Bölüm/17

6.7K 352 56
                                    


Medya-Baran
Arkadaşlar atlayarak bölüm okuyup kitabi nasıl anlıyorsunuz anlamıyorum valla atmayacağım artık bölüm. Yorumlarınızı bekliyorum dayanamadım bu son bölüm ondan sonra ara vereceğim. Belki bol bol yorum gelirse devamını getirebilirim. AMA BELKİ!!!

______________________

Malum şakanın üzerinden 3 gin geçmişti. Yılmaz abi üzerime daha fazla titriyordu, nasıl korkmuşsa artık su içmeye kalksam arkamda beliriyorlardı yine. Kalkmazlarsa da gözleriyle takip ediyor yanlarına gelip oturana kadar içleri rahat etmiyordu. Yine tavla oynamak isteyen Ahmet abiyle hepimiz toplandık, Yılmaz abi sağımda, Çetin abi karşımdaydı, Ahmet abiyle Çetin abi ikisi eş seçildiler, Yılmaz abi itiraz edince bir şekilde kabul ettirdik, tabi vicdanına basarak yaptık bunu, beni sevmediğini düşündürerek. Sonuç değişmedi oyun sonu hep kaybettik.

"Niye hiç 52 ya da Okey oynamıyoruz ki."
sitemle konuştum en sonunda Çetin abi hak verircesine baktı, Adamın gözleri parlamıştı sesini de buna rağmen çıkarmadı.

"Ahmet haklı valla Baran, De hayde git getiriver 52 kağıtlarını." Ahmet abi itiraz etmeden kalkınca ağzımız açık arkasından baktık? bu taşları bize yedirmesi gerekmiyor muydu???

Üçümüz birbirimize baktık daha sonra kafalarımızı yere eğip masum masum bekledik. "Yer açın bende oynayacağım." Aslan'ın sesini duymamla dediğini yapıp yer açtım, yanıma oturup bakışlarıyla yüzümde gezindi, gözlerimi ona çevirip göz kırpmaya çalıştım ne oluyor diye.

Aslan ise gülüp kafasını iki yana salladı, Ahmet abi gelince takımlara ayrıldık Çetin abi Aslan'ın gelmesiyle resmen sükür edip kaçtı. Kağıtlar dağıtıldı, Elime verilen kağıtların üzerinde ki garip şekillrre baktım anlamasam da çok hoş duruyordu, Yere kağıt atıp nasıl alıyorlarsa anlamıyordum, fazla kağıt alarak geri alıyorlardı kafam çok çok karışmıştı, Ahmet abi kağıdını atıp, "Sinek" diyerek yere kağıt atıp 3 kağıt birden aldı hayran hayran baktım demek ismi sinekti bunun.

Sıranın bana gelmesiyle Elimde ki kağıdı yere atıp yanımda ki üçlüye baktım. "Abi ne şimdi bu hangisi bende kağıt alabilecek miyim?"
Dikkatlice yüzlerine baktım, Yılmaz abi çenesini sıkarken Ahmet abi yumruklarını sıkıyordu, Aslan benden tarafa bakmıyordu.

"Özür dilerim yanlış bişey mi yaptım? Bunu beğenmediniz mi o zaman bu kırmızı prensesliyi atayım." Yere attığım kağıdı alıp diğerini koydum. "Oldu mu Ahmet abi." yerde ki kağıdıma benzeyen kağıdı inceledim aynısı olduğunu görünce gülüp hemen elime aldım. "Aslan bak kazandım bu ikisini, ben kazandım. Benim bunlar böyle yaparsam çok kazanırım demi?" Gülümseyerek gözlerimi yşne onlarda gezdirdim. Bana hala aynı baktılar. Nerde yanlış yapmıştım anlamıyorum ki elimde ki aldığım kırmızı prensesli kağıtları da yere bıraktım. "Yine mi olmadı ama benziyorlar birbirlerine siz aldınız öyle yapınca off bilmiyorum ki oynamayı, sizde bişey demiyorsunuz gidiyorum ben." Ayaklanıp elimde ki kağıtları hırsla ortaya attım, Arkamdan seslenseler de duymazlıktan gelip yatağıma oturdum, Aslan yanıma gelmişti hemen.

Yanıma oturup gülmeye başlamasıyla kaşlarımı daha çok çattım, elini yan bi şekilde  tutup dişlerimi üzerine geçirdim sertçe ısırıp bağırmasını sağladım, dislerimi çekil koşarak Ahmet abiye sığındım, Yılmaz abi de aynı şekilde gülüyordu, Dolan gözlerimi Ahmet abiye çevirip dudaklarımı büzdüm.

HÜCRE Where stories live. Discover now