Kardeşimiz.

1.8K 110 21
                                    

Merhaba. Yeni bir hikaye daha yayınladım profilime bakarak bulabilirsiniz onuda okumanızı istiyorum? İyi okumalar!

Hayat çok acımasız. Ya da acılarımızmızdır hayatı böyle kılan? Öyle bir çemberin içindeydim ki nereye dönsem hep aynı şey.

Ağladım. Yapabileceğim tek faaliyet bu şuanda. Aklım bu gerçeği kabullenemiyor ama kalbim çoktan Sezin ile doldu.

"Yeter be güzelim. Hadi toparlan" dedi Oğuz. Nasıl toparlanacaktım ki?

Oğuz elleri ile bir kez daha sildi gözyaşlarımı. Ve alnımdan öptü.

"Hadi Eslina yapma böyle. Hem daha DNA yapmamız lazım" dedi Oğuz.

Haklıydı DNA yapmalıyız ama nasıl?

"Nasıl?" dedim düşüncemi kelimeye dökerken.

"Ben hallederim" dedi.

Ona sarıldım.

Odamın açılan kapısı ile o tarafa baktım. Annem.

"Annem" diyerek boynuna sarıldım onunda.

"Ne oldu kızım?"

"Anne İlinsu yu buldum" dedim ağlama ya devam ederek. Kısa bir sessizlik oldu.

"Ah sonun da kızım" dedi annem ve oda ağlıyordu şimdi.

Annem eliyle saçlarımı okşayıp öptü. Ardından beni kendinden uzaklaştırıp yüzümü avuçladı.

"Sonunda yavrum sonunda" dedi ve alnımı öptü.

Bnde onun yanaklarımı mutluluk ile öptüm. Ah gerçek ailem olmasa bile gerçek ailem gibiler.

****

"Egemen bağırmayı kes!" dedim bağırarak.

"Ben sana zamanı gelince kendim göstereceğim demedim mi?" diye tekrar bağırdı.

"Bağırmayın lan!" dedi Oğuz bu sefer bağırarak.

"Bağırmıyoruz lan!" dedi Egemen bağırarak.

Pekala şuan aptallar gibi bağırıp duruyoruz. Çok sakinim tamam sakinim.

"Tamam susun artık. Ve sen Egemen ne zaman söyleyecektin? Ben o kızın kalbini biraz daha kırarken mi?" dedim sakin olmaya çalışarak.

"ben sana ortalık biraz durulduktan sonra söyleyecektim" dedi fazla bağırmasada bağırarak.

"Peki DNA testi istiyorum" dedim.

"O iş bende güzelim zaten güzel kız"

"Siktirtme lan belanı uzak dur İlinden" diye bağırdı Egemen.

(ve ben hep böyle küfür edince utanacağım . Neyse artık utanmak yok!)

"Niyeymiş o?" dedi Oğuz.

"Niyesi felan yok yanına dahi yaklaşma!" işaret parmağını Oğuzun gözüne sokarcasına sallayarak.

"Tamam abicim sakin ol yengeye yaklaşmak yok" dedi kaşınırcasına.

"Oğuz." diye cırladım. Adi piç!

"Ooo tamam Eslina bi sen kaldın sende yap yapacağını" dedi.

"Pekala iki gerizekalı ben dışarı çıkıp hava alacağım ve sen Egemen akşama kadar İlinin saçınımı tırnağını mı tükürdüğünü mü yediği içtiği her hangi bir kap mı ne buluyorsan bul ve laboratuvara götür. Hadi görüşürüz" dedim ve çıktım hızla.

Üstümde lacivert bir tişört ve siyah bir eşofman altı birde siyah bir polo.

Asla o yürüyüşe ya da hava almaya çıkınca kulaklıkta müzik dinleyen insanlardan olmadım. Bunu kendime saygısızlık ediyorum gibi hissediyorum.

Bu yüzden ben de ağzımda duvar şarkısını mırıldanarak yolda ilerledim.

(ve hala hangi şehirde geçeceğini bulamayan yazar dramı)

Havanın hala kararmasına vardı. Ve bu oldukça güzel. Topuz yaptığım saçlarımın içinden çıkan minik saç tutamları sinirlerimi bozuyordu bu yüzden açıp tekrar bir dağınık topuz yaptım.

Bu arada yolun ortasında durmam garip. Ellerim hırkamın cebinde ilerlerken ensemde hissettiğim nefesle korkuyla kasıldım.



Olduğum yerde tekrardan durarak ellerimi cebimden yumruk halinde çıkardım.

"Kimsin" dedim sesimin oldukça soğuk Çıkmasına gayret ederek.

Bir anda kollarını boğazıma dayayarak kafamı geriye aldı ve alnımdan öptü.

"Güzelim" dedi gülerek. Ah gerizekalı nasıl korktuğum hakkında bir fikri varmıydı acaba.?

"Ender hayatım aksiyon filmlerinden çıkmamasın?" dedim sinirle.

"Güzelim iki aydır yüzünü görmüyorum olsun bu kadar heyecan bence" dedi gülmeye devam ederek.

Kolunun birini omzuma koydu ve bu defa yanağımdan öptü. Bende kolumun birini onun beline sardım ve bende yanağından öptüm.

Ender hayatımda Egemen ve Oğuz dan daha önemli biri. Onunla tanışmamız tesadüf gibi bir şeydi.

O gün tekrar aklımda canlandı. O zamanlar on dokuz yaşındaydım. Bir bankın üstünde oturmuştum ve üniversitede ilk günümdü.

Yalnızlık içinde kalırken önümde bir anda biri düşünce kahkahalara boğulmuştum.

İşte öyle başladı arkadaşlığımız ya da kardeşliğimiz mi demeliyim? fakat bunu gizli tutmamızın bir sırrı var. Yıllar önce annemin yaptığı bir hatadan ötürü Ender dünya ya açmıştı gözünü buna başta inanmasam da DNA saolsun.

Yıldırım gibi düşürmüştü Enderi hayatıma annem . Anneme kızsam da iyiki Ender girmişti hayatıma. Ender benden, bizden 7 yaş büyüktü. İlinden ise on iki yaş.

"Niye sırıtıyorum canım?"

Enderin sesi ile düşünceme bir son verip ona sarıldım.

"Anneme teşekkür ediyordum seni bize hediye ettiği için kazara bile olsa. Ayrıca Ender sana bir haberim var" dedim heyecanla.

"Ne?" dedi kaşlarını çatarak.

"Buldum onu" dedim.

"Kimi....Yoksa?"

Kafamı heyecanla salladım. Ender sevinçle bağırıp beni kucakladı ve etrafımda döndürdü.

Hepiniz Enderin nerden intikam almadığını merak ediyorsunuz değilmi? Etmek istedi, aslında çok çalıştı bana yardım etmekte ama izin vermedim. Onun sadece annesi olsa bile buna karışmamalıydı.

Ama yine de elinden geldiğince yardım etti.

"Eslina onu çok merak ediyorum" dedi.

Evet ilini hiç görmedi malesef.


"Iıı yalnız o hiç olmaması gereken bir yerde" dedim hafif bir korkuyla.

"Nerde?" dedi kaşları tekrardan çatılırken.

"Yiğit in kardeşi şimdi o" dedim saçma bir cümle ile.

"Siktir" dedi elleri yumruk halini alırken. Yüzünü avuçladım ve konuştum.

"O bizim kardeşimiz Ender istediği kadar katil aile onu sahiplenin ama o bizim kardeşimiz"



ACININ GEÇMİŞİ! *Geçmiş Serisi 1*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin