9. Bölüm

148 2 0
                                    

"Keşke çocukken intihar etseydim."

Babamı hep çok sevmiştim. Daha önceden de demiştim ya, insanın içini ısıtan bir gülümsemesi vardı. Belki de o gülüşüne kandım. Herşeyin suçlusu o adam, eskiden hayran olduğum kişiydi.
Sabaha kadar beni döven bir babam olsun, hiç istemezdim. Aksine beni kollayan bir babam olsun isterdim, yanımda olan, mutlu eden. Ne bileyim işte, diğer babalar gibi bir babam olsun isterdim.

Acıyor... Canım çok acıyor. Gerçekten dediğini yaptı ve beni sabaha kadar dövdü. Arada bir durdu. Neden mi? Çünkü yoruldu. Bana acıdığından falan değil yani.

Tüm yüzüm kanlar içindeyken o beni bu hâlde bırakıp uyumaya gitmişti. Ben ise
başımı yere eğmiş, öylece duruyordum.
O an çok istedim, bana pansuman yapacak Gece'mi yanımda çok istedim.
Ama yanımda yoktu. Eminim ki olmayı çok isterdi, bunu engellemeyi. Fakat izin vermediler.

Onun kapının önünde bağırışlarını duymuştum. "Dayan Gamze!" demişti.
Canımın yanması en az bana verdiği kadar, ona da acı veriyordu.

Odada ki küçük pencereden içeri birazcık güneş ışığı giriyordu.

Başımı zar zor kaldırıp pencereye baktım. Burukça gülümsedim.

Kapının açıldığını duydum ama umursamadım. Ta ki o tanıdık sesi duyana kadar.

"Gamze!"

Evet, gelmişti. Beni kurtarmak için gelmişti.

Ben başımı ona doğru çevirene kadar o çoktan karşıma geçip diz çökmüştü.

Gözlerine bakarken ne kadar bitkin olduğunu görebiliyordum.

"Ölüyorum..."

Hemen beni sandalyeden kurtardı.

Yorulmuş bedenim onun göğsüne düştüğümde kollarıyla bedenimi sardı.

Beni kucağına aldığında başımı göğsüne yaslamıştım.

Gözlerim kapalı olduğu için sadece adım
seslerinden ve sürekli hareket eden bedeninden koştuğunu anlıyordum.

Koşmayı bıraktığında gözlerimi açtım.
Asandördeydik.

Hızla 2. kata bastı. Çünkü onun odası 2. kattaydı.

Beklerken ayaklarını yavaşça yere vuruyordu.

Bir anda ışıklar kesildi ve asansör sallandı.

İşte yine aynı şey. Şimdi asansörde kalacağız ve ben yavaş yavaş öleceğim.

Sarsılmanın etkisiyle yere düştük.

Yiğit küfürler savunurken başımı dizine koydum. "Yardım edin! Kimse yok mu?"
Bu bağırışlar bana birini anımsatıyor.

O tüm gücüyle bağırırken ben gayet rahattım. Belki de istediğim buydu, ölmek.

Çok kan kaybetmiştim ve yaşamam imkansız gibi birşeydi.

"Uyumak istiyorum." dedim ve gözlerimi sıkıca kapattım. Nefes alış verişlerinden ne kadar korktuğu belli oluyordu.

"Hayır... Gamze hayır! Sakın uyuma!"
diye bağırmaya başladı.

Pansuman | TAMAMLANDIWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu