Merhaba :)
"Oğuz"
İşte gerçekten bu çok büyük bir sürprizdi. Aslında ondan korkmuyorum.
Bana gülümseyerek bakan Oğuza yaklaştım ve kocaman sarıldım.
"Özlemişim" dedim. Gerçekten onu özlemiştim. Yıllar sonra onu tekrar görmek kalbimin ritmini değiştirmişti.
"Bende özledim" dedi. Ardından oda sarıldı Sıkıca. Bir müddet öyle kaldıktan sonra ayrıldık.
Şimdi ona soru sormam lazım. "Evet Oğuz dökül bakalım" dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Özlemişim bi uğrayayım dedim."
"Şaka yapmayı kes ve anlat."
"Tamam tamam. Şimdiye kadar yurt dışındaydım. Beş ay önce Türkiyeye geldim ve seni aradım. Sonunda bulduğumda burada buldum kendimi."dedi gülümseyerek.
"Buraya nasıl girdin peki?" dedim meraklı bir tavırla.
"Egemen sayesinde" diyince kaşlarım çatıldı.
"Ne yani Egemen biliyormuydu!" dedim sinirli bir tavırla.
"Eslina sürpriz." dedi beni tutup kendine çekerken.
Egemene kesinlikle bunun hesabının soracaktım. Benden nasıl saklardı ki bunu.
Oğuz kim mi??
O benim tüm zor zamanlarımda yanımda olmuş kişi. Tamam belki bi ara sevgilim de olmuş olabilir. Ama daha sonra hep bir arkadaş olmuştu.
Egemenler daha beni evlatlık almadan o vardı. Yetimhane müdürünün oğluyum ve bu yüzden sürekli orayı ziyarete gelirdi.
Benden 4 yaş büyük yani şuan 29 yaşında. Ondan ayrılıp tam gözlerinin içine baktım.
Yüzümü avuçlayıp "Seni öpmeme izin verirmisin" dedi.
İlk öpücüğüm ona aitti zaten. Hem sanırım ben bunda bir sakınca görmüyorum bu yüzden başımı tamam anlamında salladım.
Sonra ise dudaklarımla buluşan sıcacık dudaklar oldu.
✳✴✳✴✳✴✳✴
"Ağağa Eslina bu bacaklar ne?" diyen Egemenin sayesinde uykumun en en güzel yerinde uyanmak zorunda kaldım.
Açıkcası Egemenin az çok neden böyle bağırdığını biliyorum. Bu yüzden umursamayıp Oğuza biraz daha sığındım.
"Eslina sana diyorum ya bu bacaklar ne yaaa ağağağa" dedi bi şamar attı.
Bunu nerdenmi anladım? Çünkü hem ses geldi hemde Oğuz anında kalkıp Egemene bir tane geçirdi.
Egemen sadece şaşkınlık ile bize baktı ve konustu "Si...siz ay...aynı...yer...demii...yat...yattınız?"
Dddi kekeleyerek. Gülümseyerek yerimden doğruldum ve kafamı evet anlamında salladım.
" Şaşıracak bir şey yok benim çakma badboyum." diyip yataktan ayaklarımı sarkıtarak indim ve banyoya doğru yürüdüm.
İşimi halledip odaya döndüğümde ikisinide göremedim. İyi bu daha da işime gelir ya.
Dolabımın karşısına geçip kısa askılı ve etek kısmı pileli üstünde kuru kafa olan siyah kırmızı elbiseyi giydim.
Ayakkabı olarak kırmızı topuklu ve çanta olarakta siyah renkli olanı seçtim.
Saçlarımı salık bıraktım. Zaten uzun ve dalgalı olduğu için kolayca şekil almıştı. Makyaj olarakta kalın bir eyeliner çektim.
Sonuçta renkli göz önemli. Tamamen hazır olduğumda aşağıya bir manken edası ile indim.
Hazır masaya ilerlediğimde Oğuz kafasını kaldırarak bana baktı "Elini sonu...." dedi ve ağzı iki karış açılarak bana taraf geldi.
"Senden ayrılarak büyük bir hata yaptığımı daha önce söylemişmiydim" dedi sarıldı.
Ben ise gülerek cevap verdim. "Lan bağırsaklarına işlediğim bırak onu!" diye bir ses gelince mecbur ayrıldık.
Egemen bizim ortama girerek kolumu tutup masaya oturttu. Tamam çok kıskançsın ama bu kadar da olmaz ki.
Oğuz ise gülerek yerine oturdu tekrar.
****
Şirkete yine her zamanki gibi gelip odaya girdik ama bu defa Oğuza vardı.
Katil bey tekrar gelmemişti. Anlaşılan o sarı maymuna gitmiş. Bu sinirlenmemi sağlarken yetime oturdum.
"Bu oda çok güzel dostum"dedi Oğuz Egemene.
"Ben yaparsam tabikide güzel olur" dedi Egemen.
Ben ise sinirlilikle dosyayı açıp daha başlayamadığımız projeye baktım.
Peki çok akıllı katil amacıma ulaşmam için daha kolay yolu seçmemde yardımcı oldun.
Egemenler kendi halindeyken bn ürün kağıdı açtım ve çizmeye başladım.
Çizdiğim şeye bir daha baktım. Cidden bunu ben mi yaptım. O nasıl bir şey ya.
Ama zaten amacım bu değilmiydi. Elimdekini alarak Egemenler taraf yürüdüm.
Tam karşılarına geçip açtım Çizdiğim şeyi.
Egemenin gözleri kafasından büyük bir şekilde açıldı. Oğuza aynı şekilde. Ama ben daha tam çizmemiştimki.
"Bunu sen mi yaptın?"dedi Egemen. Kafamı evet anlamında salladım ve elimdeki şeyi masanın üzerine bıraktım.
O esnada açılan kapı beni korkutmaya yetti. Dönüp baktığımda.
Yiğit sinirli bir şekilde ve terler içinde masasına oturdu. Kravatı genişlemiş bir şekilde dağınıkça daha çok yayıldı koltuğuna.
Hepimizin üstünde gözlerini gezdirip elini sıktı.
Ama aldırmadı bana ne ondan.
Oğuz elini kaldırıp "Eslina dizimin üstüne otururmusun ?" diye sordu.
İtiraz etmeden gidip oturdum. "Eslina benimle evlensene lan" dedi Oğuz şakaya vurarak.
Güldüğüm sırada susmamı sağlayacak derece bağıran biri "Ne dedin lan sen!" dedi.
