14. Bölüm

120 2 0
                                    

Yine gözlerimi acı içinde açmıştım ama bu sefer yanımda beni bekleyen Gece'm yoktu. Yalnızdım.  Oda soğuk ve iç karartıcıydı. Kendi odam ne zamandır bu kadar korkutucuydu?

Kolum bir sargı beziyle sarılmıştı. Karnım çok ağrıyordu. Omzumu hareket ettiremiyordum.

Normalde başımı kaldırıp etrafa bakardım ama şuan öyle yaralıydım ki buna bile gücüm yoktu. Beni bedenime saplanan kurşunlar değil, sevdiğim adamın ölüme terk etmesi yaraladı.

Neden hâlâ yaşıyordum? Bitmişti işte.
Babamı öldürmüştüm. Artık yaşamanın ne anlamı vardı? Kalbimin gücü kalmadı ki atmaya. Neden hâlâ nefes alıyorum o zaman? Eskiden yaşamak isterdim çünkü yanında olmam gereken bir adam vardı. Artık o yok, neden yaşıyorum o zaman? Bu benim sınavım fakat artık katlanamıyorum. Ölmemek için hiçbir sebebim yok. Hem belki ölürsem acılarım diner. Mezarda da canımı yakamazlar ya. Kalbim durduğu için kıramazlar onu. Özgür olurum. Mutlu olurum. İşte bu yüzden derin bir uykuya dalmak istiyorum. Belki mutlu olduğum bir rüya falan görürüm. Sahi, mutluluk nedir? Hiç mutlu olmayan biri bunun anlamı asla bilmez. Öğreteni de olmazsa hayatı acı içinde geçer. Biri bana öğretseydi, belki ben de mutlu olurdum.

Üstümde ki örtüyü kaldırıp ellerimi yatağa bastırdım ve ayağa kalktım.

Birkaç adım attığımda bütün bedenim ağrıyordu. Ama en çok kalbim, en çok o ağrıyordu. Kırılmaktan yorulmuştu artık.

Boy aynasına doğru yürüdüm. Hemen yanında ki masaya tutunup ayakta durmamı sağladım.

Aynaya bakıp vücudumu inceledim.
Kolumu doğru düzgün hareket ettiremiyordum. Ve karnımda ki ağrı beni deli ediyordu.

Üstümde ki tişörtü çıkarttığımda sargı beziyle sarılmış olan karnımı gördüm.
Aradan dört gün geçmişti ama hâlâ çok acıyordu.

Ellerime baktım. Babamın kanı vardı ellerimde. En kaliteli sabunlar bile temizleyemezdi kanlı parmaklarımı.

Sıla ellerimin gayet temiz olduğunu söylüyordu. Belki de ben onu öldürdüğüm için kanı elimdeymiş gibi hissediyordum.

Banyoya doğru yürüdüm. Yürürken duvarlardan tutunuyordum.

Kapıyı açıp içeri girdim. Eşofmanımı çıkartıp duşa kabine yöneldim.

Suyu açtığımda ısınmasını hiç beklemeden tenimle buluşmasına izin verdim.

Soğuk su bedenimi ıslatırken elime şampuan döktüm.

Şampuanı saçlarıma sürdüm. Uzun zamandır bakımsız kalan saçlarım çok uzamıştı.

Banyoda bulduğum makasla hiç düşünmeden saçlarımı kestim.

Neden mi? Çünkü babamın pis elleri değmişti saçlarıma. Hiçbir şampuan temizleyemezdi bu kiri.

Normalde karnıma gelen saçlarım şuan göğüslerimle aynı hizadaydı.

Yaklaşık on beş dakika sonra duştan çıktım.

Giysi odasından yeşil bir tişört ve mavi bir şort aldım.

Üzerimi giyindikten sonra saçlarımı kurutma makinası ile kuruttum.

Bornozumu banyoya götürdüğümde yere düşen damlalar yüzünden ayağım kaydı ve dizlerimin üstüne düştüm.

Diz kapaklarım çok acıyordu. Ellerimi yere bastırıp ayağa kalktığımdaysa kanayan dizlerimi gördüm.

Banyodan çıktım ve çekmeceden bir peçete alıp diz kapaklarıma bastırdım.

Pansuman | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now