ÖZEL BÖLÜM

1.4K 76 5
                                    

Uzun zamandan sonra merhaba.

-

-

Sepete yerleştirdiğim kavanozla rahat bir nefes aldım, sonunda bitirmiştim. "Mete bebeğim bak bakalım baban nerede? Mangalı koymayı unutmasın."  Minik bebeğim büyümüştü, yaşıtlarına göre boyu epey uzundu.  " Tamam Baba, ama çabuk çıkalım. Dedemi görmek istiyorum. Babam iyice yaşlandı. "  Gülerek piknik sepetini  yere indirdim. 8 yaşında olsa da çok olgun bir yapısı vardı oğlumun. Arada şakacı kimliği çıkar, onun dışında hep dikkatli davranırdı. Hemde her konuda. Ortamda, gülmesine, yemesine, içmesine ve en önemlisi de konuşmasına. Ağır başlıydı benim oğlum.

Bugün piknik yapmaya karar vermiştik, Babamlar da gelecekti. Uzun zamandan sonra hepimize iyi gelirdi. Tabi en büyük sebep  Çetin abiydi. İlişkisini bitirmiş, pimi çekilmiş bomba gibi etrafta geziyordu. Çok mutsuzdu, belki onun için de iyi olur diye düşünüp karar vermiştik. Aslan içeriye girerek yanıma geldi, dudaklarıma sulu bir öpücük bırakıp geri çekildi, sırıtarak yaladım dudaklarımı.  İndirdiğim sepeti yerden aldı. "Gülüm, ağır kaldırma sen. Başka alacağım var mı? Boşta ki elime alayım hemen. " Etrafıma bakındım, küçük bir kaç poşet kalmıştı. "Yok aşkım, bunları da ben alırım. Sen onu koysan yeter.  Bende hemen geliyorum zaten. "

Onaylayıp çıktı, Elime poşetleri alıp anahtarla bahçenin kapısını iyice kilitledim.  Ne olur ne olmazdı, güvenlik kamerası umursayan kalmamıştı artık. Elimde ki poşetlerle arabaya ilerledim, boşluk yerlere yerleştirip  bagajın kapısını kapattık. Ben ön koltuğa geçerken, Aslan sürücü kısmına geçti. Mete ise çoktan oturmuş, kemerini takmıştı. Akıllı bıdığım benim.

Evin önünden ayrılarak ayarladığımız alana doğru yola çıktık. Babamın bir arkadaşının ağaçlık güzel bir  piknik alanıydı, küçük tek katlı  ahşap evler vardı.  At binme yerleri ve güzel bir göl kenarı vardı.  Remzi abi, rahat edelim diye bize uzakta ki evlerden ayarladılar,  yalnız ve ailecek olacaktık. İçimde ki heyecana engel olamıyorum.  28 yaşında çocuktum.  Aslan'a dönüp gülümsedim.

Öncesinde çok yakmıştı canımı, kendi elleriyle de sardı. 9 yıldır o kadar iyi gelmişti ki bana,  şükür etmiştim onu tanıdığıma. Unutmadığını biliyordum, bazı geceler bağırarak uyanıyordu. Bende kalkınca sıkıca sarılıp kontrol ediyordu. Her sormamda da seni döverek öldürdüklerini gördüm diyordu. Ben tekrar uyuyana kadar af diliyordu. Ona affettim desemde kendini affedemiyor oluşu bazen beni de üzüyordu. Bu durumdan nasıl kurtulacaktık bilmiyorum. Yavaş yavaş alışacaktı ona sevgimle affettiğimi göstermem lazımdı. 

Bakışlarını yoldan kısa süreliğine çekip bana sabitledi, gülümseyerek elimi tutup üst üste avucuma öpücük bırakmaya başladı. "Oğlumuz arkada ayıp. "  Son kez öpüp bıraktı elimi. "Sorun değil bana, her sabah dudağından öpüp, her gece duyduğum sesler yüzünden alıştım artık." Hemen arkamı dönüp Mete'ye baktım.  " Bebeğim sen yanlış anlamışsın, şimdi gece biz babanla oyun oynuyoruz. Basketbol  yani, topu sektiriyor baban, her attıkca da ses çıkıyor ondan şey o yani. "  Aşırı aşırı saçmalamıştım. Hatta bi tık aşırıdan da fazla. Aslan bile bana şüpheyle bakmıştı.

"Her neyse Baba, anlıyorum, kesinlikle Basketbol topu. " Kaşlarım çatıldı. " Sen bu yaşta nerden biliyorsun bunları? "  Bu sefer o yerinde rahatsızca kıpırdandı, gözlerimi kıstım. Aslan da merak etmiş olacak ki sessizce bekledi. "Yaa aşkım babam benim seni çok seviyorum. " Gülümseyip sıkıca boynuma sarıldı. Onu oturtup tekrar baktım. "Mete bekliyorum hala bilesin. "  Oflayarak geriye yaslanıp mahçup olmuş bir ifadeyle bana baktı.

"Baba, siz beni büyükbabamın evinde bıraktınız ya kalayım diye. İşte ben onda büyükbabamı gördüm. Ahmet babayla ayıplı şeyler yapıyordu. Sorduğumda da size söylememem gerektiğini söyledi. Bunun adı da ayıplı şey dedi. Bende utandım işte... "  Ulan 50'sine merdiven dayamış hala azgın olan babama diyecek bişey bile bulamıyordum, ama görünce uyarsam iyi olacaktı.  "Bakma sen onlara oğlum, unut bunları da tamam mı? " Usulca kafasını salladı. Aslan'a baktığımda gülmemek için kendini sıktığını gördüm. Omzuna vurarak önüme döndüm. Sikine takan yoktu beni.

HÜCRE Where stories live. Discover now