ÖZEL BÖLÜM.

628 49 5
                                    

Medya; Aslanım, da Aslanım. Küpesizdüşününyiğidimi

-

-

-

-

"Görüşürüz baba, yeter artık sıkıntı etme kendine, çocuk değilim ben. "

Oğlum büyümüştü. Hala gözümde bebek olsa da kocaman adam olmuştu, tabi kocaman adam olmuştu derken, 17 yaşındaydı. Boyu neredeyse babasına yaklaşmıştı. Spor'a manyak gibi kafayı takmıştı. Tabi babası aklına sokmuştu hep, onu tek göndermedim diye oğlunu da yanına çekmişti. İyi ki de yapmıştı.

Yaşıtlarından daha olgun davranıyordu Mete, biraz da huy olarak Çetin amcasına özenmişti. Eh babası gibi de koyu Atatürk'çü olmuştu. Daha küçücükken başlamıştı. Çok gecikmeden Aslan da geldi, yeterince kaslı değilmiş gibi hala kas yapmaya devam ediyordu.

37 yaşında olmasına rağmen hala ilk günkü gibi yakışıklıydı kocam. Bende 33 yaşına gelmiştim. ÇÖKMÜŞTÜM ARTIK!

Sebebini söylememe gerek yoktu siz anlamışsınızdır tabi, ömrümü yiyen iki bebeğim vardı. Aslan kolunu belime sarıp dudaklarıma tutkulu bir öpücük bıraktı . "Sabaha senin minik suratını görerek uyanmak isterken, neden Yılmaz babanın suratını gördüm acaba? " Sitem eder gibi konuşmasıyla güldüm.

Ahmet babam ve Yılmaz babam ayrılmıştı. Neyse ki çok sürmeden tekrar barıştılar. Babam kalp krizi geçirince hepimiz çok kötü olmuştuk, o yüzden bir süre bizde kalacaktı. Ahmet babam gelse de, Yılmaz babam onu görmek istemiyordu. Daha doğrusu istiyor ama nazlanıyordu. Tamamen yanlış anlaşılmadan dolayı olan bu ayrılık bitse de, tripleri bitmemişti. Kapı çalınca hiç kimse şaşırmadı. Mete ayaklanarak kapıyı açmaya gitti, Bunu fırsata çeviren Aslan dudaklarıma kapandı. Alt dudağımı iştahla emerken bende üst dudağına küçük bir işkence uyguluyordum. Bir elini kalçama götürüp okşadı. Dudaklarımdan ayrılıp yutkundu.

"Nasıl ilk gün ki gibi mükemmel kalabilirsin, değişen tek şey biraz kilo Alman, onun dışında bu pembe dudakların, mavi gözlerin. Sarı saçların. Hala aşığım ulan sana. " Yine kanı kaynamıştı anlaşılan. Gülerek sarılmıştım ona, "aşkım biz bize bir yerlere mi gitsek bugün? Yani sadece ikimiz. Babamlar da barışır belki hmm? " Dedim.

Kabul edeceğini bilsem de, çok yoruluyordu. O yüzden zorlamak istemiyordum onu da. Burnumun ucuna küçük bir öpücük bıraktı. "Tamam güzelim, haklısın. Gidip biraz kafa dinleyelim. Güzel bir Otel var burada, yani 2 saatlik bir mesafe var. Bungalov evleri var, biliyorum en çok onları sevdiğin için öyle bir yer düşünüyordum zaten. Sadece erkene aldık fikrimizi, güzel bir havuzu var. Yani bu da demek oluyor ki, sikiş- sevişebileceğimiz çok alan var. "

Gülerek omzuna vurdum. Aklı fikri götümdeydi, Ahmet babamla, Mete mutfakta olmalıydı. Ayağa kalkıp yanlarına ilerleyecekken, kalçama aldığım sert tokatla inledim. "Götünü yerim şerefsiz. " Gözlerim dolmuştu. Hayvan canımı yakmıştı. Ya da benim nazlanasım gelmişti.

Kolumu tutup kendine çekerek vurduğu yeri okşamaya başladı. "Oy kurban olurum sana, elim kırılsaydı. Aşkım valla acıyacağını bilmedim özür dilerim. " Büzülü dudaklarıma sert bir öpücük bıraktı.

"Aslan, çek elini oğlumun Götünden. " Yılmaz babamın bomba misali ortaya düşen sesiyle hemen toparlandık. "Baba kocamın götü ellemem normal değil mi?" Gülmemek için alt dudağımı ısırdım. Hafif bir antep şivesi katarak konuşmuştu Aslan.

Yılmaz babamın sesini duyan Ahmet babam, hemen içeriye girdi. Maşallah yıkılmaz dağ gibi duruyordu hala. Kızgındı Ahmet babama, birazcık süründürmüştü Yılmaz babamı. Adam helak olmuştu 3 haftadır neler çekiyordu. Geçen hafta da rahatsızlanınca, Ahmet babam daha fazla dayanamayarak gelmişti. Tabi bu seferde Yılmaz babam küsmüştü.

HÜCRE जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें