2. Bölüm

333 8 3
                                    


Acaba onu merak mı ediyordum? Belkide özlüyordum. Ama bir yanım hep "O  sizi bırakıp kaçmış bir katil." diyordu.

Eskiden onunla çok iyi anlaşırdım. Öyle tatlı, öyle kibar biriydi ki onu katil sanmak imkansızdı. Çok güzel bir gülümsemesi vardı. Gülünce gamzeleri ortaya çıkıyor ve ona çok tatlı bir görüntü veriyordu. Keşke herşey böyle olmasaydı,  babam o akşam bizi bırakıp gitmeseydi. Belki de şuan mutlu bir aile olabilirdik. Ama hayır, o bu hayali yerle bir etti.

Geçmişte kanayan yaralarımı tekrar
kanatmak istemediğim için daha fazla bunları düşünmeyi bıraktım.

 

                               φ

Elimdeki tabağı yıkarken kapı sesiyle irkildim ve kapıyı açmaya gittim. Muhtemelen annem gelmişti.

Delikten kimin geldiğini bakınca kırk yaşlarında bir adam ve yannındaki
hemen hemen onunla aynı yaşta olan
bir kadının kapıda beklediğini gördüm.

Oflayarak kapıyı açtığımda adam karşısında beni görmeyi beklemiyor gibiydi.

"Buyrun ne vardı?"

"Sen Tarkan'ın kızısın değil mi? Nerede
o?"

"Bilmiyorum. Şimdi defolup gidin."

Bu verdiğim cevap karşısında adamın
gözleri kocaman açılmıştı. "Hatsiz velet!"

Hakkımda ne dediği umrumda değildi.
İsterse sabahtan akşama kadar bana sövebilirdi.

Kadın sinirle içeri girdi. İşin kötüsü
ayakkabılarıyla girmişti ve ben evi daha yeni silmiştim.

"Sen bizim ne çektiğimizin farkında değilsin galiba! Benim kızımı öldürüldü
baban!"

"Şuan burada yok.Ayrıca benim bu konuda size hiçbir faydam dokunmaz."

"O adamı bulacaksın!"

"Ya sen kimsin lan? Benim evime gelip
böyle bağırarak konuşamazsın!"

Kadın şaşkın gözlerle bana bakıyordu.
Sinirle sol elini kaldırarak bana tokat
atmak için yüzüme doğru yaklaştırdı.
Ancak ben onun bileğini kavradım ve bir kez daha gözlerinin kocaman olmasını
sağladım.

Kadın nefret dolu gözlerle bana bakarken henüz benim ne kadar sinirli biri olduğumun farkında değildi.

Adam içeri daldı ve bileğimi çekiştirip
"Bırak karımı!" diye bağırdı. Öfke dolu
gözlerimi ona çevirdim ve bileğimi ondan kurtarıp bacak arasına tekme attım.

Adam dayanamayığ bagırdı ve karısı ona dönüp şaşkınlıktan eliyle ağzını kapattığı sırada ikisinide gönderme fırsatını
değerlendirdim. İkisinide tüm gücümle
ittirip dışarı çıkmalarını sağladım ve
hemen kapıyı kapattım.

Kim ne düşünürse düşünsün ben buyum.
Babam gittikten sonra annem beni böyle yetiştirdi. Fazla acımasız gibi görünebilirim ama sürekli kapıma gelen bu insanlarında benden farklı olduklarını söyleyemem.Onlara babam olacak o kahpenin burada olmadığını söylesem de ısrarla üzerime geliyorlardı. Bu yaptıkları yaralarımı daha çok acıtıyordu. Ve her geçen gün babama olan nefretim artıyordu.

Biraz dinlenmek isterken kadının ayakkabı izlerini görüp çığlık atmamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Derin bir nefes aldıö ve sakinleşmeye çalıştım.

Banyoda ki kova ve içinde duran viledayı
alıp kapının önüne geldim. Viledayı ıslattım ve yeri silmeye başladım. Yanımdaki kovanın içine düşen damlaları görünce ağladığımı fark ettim. Viledayı yere bırakıp ellerimle yüzümü silmeye başladım. "Hayır Gamze, ağlamak yok!"

Pansuman | TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now