🔸14.BÖLÜM: ÇIKMAZ SOKAKLAR

203 53 206
                                    

Her ne kadar benden nefret etmemesini istiyor olsam da Kratas hakkında yapılacak bir şey olmadığının bilincindeydim. Keşke olsaydı ama düşüncelerini, fikirlerini, önyargılarını değiştirecek gücüm yoktu. Kimsenin yoktu. Bu sadece onun yapabileceği bir şeydi ve anladığım kadarıyla, bunu asla yapmak istemiyordu. Bunu gözlerinde, sesinde ve tavırlarında görebiliyordum. Bir gün onunla arkadaş olacağımıza olan inancımı yavaş yavaş kaybettiğimi hissediyordum. Asla hoşlanmayacaktı benden, hep nefret edecekti... Ama durup üzerine kafa yorunca, ilk zamanlar Damien için de öyle düşünmüyor muydum? Hatta o daha bile beterdi. Hayır. Ne olursa olsun umut etmeye devam etmeliydim. Her zaman umut etmeye değecek bir şeyler vardır. Kratas ile yakın arkadaş olmayacak olsak bile en azından bir gün birbirinden nefret etmeyen iki insan olma ihtimalimiz orada bir yerlerde duruyordu.

Sadece zaman gerekti.

Zamanla, her şeyin mümkün olabileceğine inanmak istiyordum.

Peşimden gelen Iron'la çalışma masamın başına otururken aklım hâlâ Damien ve Kratas'ın konuştuklarındaydı. Bir yanım sıcakken bir yanım buz kesmişti. Sıcaktı çünkü Damien hakkımda harika şeyler söylemişti, soğuktu çünkü Kratas'ın nefretini daha önce hiç bu kadar yoğun bir biçimde hissetmemiştim. Iron miyavlayarak önüme geçerken dalgın bir şekilde yavru kedinin başını okşadım. Parmaklarımı kokladı, sonra bana sürtündü. Onun şımarık hareketleri içimi ısıtan bir sıcaklıkla karışık bir huzur veriyordu. Beyaz tüyleri parlak, temiz ve yumuşacıktı. Çamur içinde eve geldiği ve önüme ölü bir fare koyduğu, bu yüzden de onu yıkamak zorunda kaldığım günü hatırlayınca gülümseyerek kediyi masamın üzerinden indirdim ve oynaması için yuvarlak, cam lenslerden birini önüne koydum. Tam da tahmin ettiğim gibi, kedinin dikkati hemen dağıldı. Lensi dişlerinin arasına alıp odanın diğer ucuna koştururken az kalsın dengesini kaybedip top gibi yuvarlanacaktı. Pofuduk yatağına geçti ve iki patisinin arasında ileri geri yuvarlayarak mekanik ayağından bile daha pahalı olan lensle oynamaya başladı. Böyle pahalı şeylerle oynamasına normalde izin vermezdim çünkü ya çizerdi ya da kırardı ama anahtar üzerinde çalışmak için beni rahat bırakmasını istiyorsam Iron'a cidden ilgisini çekecek bir şeyler vermem gerekiyordu. Tamir etmem gereken anahtara odaklanarak önüme dönerken Iron'ın neşeli miyavlamaları ve hızlı hareketleri, odanın içinde neşe ve canlılık dalgası yaratan tek şeydi.

Uygun tornavidayı alarak anahtarın dış hattındaki vidaları açtım ve epey uzunca bir süre sorunun ne olduğunu anlamaya çalışarak iletkenlerin sağlam olup olmadığını inceledim. Her bir bağlantı noktasını titizlikle kontrol ederken parçalar arasındaki mükemmel uyumu fark etmemek imkânsızdı. Her şey yerli yerinde görünüyordu. Hatta fazlasıyla yerli yerindeydi. Sorunun ne olduğunu bulamadığım her saniye hissettiğim stres katlanarak artarken insanlar zarar görürken böyle basit bir şeyi bile yapamadığım için kendime kızmadan edemedim.

Beceriksiz, aptalın tekiydim! Yıllarımı bu işe vermişken nasıl oluyordu da bir kontrol anahtarını bile tamir edemiyordum?

Beceriksizlik ve hüsranın ağırlığı omuzlarıma bir yük gibi çöktü. Saçımı başımı yolacaktım neredeyse. Öfkeden çığlık atacak bir seviyeye gelmişken çalışma odamın kapısı nazikçe tıklandı. Bir an Damien'ın geldiğini düşündüm ama gelen o değildi. Abraham ya da Kratas da değildi. Elizabeth'in gönderdiği o genç, hizmetçi kızlardan biriydi. Kafam öyle dumanlıydı ki kızın adını hatırlayamıyordum ama gerçekten hoştu. Esmer, duru bir güzelliği vardı. Yine de benden bir iki yaş küçük görünüyordu.

Kız nazikçe tepsiyi masamın kenarına koyarken gülümsemesiyle tüm odayı aydınlatarak "Buraya girmemin yasak olduğunu biliyorum ama bu akşam yemek yemediniz. Ben de size biraz atıştırmalık bir şeyler getirmek istedim." dedi. İçinde peynir, meyve, kurabiye ve çikolata olan tepside gözlerimi şöyle bir gezdirdim. Gerçekten iştah açıcı görünüyordu. Keşke bir şeyler yiyecek hâlde olsaydım.

Gladyatör: Özgür Ruhlar (2)Where stories live. Discover now