını salladı. 

"Ah" dedi Eslina güldü ve hızla Sezinin tarafına atlayarak sarıldı ve o gözyaşlarını serbest bıraktı. Sezinde ağlamaya başladı.

İki erkek ise yüzlerini buruşturmuştu.

"Ayrılın hadi daha saklı olan şeyler var" dedi Egemen. Sezin bir anda Eslina dan ayrılarak korkuyla Egemene dönmüştü. 

"Hayır" dedi Sezin.

"Sezin üzgünüm buraya gerçekleri ve sırları anlatmaya geldik. Şimdi herşeyi bilmeli. Lütfen." dedi ve bir çırpıda kolunu uzatarak Sezini kendine çekmiş ve başını göğsüne yaslamıştı.

Destek olmak için saha sıkı sardı. Sezin ise kollarını beline sardı. Hıçkırıkları eşliğinde Egemeni duymayana çalıştı. Ki bu ne kadar olursa.

"Eslina güzelim.... Nasıl söyleyeceğim bilmiyorum ama başlamalıyım bi yerden..... Sezin yetimhaneden ayrıldıktan sonra pek kolay bi yaşam sürmedi.... Onu alan aile psikopattı hatta bu kavram az kalır...... Sezine aklına gelebilecek her türlü şeyi yaptılar....."

Eslina sinirlenmiş karşısında ki adamı pür dikkat kesilmiş dinliyor. Dediklerinden gram anlamıyor ki bu bilinmezlik onu daha da körüklüyordu.

"Neden bahsediyorsun sen" dedi bağırarak.

Egemen ise gözü dolmuş dudağında buruk bir gülümseme konuştu.

"Kötü şeyler oldu bitanem. Sakin ol dinle. Ailesi yani evlat edindiği aile ruh hastası bir aileydi. Aile babası Sezine işkence etti dövdü ve en kötüsü te-tecavüz etti...... " dedi gözündeki yaş akarken.

Eslina dondu duydukları karşısına sustu ve gözü karardı sinir tüm hücrelerini ele alırken nefretten güç alırcasına haykırdı.

" Duy sesimi Seymen ailesi! Hayatınızı mahvedeceğim, yaşattıklarınıza öldürdüklerinize pişman olacak öleceksiniz. Nefes almak haram olacak. Öleceksiniz. Öldüreceğim sizi! " nefretini kusmasına rağmen içindeki ateş hala tazeydi.

Egemen ve Sezin sımsıkı sarılmış Oğuz ise şaşkınlıkla olanları izliyordu. Aklı almıyordu bu olanları.

Eslina ellerini saçlarına götürmüş çekiştirerek deli olmuş gibi ağlıyor.  Neydi nu olanlar.? Bunları yaşama için ne günahı vardı ailesinin?

Oğuz sonunda kalkarak Eslina yı kolları arasına aldı Sıkıca. Sonunda oda dayanamadı göz yaşının akmasına neden oldu. Yıllardır ağlamayan adam şimdi bir çocuk misali ağlıyordu.

Acının geçmişi! Olurmuydu? Oluyormuş işte hemde öyle bir oluyormuş ki. Vurduğu yeri bir kor gibi yakmış yerini sönmeyen ateşe dinmeyen nefrete bırakmıştı. Geçmiş acı doluydu. Az olan bütün güzellikleri beraberinde yok etmişti. Geriye yıkılmış hayatlar bırakmıştı.  Ya kaderi bir yazılmış dört genç ne olacaktı. Mutlu olacaklarmıydı?

Her derde deva olan zaman buna da derman olup iyileştirecekmiydi ?

ACININ GEÇMİŞİ! *Geçmiş Serisi 1*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin